Teknelerde boya uygulama sorunları
22 Eylül 2012, Cumartesi 14:57 Deniz grubu ve endüstriyel boyaların ortak noktası uygulandıkları zeminleri, zorlu iklim ve ortam
koşulları karşısında korumaktır. Deniz grubundaki boya ve kaplama ürünleri özellikle neme, suya
ve güneşin UV etkilerine karşı koruma sağlamayı hedeflerken, endüstriyel gruptaki boya ürünleri
zeminleri darbeye, korozyona ve çeşitli kimyasal etkileri karşı korumayı hedeflemektedirler. Ancak
uygulama sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilecek bazı sorunlar, boya malzemelerinin
amaçladıkları korumayı gerçekleştirememelerine neden olabilir. Bu sorunlar oluşmadan gerekli
önlemler alınmazsa veya müdahale edilip sorunlar ortadan kaldırılmazsa, boyaların dayanma ve
koruma özellikleri beklenenden çok daha kısa bir süre içerisinde sona erebilir.
Deniz grubu ve endüstriyel boyaların uygulanması sırasında ve uygulama sonrasında ortaya
çıkabilecek bazı sorunlara değinmek istiyorum.
Uygulama sırasında ortaya çıkabilecek sorunlar:
1. Kabarma: Sık karşılaşılan yapısal sorunlardan biri olan kabarma, zemindeki boya ile uyumsuz
bir boyanın uygulanması sonucunda oluşur; eğer son kat olarak uygulanan boyanın solventi
kuvvetli ise, zemindeki boya ile uyumsuzluk yapıp kabartabilir. Bu sorunun oluşmaması için
zemindeki boya türünün analiz edilip, uygun bir sonkat kullanılması gerekir. Bu sorunu telafi
etmek için, kabaran boyanın spatula ile kazınıp, yeniden uygulama yapılması gerekir.
2. Portakal kabuğu: Bu sorun, uygulanan boya yüzeyinin portakal kabuğu görünümünü alması
şeklinde tanımlanabilir; görsel bir sorundur. Özellikle tabanca-sprey uygulamalarında ortaya
çıkar. Zemine düşen boya yeterince yayılamadan, içerisindeki solventler sistem dışına
çıkar ise, portakal kabuğu görünümünde bir yüzey oluşur. Ana nedenleri, ortam şartlarına
uymayan hızlı uçucu tiner kullanılması, boyanın yeterince inceltilmemesi, boya uygulanan
tabanca meme çapının büyük olması veya uygulama yapılan yüzeyin sıcak olmasıdır.
Bu sorunun oluşmaması için, ortam şartlarına uygun hızda tiner kullanılmalı, meme çapı
uygulanan boyaya göre doğru seçilmeli, tabanca ile uygulama zemini arasındaki mesafe
doğru tayin edilmelidir. Bu sorunu telafi etmek için, portakal oluşan yüzey zımpara yapılıp
tekrar boyanmalıdır.
3. Sütlenme: Boyanın yüzeyinin buzlu beyaz bir görünüme bürünmesi şeklinde tanımlanabilir.
Görsel bir sorundur. Bu sorunun ana nedenleri ortam neminin uygulama sırasında aşırı
yüksek olması ve yanlış tiner kullanımıdır. Uygulanan boya kuruma safhasında iken ortam
nemindeki artış, boya yüzeyinde su buharı yoğuşmasına neden olabilir ve bu da boya
filminde sütlenmeye yol açar. Bu sorunun oluşmaması için gece ve çok erken saatlerde yani
havadaki bağıl nemin yüksek olduğu zamanlarda uygulama yapılmamalıdır; ayrıca boyaya
buharlaşmayı geciktirici solvent ilave edilmesi de sütlenmeyi minimuma indirebilir. Bu sorunu
telafi etmek için, sütlenme oluşan yüzey zımpara yapılıp tekrar boyanmalıdır.
4. Akma: Uygulama yapılan dik yüzeylerde oluşabilen akıntılardır. Görsel bir sorundur. Bu
sorunun ana nedenleri, uygulanan boyanın yeterince inceltilmeden çok kalın uygulanması
veya boyanın gereğinden fazla inceltilerek uygulanmasıdır. Bu sorunun oluşmaması için,
boyanın tavsiye edilen vizkozite değerine gelene kadar, uygun tineri ile inceltilmesi ve uygun
bir meme çapına sahip tabanca ile uygulanmasıdır. Bu sorunu telafi etmek için, akma oluşan
yüzey zımpara yapılıp tekrar boyanmalıdır.
