© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi. Tüm Hakları Saklıdır.

Aliağa Gemi Söküm Bölgesinde Yaşanan 'Carnival Inspiration' Kazası ile İlgili NGO Gemi Geri Dönüşüm Platformu'ndan Açıklama

Türkiye'nin gemi geri dönüşüm endüstrisi yine iki ölümlü kazayla sarsıldı. İzmir, Aliağa METAŞ Gemi Söküm'de 'Carnival Inspiration' adlı yolcu gemisinin sökümü esnasında patlama meydana geldi, 2 işçi hayatını kaybetti.

Geçtiğimiz günlerde Aliağa, METAŞ Gemi Söküm'de 'Carnival Inspiration' adlı yolcu gemisinin sökümü esnasında en alt katta su tahliye edilirken oksijen patlaması yaşandı. Gaz sıkışması nedeniyle yaşandığı aktarılan patlamada işçi Yılmaz Demir (55) olay yerinde, ağır yaralanan 30 yaşındaki işçi Oğuz Taşkın ise kaldırıldığı hastanede üç gün sonra yaşamını yitirdi.

Belçika merkezli bir STK olan Gemi Geri Dönüşüm Platformu (NGO Shipbreaking Platform), yaşanan trajik ölümcül kazalar ile ilgili bir açıklama yayımladı. Yayımlanan açıklama şu şekilde:

''12 Temmuz'da, Aliağa'daki gemi geri dönüşüm tesisinde iki ölümlü kaza daha meydana geldi. 'CARNIVAL INSPIRATION' adlı yolcu gemisinin sökümü esnasında meydana gelen patlamada Yılmaz Demir (55 ) ve Oğuz Taşkın (30 ) isimli işçiler alevlere kapıldı. Yılmaz olay yerinde hayatını kaybederken, Oğuz kaldırıldığı hastanede üç gün sonra ağır yaralarına yenik düştü. Kazanın kesin koşulları hala belirsiz, ancak yangının makine dairesinde çıktığı iddia ediliyor. Yerel makamlar tarafından yürütülen soruşturma devam ediyor ve yakında sonuçlandırılması bekleniyor.

Bildirildiği üzere 'CARNIVAL INSPIRATION' gemisi AB onaylı, gemi geri dönüşüm tesisleri listesinde yer alan Ege Çelik tarafından satın alındı. Söküm kapasitesinin olmaması nedeniyle, gemi sahibi Carnival Corporation'ın onayı ile gemiyi daha sonra Ege Çelik'in yakın zamanda satın aldığı ancak henüz AB listesinde yer almayan bir gemi geri dönüşüm tesisi olan Metaş'a taşıdı.

Bu yaşanan son olayla, gemi geri dönüşümünün ne kadar tehlikeler barındırdığının bir kez daha farkına vardık. Son 10 ayda, Türk gemi geri dönüşüm endüstrisi başka ciddi kazalardan da etkilendi. AB onaylı gemi geri dönüşüm tesisleri listesinde yer alan iki ayrı sahada iki işçi hayatını kaybetti. 3 Ekim 2020'de, Işıksan Gemi Sökümde çalışan Can Sünmez isimli işçi kopan korkuluk parçasının kafasına çarpması sonucu 40 metreden düşerek hayatını kaybetti. 4 Şubat'ta ise, Şimşekler Gemi Sökümde çalışan Turan Arslan isimli işçi, üzerine parça düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Bu son kazalar ile, tehlikeli atıkların bertarafı ve işçileri hasta eden meslek hastalıkları konusunda şeffaflığın olmaması da dahil olmak üzere Aliağa'daki koşullar hakkında artan endişelere yol açtı. Ege Çelik'te başka büyük bir patlamanın yedi işçinin hayatına mal olduğu 1992'den bu yana, yerel STK'lar Aliağa'da en az 47 işçinin hayatını kaybettiğini bildirdi.''

NGO Gemi Geri Dönüşüm Platformu Kurucusu Ingvild Jenssen, "Aliağa'daki gemilerin yığılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetiminden ödün vermemelidir. Yolcu gemileri, kalifiye bir işgücü ve sökülmesi yeterli zaman gerektiren, kompartımanlarla dolu ve potansiyel olarak ölümcül tehlikelerle dolu karmaşık bir iştir. Aliağa üzerindeki mevcut baskıyı azaltmak için AB'nin Avrupa Yeşil Anlaşması (EU Green Deal) doğrultusunda AB'de ek kapasiteyi artırmalı. Önümüzdeki yıllarda hurdaya çıkacak çok sayıda gemi mevcut ve sürdürülebilir çözümler arayanların daha fazla seçeneğe ihtiyacı var." açıklamasında bulundu.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi gönüllüsü akademisyen Aslı Odman, "Kazaların nedenleri son 30 yıldır maalesef hep aynı. İşçiler toksik, kanserojen maddelere maruz kaldıktan yıllar sonra hastalanıyor ve meslek hastalıklarından dolayı ölüyor. Aliağa'da kanser oranları Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Gemi geri dönüşüm endüstrisi paydaşları gemi söküm tersanelerinde meslek hastalığı olmadığını iddia etmeye devam ediyor. Asbest gibi tehlikeli maddelerin bertarafı ile ilgili işçi sağlığına yönelik ihlaller ve yasa dışı uygulamalar görmezden geliniyor. Gemi söküm işçileri, dolup taşan sipariş defterlerinin çok ağır yükü ve hızı ile güvenlik ve çevre koruma konusunda en ufak bir şeffaflık göstermeyen bir sektörün kararları altında. Avrupa'nın daha yüksek standartlar talep etmede öncülük etmesi gerekiyor. AB Komisyonu sadece kağıt üzerinde akreditasyon listeleri 'düzgün gözüküyor' diye, Aliağa'da işlerin yolunda gittiğini varsaymaya son vermeli. " değerlendirmesinde bulundu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER