Enerji piyasaları 2026'ya durgun bir ruh haliyle giriyor: jeopolitik istikrarsızlık, petrol ve doğalgaz aşırı üretim belirtileriyle birleşerek fiyatlar üzerindeki baskıyı artırıyor. Analistler, önümüzdeki yıl oynaklığın ana itici gücünün talepten ziyade arz dengesi olacağını tahmin ediyor.
En önemli risk petrol fazlalığı. 2025'te fiyatların neredeyse %20 düşmesinin ardından, ABD, Brezilya ve Kanada'daki artan üretim ve OPEC+ politika değişikliği, aşırı üretim için koşullar yaratıyor. Uluslararası Enerji Ajansı, 2026'da arzın talebin yaklaşık 3,9 milyon varil/gün üzerinde olacağını tahmin ederken, yüzer depolama da dahil olmak üzere stok büyüme verileri düşüş senaryosunu güçlendiriyor.
Doğalgaz sektöründe LNG kapasitesinde bir artış bekleniyor: 2030 yılına kadar ihracat potansiyeli, esas olarak ABD'nin etkisiyle %50 artacak. Bu durum Avrupa ve Asya'daki tüketicilerin konumunu iyileştirecek, ancak üreticiler arasındaki rekabeti yoğunlaştıracaktır. Dizel yakıt, petrol ürünlerinde yapısal gücünü koruyor; sınırlı rafineri kapasitesi ve jeopolitik faktörler, petrol fazlalığına rağmen marjları destekliyor.
Petrol ve doğalgaz devleri, sermaye harcamalarını kısarak zorlu bir 2026 yılına hazırlanıyor, ancak aynı zamanda birleşme ve satın almalar ile yeni üretim projeleri de dahil olmak üzere uzun vadeli büyümeye odaklanıyorlar.
Yenilenebilir enerjide büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edildi, ancak düşen teknoloji maliyetleri ve artan elektrik talebi (veri merkezleri, elektrifikasyon) sektörü stratejik gündemde tutuyor.
Uluslararası Enerji Ajansı, 1974 yılında petrol krizine yanıt olarak kuruldu ve bugün enerji piyasalarını, arz güvenliğini ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi analiz eden kilit hükümetler arası kuruluştur.
Paris merkezli ve OECD üye ülkelerine ait olan ajans, bağımsız bir analitik ve danışmanlık kurumu olarak faaliyet göstermektedir.
#enerjipiyasaları #petrolgaz #LNG #enerjigörünümü #jeopolitik
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.