5. Sızma: Astar boyanın, sonkat uygulamasında sonra sonkatın yüzeyinden görülebilmesidir.
Yapısal bir sorundur. Ana nedenleri, astar yeterince kurumadan sonkat uygulama yapılması
veya astar yüzeyinde yağlı maddeler olması olabilir. Astar boya kurumasını tam olarak
gerçekleştiremeden sonkat boya uygulanırsa, astar yüzeyi, sonkat boyanın solventlerini
bünyesine katarak, sonkat boyanın kapatıcılık gücünü azaltır. Zemindeki yağlanma ise, sonkat
boyanın astar yüzeyine tam olarak yapışmasını engelleyip, astar boyanın belirgin bir şekilde
kalmasına yol açar. Bu sorunun oluşmaması için, uygulanan astarın kuruma süresine dikkat
edilmeli, kuruma gerçekleşmeden sonkat boya uygulanmamalıdır. Ayrıca zeminin yağdan ve
kirden tamamen arındırılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu sorunu telafi etmek için, sızma
oluşan yüzeyin kuruması beklenmeli, zımpara yapılıp tekrar boyanmalıdır.
6. Kurumada gecikme: Boyanın beklenen kuruma süresinde kurumaması ve yüzeyinin
ıslak kalmasıdır. Yapısal bir sorundur. Ana nedenleri, düşük sıcaklıkta uygulama yapmak,
havalandırma şartlarının yeterli olmaması, geç uçucu tiner kullanılması veya ortam neminin
yüksek olmasıdır. Çift bileşenli boyalarda (epoksi, poliüretan gibi), boya-sertleştirici arasında
tavsiye edilen karışım oranına uyulmadığı takdirde de kurumada gecikme oluşabilir. Boyanın
içerisindeki uçucu solventler, belirtilen olumsuzluklardan dolayı sistem dışına çıkamazsa,
boyanın kuruması gecikmeye başlar. Bu sorunun oluşmaması için, boya uygun ortam
sıcaklığı ve bağıl nem oranında uygulanmalıdır, uygulama için ortam şartlarına uygun tiner
seçilmelidir. Eğer kurumada gecikme boya-sertleştirici karışım oranına uyulmamasından
kaynaklanmıyorsa, normalden daha uzun bekleme süresinden sonra kuruma gerçekleşir. Eğer
yeterli süre yoksa, kuruması geciken boya kazınarak veya silinerek zeminden kaldırılır ve
tekrar uygulama yapılır.
7. Kabarcıklanma: Boya içerisinde hapsolan havanın kabarcıklar oluşturmasıdır. Görsel bir
sorundur. Ana nedenleri, uygulama yapılmadan önce boyanın çok hızlı karıştırılması ve
hemen uygulama yapılması veya yüzey sıcaklığının fazla olması şeklinde sıralanabilir. Hızlı
karıştırılan boya içerisindeki hava kabarcıkları uygulama yapılan yüzeye taşınabilir. Uygulama
yapılan zemin sıcak ise, uygulanan boyanın içerisindeki solventler boyanın normal kuruma
sürecinden önce buharlaşmaya başlar ve kabarcıklar halinde zeminden atmosfere çıkış
yaparlar. Bu sorunun oluşmaması için geç uçan solventler tercih edilebilir veya karıştırma
işleminden sonra boya belirli bir süre dinlendirilir ve oluşan hava kabarcıklarının yok olması
beklenir. Bu sorunu telafi etmek için kabarcıklanma görülen zemin zımpara yapılır ve tekrar
boya uygulaması yapılır.
8. Yüzeyden kaçma: Uygulanan boyanın yüzeyde kalmak istememesi şeklinde tanımlanabilir.
Görsel bir sorundur. Krater oluşması şeklinde yüzeyde görülür. Ana nedenleri uygulama
yapılan zeminde su, silikon, yağ gibi maddelerin bulunmasıdır. Bu maddeler, uygulanan
boyayı bünyelerine kabul etmeyip iterler ve minik kraterler oluşasına yol açarlar. Bu sorunun
oluşmaması için, yüzey temizliğine dikkat edilmeli gereken yerlerde zımpara yapılmalıdır.
