A.S.P.
İstanbul
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

AMATÖR DENİZCİLERİN DUAYENLERİ

18 Kasım 2019, Pazartesi 11:11
reklam yerim makale içi

Yelkenli teknemi 1998 yılında aldım. Fenerbahçe’ye getirdim. Marina ile anlaşma yaptım. 1 yıllık bağlama, 15 günlüğüne karaya çekme ve indirme dahil 1.100 Alman Markı. Teknem Türk bandralı olduğu için ve dahi ben Türk olduğum için kurda % 30 indirim var. Bu durumda 770 Alman Markı ödeme yapıyordum ve BANA ÇOK PAHALI geldi. Bugünkü paraya çevirelim. Avro ilk çıktığında 2 Alman Markı 1 Avroya eşitti. Bunu esas alıyorum. Dileyen başka değerlendirme yapabilir. Demekki, 385 Avro idi. Bugün ile siz karşılaştırın artık.

Daha sonra marinayı Setur aldı. Önce Alman Markı üzerinden fiyatları dolara çevirdi. Yani para birimini dolara çevirip fena bir zam yapmış oldu. Amatör Denizciler isyanda ama örgütlünme yok. Tıpkı bu günlerde olduğu gibi. O tarihlerde ecremisil kira gibi bir şey yok. Sonra Dolar üzerinden bir zam yaptı. Yine isyan var ama etkisiz. Ben bu gün olduğu gibi yine isyan bayrağını çekmiştim. Ama komşu teknelerden birinin sahibi bana “DENİZ UCUZ ADAMI SEVMEZ” dedi. Demek ki kazıklanmaya isyan ucuz adamlıkmış. Sonra 2001 şubat krizi geldi. Bana “Deniz ucuz adamı sevmez” diyen teknesini sattı. Aylar sonra sahilde yürürken gördüm. Bu seferde “EN İYİ TEKNE ARKADAŞININ TEKNESİDİR” dedi. Küçülmenin zirvesi.

Bu arkadaşların ortak özelliği beyaz yakalı olmaları, çalıştıkları şirketlerden döviz ile yüksek maaş almaları idi. Ama 2001 şubat krizi kötü gelmişti. Şirketler devalüasyondan önceki kurlar üzerinden maaşlarını Türk Lirasına çevirdiler. Bu aylık gelirin % 50 azalması demekti. Ancak bu noktada kalmadı işler. Şirketlerin çoğu zor durumdaydı. Çok sayıda, oransal olarak % 70 cıvarında beyaz yakalı işten çıkartıldı. Orta büyüklükteki şirketlerin yarısı battı. Geri kalan yarısı da batma sınırında varlık mücadelesi verdiler. Bugün, 18 yıl geçmiş olmasına rağmen bu olayın etkisi halen devam etmektedir. Etkilerinden biri de marina fiyatlarıdır. Devlet bütçesi o kadar fazla açık veriyordu ki, halen iktidarda olan Akparti, iktidara gelir gelmez, açığı kapatmak için her türlü gelir olanaklarını değerlendirdi ve marinaların ecremisil kiraları da böyle doğdu. Tabii o beyaz yakalılar bir daha hiç o kadar yüksek ücreti görmedi. Bugün, marinalara her yıl akıllara zarar paraları ödeyen beyaz yakalıların gelecekte başına geleceği gibi.

Sonra DSTİ – DENİZCİLER SİVİL TOPLUM İNSİYATİFİ adı altında bir platform doğdu. İlk toplantıları yeni yeni hayatımıza giren internet olanakları sayesinde 400 kişi ile yapıldı. Ben ilk toplantıya haberim olmadığı için katılmadım. Ama ikinci ve son toplantıya katıldım. İkinci toplantı 600 kişi ile yapıldı. Amatör Denizciler ilk ve son kez bu kadar kalabalık şekilde bir araya geldiler. Bütün Türkiye’den gelmişlerdi. Çok fiyakalı konuşmalar yapıldı. DUAYENLERİ İLK KEZ O ZAMAN TANIDIM. Gazetelerde, dergilerde yazıları olan duayenler. Sizler yazımı okuyunca kimler olduğunu anlayacaksınız. İsimlerini yazmıyorum.

