yeni
İstanbul
02 Mayıs, 2025, Cuma
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$
akson

DTO'da Ali Kurumahmut Rüzgarı Esti! ''Kanal İstanbul Montrö'yü Delmez''

DTO'da Ali Kurumahmut Rüzgarı Esti! ''Kanal İstanbul Montrö'yü Delmez''
İMEAK Deniz Ticaret Odası'nın Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı, 6 Şubat 2020 Perşembe günü gerçekleştirildi. Toplantıya, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ahmet Selçuk Sert ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Denizcilik Özel Danışmanı Ali Kurumahmut, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar ve KKTC Türk Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürü Cemalettin Şevli de katıldı.

Toplantıda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Denizcilik Özel Danışmanı Ali Kurumahmut, denizcilik sektörüne Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni anlattı ve ''Montrö Zemininde Kanal İstanbul” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Ali Kurumahmut’un sunumundan dikkat çeken başlıklar ise şu şekilde;

Türk Boğazları ve Karadeniz’in hukuki statüsünü düzenleyen Montrö Sözleşmesi; 20 Temmuz 1936 tarihinde yürürlüğe girdi. Başlangıç yürürlük süresi 20 yıl olarak belirlenmişti. Lozan Barış Antlaşmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli belgesi olarak kabul edilir. Başlangıç yürürlük süresi 20 yıl olan tarihten itibaren değiştirilmeksizin Türkiye’nin gözetiminde ayakta kalabilmiştir. Boğazlardan geçişin tam özgürlüğü prensibiyle bu prensibin sonsuzluğunu belirten 28. maddenin 2. fıkrası çok önemlidir.

''Montrö, Kanal İstanbul'un Önünde Hukuki Engel Değildir''

Ali Kurumahmut; ''Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nde Türk Boğazları’ndan barışta ve savaşta denizden ve havadan geçiş ve ulaşım serbestliği ilkesini kabul etmiştir. Lozan rejimi Boğazlar’dan geçişte herhangi bir sınırlama getirmezken, Karadeniz’e geçmek isteyen savaş gemileri için tonaj sınırlaması getirmiştir. Lozan Boğazlar Sözleşmesi hükümleriyle Boğazlar’ın askerden arındırılmış olması ve tahkim edilemez bulunması nedeniyle; Türk Boğazları Bölgesi’nde Türkiye’nin egemenlik hakları açıkça sınırlandırılmıştır, Türkiye güvenliği için tedbir alma hakkından mahrum bırakılmıştır.

Kanal İstanbul üzerinde Türkiye’nin yasama, yürütme ve yargı yetkileri tam olup Kanal İstanbul geçişlerinin Türk ulusal hukukuna göre düzenleneceği konusunda bir tereddüt yoktur.

Kanal İstanbul, Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında İstanbul Boğazı’ndan yapılmaya devam edecek olan uğraksız geçişleri engelleyemeyeceği gibi, Montrö Boğazlar Sözleşmesi de Kanal İstanbul’un önünde bir hukuki engel değildir.

Kanal İstanbul yoluyla yapılması planlanacak bir geçiş geminin bayrak devletinin, acentesinin ve gemi yetkililerinin talebi üzerine olması durumunda kabul edilebilir Sözleşme ’deki geçiş özgürlüğü ihlal edilmemiş olur.

Kanal İstanbul'un Montrö Boğazlar sözleşmesini tartışmaya açmadığını belirten Kurumahmut; '' Kanal İstanbul, Montrö'ye engel değil, Montrö, Kanal İsanbul'a engel değil. Bakınız Kanal İstanbul Montrö'yü tartışmaya açmıyor. Bunun iyi yönüne bakalım, Kanal İstanbul sayesinde biz Montrö gibi fevkalede önemli , Türkiye için önemli bir sözleşmeyi çok daha sağlıklı bir şekilde ayakta tutmamız gerektiğine inanıyorum.'' açıklamalarında bulundu.

Toplantıda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ahmet Selçuk Sert de, meclise hitap etti. 


Ahmet Selçuk Sert, “Boğazlarda Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetinin kamu eliyle Kıyı Emniyeti’ne verilmesi kırmızı çizgimiz ve bu konuda zaman zaman söylendiğinin aksine idarenin kararlı bir duruşu var. Bunun aksi de düşünülemez” dedi.

Sert, yeni yapılanma ile kurulan Denizcilik Genel Müdürlüğü’ndeki değişim ile ilgili “İş aynı iş, kişiler aynı kişiler, hizmet aynı hizmet… Dolayısıyla çok fazla bir değişim olduğunu düşünmüyorum. Deniz İçsular ve Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü kapandı, Denizcilik Genel Müdürlüğü adı altında yeni bir Genel Müdürlük kurulmuş oldu. Burada çalışan arkadaşlar bu Genel Müdürlüğün çatısı altında toplandılar” dedi.

Sektör açısından Tersane ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü; limanlar, tersaneler ve gemi inşa dahil yetki ve sorumlulukların o tarafa verildiğini ve Denize Elverişlilik Belgesi alındıktan sonra denizle ilgili tüm iş ve işlemlerin bir genel müdürlükte toplandığını aktaran Sert, “Bu sektör açısından bir koordinasyon ve iletişim kolaylığı sağlayabilir. Bürokrasiyi azaltabilir. Bizim açımızdan hem bir arada olmanın getirdiği bir sinerji ve yönetim kolaylığı açısından faydası olabilir” dedi.