Bu sorunu telafi etmek için krater görülen yerler zımpara yapılır ve tekrar boya uygulaması
yapılır. Anti-silikon katkıları kullanılabilir ancak bu katkılar kendileri de silikon içerdiği için
kullanılmaları risklidir ve tecrübe isteyen bir işlemdir.
Uygulama sonrasındaki süreçte ortaya çıkabilecek sorunlar:
1. Pas kusma: Boya uygulanan yüzeyde paslı bölgeler oluşmasıdır. Yapısal bir sorundur. Ana
nedenleri, yüzey hazırlığının iyi yapılmaması, astar uygulamasının yeterli kalınlıkta olmaması
veya kullanılan astarın antikorozif özelliklerinin yeterli olmamasıdır. Bu sorunun oluşmaması
için, yüzey hazırlığı yeterli düzeyde yapılmalıdır, ayrıca zemine uygulanan astar boya yeterli
koruyuculuk özelliklerine sahip olmalıdır. Bu sorunu telafi edebilmek için, pas kusan zemin
zımpara yapılarak sac yüzey ortaya çıkarılmalı, gerekli temizlik yapıldıktan sonra tekrar
uygulama yapılmalıdır.
2. Matlaşma: Boyanın parlaklık değerinin beklenen düzeyin altında olasıdır. Özellikle parlak
boyalarda belirgin olarak görülebilen görsel bir sorundur. Uygulanan astarın gözenekli
ve emici olması matlaşmaya neden olabilir. Boyaya normalden fazla tiner girilmesi de
matlaşmaya neden olabilir. Boyaya katılan aşırı tiner, boyanın yayılma ve parlama
özelliklerinde bozulmaya yol açabilir, bu da matlaşma olarak ortaya çıkabilir. Bu sorunun
oluşmaması için boyaya doğru miktarda tiner ilave edilmelidir ve zemin hazırlığı düzgün olarak
yapılmalıdır. Bu sorunu telafi etmek için matlaşma görülen yüzey zımpara yapılarak, tekrar
uygulama yapılmalıdır.
3. Tebeşirlenme: Boya yüzeyinde tebeşir gibi tozlar çıkması şeklinde tanımlanabilir. Görsel
bir problemdir. Bunun nedenleri boya formülünde yüksek oranda pigment olması veya fazla
inceltme yapılması olabilir. Bu sorunun oluşmaması için, pigment oranı doğru olarak imal
edilmiş bir boya kullanılması ve doğru oranda tiner kullanılarak inceltme yapılması gerekir. Bu
sorunu telafi etmek için, tebeşirlenme görülen yüzey zımpara yapılarak temizlenmeli ve tekrar
uygulama yapılmalıdır.
4. Sararma: Beyaz ve açık tonlardaki boyaların beklenen dayanma süresinden önce
sararmasıdır. Görsel bir problemdir. Bunun nedenleri boya içeriğinde fazla kurutucu
kullanılması, yüksek sıcaklıklarda fırınlama yapılması olabilir. Her boyanın sararma direnci
farklı olabilir; beklenen süre içerisinde sararma belirtileri gösteren bir boyada oluşan sararmayı
sorun olarak görmemek gerekir. Bu sorunun oluşmaması için, kullanım yerine ve amacına
uygun sararma direnci olan boya seçilmesi, fırınlama işleminin doğru olarak yapılması gerekir.
Bu sorunu telafi etmek için, sararma yapan boya zımpara yapılarak yeni boya uygulaması
yapılmalıdır. Boya tipi seçilirken, poliüretan esaslı boyaların akrilik boyalara göre, akrilik
boyaların epoksi ve alkid esaslı boyalara göre sararmaya karşı daha dirençli olduğu göz
önünde bulundurulmalıdır. Sararma direnci zayıf boyaların ağırlıklı olarak iç mekanlarda tercih
edilmesi gerekir.
5. Çatlama: Boya yüzeyinde küçük çatlaklar oluşması olarak tanımlanır. Yapısal bir sorundur.
Bu sorunun nedenleri, boya uygulanan yüzeyin fazla sıcaklığa maruz kalması, yanlış astar ve
sonkat boya seçimi, ortamdaki ani sıcaklık değişimleri ve uygulanan boya filminin çok kalın
olmasıdır. Bu sorunun oluşmaması için sonkat ve astarın birbiri ile uyumlu seçilmesi, ortam
şartlarındaki ani değişimleri tolere edebilecek bir boya sistemi seçilmesi ve uygulanan boyanın
tavsiye edilen maksimum kalınlığı geçmemesi gereklidir. Bu sorunu telafi etmek için, çatlayan
boyanın kazınarak gerekirse tekrar astar ve sonkat boyanın uygulanması gerekir.