DSTİ’nin estirdiği rüzgar ile yelkenler şişti. Duayenler iyice şöhret oldu. ADF – Amatör Denizciler Federasyonu böyle kuruldu. Ama bir eksiği vardı. AMATÖR DENİZCİYİ TEMSİL ETMİYORDU ve halende etmiyor. Çünkü adı üzerinde federasyona sadece dernekler üye olabiliyor. Ve genel olarak spor dernekleri üye oldu. Az sayıda üye olan Amatör Denizci derneklerinin Federasyon üzerinde bir etkisi yoktu ve hiç olmadı. Bugün bu federasyon sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Kurulduğundan bu yana da Amatör Denizcilere hiçbir faydası olmadı.

DSTİ’nin estirdiği rüzgar ile duayenler iş ve gelir sahibi oldular. Tanındılar. Bazıları kulüp başkanı oldu. Hala kulüp başkanlığı yapanlar var. Ama yapmaları gereken en önemli işi yapmadılar. Resmileşmediler. DSTİ’yi dernek statüsüne sokmadılar. Bilgisizlik mi, cahillik mi, tercih mi? Bence hiçbiri değil. İşlerine gelmedi.

DSTİ’nin son toplantısı Kalamış Yelken Kulübünde yapıldı. Sadece 31 kişi katıldı. Biri bendim. Ben bu hikayeyi anlatırken genelde 32 kişi diyorum. Cenabet rakkamı teleffuz etmemek için. Onca sene geçti ve ilk kez 31 kişi diyorum. Anlayan anlar. Ve o toplantıda acilen dernekleşmemiz gerektiğini söyledim. 30 kişi, genç kızlar ve erkekler, toplantıyı organize eden duayen dahil hepsi bana güldüler, alay ettiler. Duayen, hakkını vereyim, gençler kadar gülmedi, alayda etmedi. Üzerimde ki baskıyı aldı diyebilirim. Ama bu toplantı dernekleşme ile sonuçlansaydı, Amatör Denizciler bu günkü sıkıntılarını çekmeyebilirlerdi. Bilmiyorum.

Duayen ne demek? İki sözlük anlamı var.

Kordiplomatikte kıdemlilik bakımından başta gelen diplomat.

Bir meslekte yaşça ve kıdemce ileri olan kimse.

Bu tariften anlaşıldığı üzere, diplomaside ve çeşitli mesleklerde çok kullanılan bir kelime. Ama, Amatör Denizcilerin duayenleri gerçek anlamda Amatör Denizciler için çalışsaydı ve diplomat gibi davranıp Devlet kademelerinde Amatör Denizcilerin haklarını arasalardı, Amatör Denizcilik bu günlerde çok rahat olurdu. Barınaklarımız olurdu. Barınak için kurduğumuz AdbDer – AMATÖR DENİZCİLER BARINAK DERNEĞİ hiç kurulmazdı. Ama Amatör Denizciliğin duayenleri, sadece kendi şahsi menfaatleri, şöhretleri için çalıştılar. Bugün de aynı şeyi yapıyorlar. Toplantılar, çalıştaylar düzenliyorlar. Süslü ve büyük laflar ediyorlar kürsülerden. Ama sonuç yok. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan toplantılarına yüksek bürokrat isimleri çağırıyorlar. Onlar da süslü laflar ediyor kürsülerden. Bir kısmı bugün görevde değiller. O bürokratlar da, duayenler gibi Amatör Denizcilik için hiç çalışmamış olanlar. Çalışmadıkları için görevden uzaklaştırılıyorlar. Onlar gidiyor ama Amatör Denizcilik duayenlerinden bir türlü yakasını kurtaramıyor.

Yaşça ve kıdemce Amatör Denizcilikte ileri ve kıdemli bu duayenleri siz tartın. İŞTİR KİŞİNİN AYNASI, LAFA BAKILMAZ sözü sizin kılavuzunuz olsun. O duayenler için ne söylendiğine, duayenlerin ne söylediğine bakmayın. Yaptıkları işe bakın. Yaptıkları işlere baktığınızda, büyük ihtimalle hiçbir şey görmeyeceksiniz. Tabii duayenler bu yazımı okuduklarında, hiç üzerlerine alınmayacaklar. Çünkü onlar kendilerini halen dev aynasında görüyorlar.

Artık, Amatör Denizci iş istiyor. Laf istemiyor. Hem bürokrattan, hem duayenlerden. Tabii iş yapacak bilgi ve kabiliyetleri varsa.