‘2019’da Kılavuz ve Römorkörcülük cirosu 2 milyar 740 milyon lira’

Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’in yürürlüğe girdiğini hatırlatan Sert, “2019 yılında toplam Kılavuz ve Römorkörcülük cirosu 2 milyar 740 milyon lira. Bunun 893 milyon lirası yani yüzde 33’lük kısmı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından alınıyor. İdarenin en üstünden en altındaki arkadaşımıza kadar boğazlarda Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetinin kamu eliyle Kıyı Emniyeti’ne verilmesi kırmızı çizgimiz ve bu konuda zaman zaman söylendiğinin aksine idarenin kararlı bir duruşu var. Bunun aksi de düşünülemez. Türkiye’nin mefaatleri düşünüldüğünde, Möntro düşünüldüğünde hiçbir zaman aksini düşünmedik. Hiçbir zaman da aksi yönde hareket etmedik. Bu yönetmelikte bu konu açıkça belirtildi. Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliğinde Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri, Bakanlık adına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilir. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, bu yetkileri devredemez hükmü yer almaktadır. Ayrıca Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’nde ‘Türk boğazlarını kullanan gemileri Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetleri bu yönetmeliğin kapsamı dışındadır’ hükmü yer almaktadır. Bunun gibi Limanlar Yönetmeliği’nde de her mevzuatımızda bu konu çok açık olarak belirlenmiştir” diye konuştu.


‘9 bölgede 514 milyon kılavuzluktan, 496 milyon ise römorkörcülükten’

Tekil limanların 118 milyon liralık geliri olduğunu ifade eden Sert, “Yüzde 4’lük bir payı oluyor. Kamu limanları yüzde 11’lik payı alıyor. 309 milyonluk bir geliri var. Özelleştirme limanları, özelleştirmeden gelen hakları kullanıyorlar. Bunlar Kılavuz ve Römorkörcülükü birlikte yapabiliyorlar ve 279 milyon liralık bir pay oluyor” dedi.

Sert, şöyle devam etti: “Tersaneler ve gemi söküm alanları 129 milyon ile yüzde 5’lik bir pay alıyor. Bu yönetmelikle düzenlemesini yaptığımız bölgesel sahalar, 9 bölge ise 514 milyon lira kılavuzluktan, 496 milyon lira römorlörcülükten. Yüzde 19 kılavuzluk ve yüzde 18 römorkörcülük payı almaktadır. Bu yönetmelikte 2019 yılındaki uygulamalarda geçmişe göre 2004’ten beri yönetmelik kapsamında yapılmayan yasal altyapıya kavuşmuş oldu. Bir diğer kazanım tüm dünyada örnekleri olduğu gibi özellikle yüzde 19’luk pay alan kılavuzluk faaliyetinde inisiyatif o bölgede çalışan kılavuz kaptanlarda. İdare bu konuda sıfır inisiyatif kullanıyor. O kılavuz kaptanlar hangi teşkilat bünyesinde teşkilatlanmışsa yetki o kılavuzluk teşkilatına devrediliyor. Üçüncü önemli değişiklik de yapılan düzenlemelerle sektörde daha geniş bir alana ve daha geniş bir tabana yayılmış oldu. Özellikle kılavuz kaptanların inisiyatifi geçmiş dönemde sadece İzmit Körfezi’nde böyle bir inisiyatif kullanma imkanları vardı. Şimdi dokuz bölgede de aynı uygulama yapılıyor ve önümüzdeki dönemlerde de uygulamalar bu şekilde devam edecek.”

2019 yılındaki çalışmalardan biri olan boğazlarda bekleme sürelerine ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Sert, “Boğazlardaki bekleme süreleri ve boğazlardaki geçişleri hızlandırdık. Kıyı Emniyeti bu dönemde çok önemli çalışmalar yaptı. İstanbul Boğazı’nda teknolojiden daha fazla faydalanarak, daha fazla motivasyon ve daha dikkatli bir şekilde bekleme süreleri azaldı, geçişler hızlandı. Özellikle Çanakkale Boğazı’nda Çanakkale Köprüsü inşaatına rağmen buradaki bekleme sürelerinin azalması ve yapılan düzenlemeler dikkat çekici. Bunu tetikleyen en önemli konu da Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni’nin Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliği’nin değişmesi” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının sonuna doğru özel tekne bağlama yerlerinin arttırılması yönünde projeler olduğunu altını çizen Sert, şöyle devam etti: “Atıl kapasitelerin çok cüzi paralarla balıkçı barınaklarının özellikle özel teknelerin hizmeti sunma ile ilgili projemiz devam ediyor. Bunun ilk pilot uygulamaları yapıldı. İlk etapta da çok küçük bir kaynakla Altyapı Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı 1.500 teknelik bir bağlama yeri oluşturuldu. Bunun gibi birçok düzenlemeler ve birçok çalışmalar yaptı geçmişte bu genel müdürlüklerimiz. Bundan sonra da aynı heyecan ve motivasyonla yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

Ahmet Selçuk Sert ve Ali Kurumahmut’a konuşmalarının ardından günün anısına İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır ve Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran tarafından plaket takdim edildi.

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!

YAT REKLAMI YABANCI