6. Kırışma: Boyanan yüzeyde ince kırışıklıklar oluşması şeklinde tanımlanır. Yapısal bir
sorundur. Bunun nedenleri, boya formülasyonunda dengesiz kurutucuların kullanılması,
tam kurumayan astar üzerine sonkat boya uygulamasının yapılması ve boyanın çok kalın
uygulanması olabilir. Özellikle tam kuruma yapmamış astar üzerine sonkat boya uygulanması
sonucunda, astar yüzeyinden atmosfere çıkış yapan solvent, astar filmi ile sonkat filmi
arasında sıkışıp kalarak, sonkat boya filminde kırışıklıklara yol açar. Bu sorunu oluşmaması
için katlar arası bekleme sürelerine dikkat edilmesi, tam kurumayan astar üzerine sonkat boya
uygulanmaması, boya film kalınlığına dikkat edilmesi gereklidir. Bu sorunu telafi edebilmek
için, kırışma olan yüzeyin spatula veya zımpara ile kazınarak yeniden boya uygulaması
yapılması gereklidir.
Boya ve kaplamalar ile ilgili bu sorunları daha da çeşitlendirmek mümkündür. Genel hatları ile bu boya
sorunlarını incelersek, uygun olmayan miktarlarda tiner kullanımı, ortam sıcaklık ve nem şartlarının
uygun olmaması ve uygun astar ve sonkat seçilmemesi ana nedenler olarak ön plana çıkıyor. Bu
nedenleri ortadan kaldırmak için, kullanıcıların ürün etiketlerini, kullanma kılavuzlarını, teknik spektleri
ve güvenlik bilgi formlarını dikkatle inceledikten sonra ürünleri kullanmalarıdır. Kafaya takılan soru
işaretleri olduğu durumlarda, imalatçı firma ile görüşüp gerekli teknik desteği talep etmelilerdir.
[email protected]
koşulları karşısında korumaktır. Deniz grubundaki boya ve kaplama ürünleri özellikle neme, suya
ve güneşin UV etkilerine karşı koruma sağlamayı hedeflerken, endüstriyel gruptaki boya ürünleri
zeminleri darbeye, korozyona ve çeşitli kimyasal etkileri karşı korumayı hedeflemektedirler. Ancak
uygulama sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilecek bazı sorunlar, boya malzemelerinin
amaçladıkları korumayı gerçekleştirememelerine neden olabilir. Bu sorunlar oluşmadan gerekli
önlemler alınmazsa veya müdahale edilip sorunlar ortadan kaldırılmazsa, boyaların dayanma ve
koruma özellikleri beklenenden çok daha kısa bir süre içerisinde sona erebilir.
Deniz grubu ve endüstriyel boyaların uygulanması sırasında ve uygulama sonrasında ortaya
çıkabilecek bazı sorunlara değinmek istiyorum.
Uygulama sırasında ortaya çıkabilecek sorunlar:
1. Kabarma: Sık karşılaşılan yapısal sorunlardan biri olan kabarma, zemindeki boya ile uyumsuz
bir boyanın uygulanması sonucunda oluşur; eğer son kat olarak uygulanan boyanın solventi
kuvvetli ise, zemindeki boya ile uyumsuzluk yapıp kabartabilir. Bu sorunun oluşmaması için
zemindeki boya türünün analiz edilip, uygun bir sonkat kullanılması gerekir. Bu sorunu telafi
etmek için, kabaran boyanın spatula ile kazınıp, yeniden uygulama yapılması gerekir.
2. Portakal kabuğu: Bu sorun, uygulanan boya yüzeyinin portakal kabuğu görünümünü alması
şeklinde tanımlanabilir; görsel bir sorundur. Özellikle tabanca-sprey uygulamalarında ortaya
çıkar. Zemine düşen boya yeterince yayılamadan, içerisindeki solventler sistem dışına
çıkar ise, portakal kabuğu görünümünde bir yüzey oluşur. Ana nedenleri, ortam şartlarına
uymayan hızlı uçucu tiner kullanılması, boyanın yeterince inceltilmemesi, boya uygulanan
tabanca meme çapının büyük olması veya uygulama yapılan yüzeyin sıcak olmasıdır.
Bu sorunun oluşmaması için, ortam şartlarına uygun hızda tiner kullanılmalı, meme çapı
uygulanan boyaya göre doğru seçilmeli, tabanca ile uygulama zemini arasındaki mesafe
doğru tayin edilmelidir. Bu sorunu telafi etmek için, portakal oluşan yüzey zımpara yapılıp
tekrar boyanmalıdır.
3. Sütlenme: Boyanın yüzeyinin buzlu beyaz bir görünüme bürünmesi şeklinde tanımlanabilir.
Görsel bir sorundur. Bu sorunun ana nedenleri ortam neminin uygulama sırasında aşırı
yüksek olması ve yanlış tiner kullanımıdır. Uygulanan boya kuruma safhasında iken ortam
nemindeki artış, boya yüzeyinde su buharı yoğuşmasına neden olabilir ve bu da boya
filminde sütlenmeye yol açar. Bu sorunun oluşmaması için gece ve çok erken saatlerde yani
havadaki bağıl nemin yüksek olduğu zamanlarda uygulama yapılmamalıdır; ayrıca boyaya
buharlaşmayı geciktirici solvent ilave edilmesi de sütlenmeyi minimuma indirebilir. Bu sorunu
telafi etmek için, sütlenme oluşan yüzey zımpara yapılıp tekrar boyanmalıdır.
4. Akma: Uygulama yapılan dik yüzeylerde oluşabilen akıntılardır. Görsel bir sorundur. Bu
sorunun ana nedenleri, uygulanan boyanın yeterince inceltilmeden çok kalın uygulanması
veya boyanın gereğinden fazla inceltilerek uygulanmasıdır. Bu sorunun oluşmaması için,
boyanın tavsiye edilen vizkozite değerine gelene kadar, uygun tineri ile inceltilmesi ve uygun
bir meme çapına sahip tabanca ile uygulanmasıdır. Bu sorunu telafi etmek için, akma oluşan
yüzey zımpara yapılıp tekrar boyanmalıdır.
5. Sızma: Astar boyanın, sonkat uygulamasında sonra sonkatın yüzeyinden görülebilmesidir.
Yapısal bir sorundur. Ana nedenleri, astar yeterince kurumadan sonkat uygulama yapılması
veya astar yüzeyinde yağlı maddeler olması olabilir. Astar boya kurumasını tam olarak
gerçekleştiremeden sonkat boya uygulanırsa, astar yüzeyi, sonkat boyanın solventlerini
bünyesine katarak, sonkat boyanın kapatıcılık gücünü azaltır. Zemindeki yağlanma ise, sonkat
boyanın astar yüzeyine tam olarak yapışmasını engelleyip, astar boyanın belirgin bir şekilde
kalmasına yol açar. Bu sorunun oluşmaması için, uygulanan astarın kuruma süresine dikkat
edilmeli, kuruma gerçekleşmeden sonkat boya uygulanmamalıdır. Ayrıca zeminin yağdan ve
kirden tamamen arındırılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu sorunu telafi etmek için, sızma
oluşan yüzeyin kuruması beklenmeli, zımpara yapılıp tekrar boyanmalıdır.
6. Kurumada gecikme: Boyanın beklenen kuruma süresinde kurumaması ve yüzeyinin
ıslak kalmasıdır. Yapısal bir sorundur. Ana nedenleri, düşük sıcaklıkta uygulama yapmak,
havalandırma şartlarının yeterli olmaması, geç uçucu tiner kullanılması veya ortam neminin
yüksek olmasıdır. Çift bileşenli boyalarda (epoksi, poliüretan gibi), boya-sertleştirici arasında
tavsiye edilen karışım oranına uyulmadığı takdirde de kurumada gecikme oluşabilir. Boyanın
içerisindeki uçucu solventler, belirtilen olumsuzluklardan dolayı sistem dışına çıkamazsa,
boyanın kuruması gecikmeye başlar. Bu sorunun oluşmaması için, boya uygun ortam
sıcaklığı ve bağıl nem oranında uygulanmalıdır, uygulama için ortam şartlarına uygun tiner
seçilmelidir. Eğer kurumada gecikme boya-sertleştirici karışım oranına uyulmamasından
kaynaklanmıyorsa, normalden daha uzun bekleme süresinden sonra kuruma gerçekleşir. Eğer
yeterli süre yoksa, kuruması geciken boya kazınarak veya silinerek zeminden kaldırılır ve
tekrar uygulama yapılır.
7. Kabarcıklanma: Boya içerisinde hapsolan havanın kabarcıklar oluşturmasıdır. Görsel bir
sorundur. Ana nedenleri, uygulama yapılmadan önce boyanın çok hızlı karıştırılması ve
hemen uygulama yapılması veya yüzey sıcaklığının fazla olması şeklinde sıralanabilir. Hızlı
karıştırılan boya içerisindeki hava kabarcıkları uygulama yapılan yüzeye taşınabilir. Uygulama
yapılan zemin sıcak ise, uygulanan boyanın içerisindeki solventler boyanın normal kuruma
sürecinden önce buharlaşmaya başlar ve kabarcıklar halinde zeminden atmosfere çıkış
yaparlar. Bu sorunun oluşmaması için geç uçan solventler tercih edilebilir veya karıştırma
işleminden sonra boya belirli bir süre dinlendirilir ve oluşan hava kabarcıklarının yok olması
beklenir. Bu sorunu telafi etmek için kabarcıklanma görülen zemin zımpara yapılır ve tekrar
boya uygulaması yapılır.
8. Yüzeyden kaçma: Uygulanan boyanın yüzeyde kalmak istememesi şeklinde tanımlanabilir.
Görsel bir sorundur. Krater oluşması şeklinde yüzeyde görülür. Ana nedenleri uygulama
yapılan zeminde su, silikon, yağ gibi maddelerin bulunmasıdır. Bu maddeler, uygulanan
boyayı bünyelerine kabul etmeyip iterler ve minik kraterler oluşasına yol açarlar. Bu sorunun
oluşmaması için, yüzey temizliğine dikkat edilmeli gereken yerlerde zımpara yapılmalıdır.
Bu sorunu telafi etmek için krater görülen yerler zımpara yapılır ve tekrar boya uygulaması
yapılır. Anti-silikon katkıları kullanılabilir ancak bu katkılar kendileri de silikon içerdiği için
kullanılmaları risklidir ve tecrübe isteyen bir işlemdir.
Uygulama sonrasındaki süreçte ortaya çıkabilecek sorunlar:
1. Pas kusma: Boya uygulanan yüzeyde paslı bölgeler oluşmasıdır. Yapısal bir sorundur. Ana
nedenleri, yüzey hazırlığının iyi yapılmaması, astar uygulamasının yeterli kalınlıkta olmaması
veya kullanılan astarın antikorozif özelliklerinin yeterli olmamasıdır. Bu sorunun oluşmaması
için, yüzey hazırlığı yeterli düzeyde yapılmalıdır, ayrıca zemine uygulanan astar boya yeterli
koruyuculuk özelliklerine sahip olmalıdır. Bu sorunu telafi edebilmek için, pas kusan zemin
zımpara yapılarak sac yüzey ortaya çıkarılmalı, gerekli temizlik yapıldıktan sonra tekrar
uygulama yapılmalıdır.
2. Matlaşma: Boyanın parlaklık değerinin beklenen düzeyin altında olasıdır. Özellikle parlak
boyalarda belirgin olarak görülebilen görsel bir sorundur. Uygulanan astarın gözenekli
ve emici olması matlaşmaya neden olabilir. Boyaya normalden fazla tiner girilmesi de
matlaşmaya neden olabilir. Boyaya katılan aşırı tiner, boyanın yayılma ve parlama
özelliklerinde bozulmaya yol açabilir, bu da matlaşma olarak ortaya çıkabilir. Bu sorunun
oluşmaması için boyaya doğru miktarda tiner ilave edilmelidir ve zemin hazırlığı düzgün olarak
yapılmalıdır. Bu sorunu telafi etmek için matlaşma görülen yüzey zımpara yapılarak, tekrar
uygulama yapılmalıdır.
3. Tebeşirlenme: Boya yüzeyinde tebeşir gibi tozlar çıkması şeklinde tanımlanabilir. Görsel
bir problemdir. Bunun nedenleri boya formülünde yüksek oranda pigment olması veya fazla
inceltme yapılması olabilir. Bu sorunun oluşmaması için, pigment oranı doğru olarak imal
edilmiş bir boya kullanılması ve doğru oranda tiner kullanılarak inceltme yapılması gerekir. Bu
sorunu telafi etmek için, tebeşirlenme görülen yüzey zımpara yapılarak temizlenmeli ve tekrar
uygulama yapılmalıdır.
4. Sararma: Beyaz ve açık tonlardaki boyaların beklenen dayanma süresinden önce
sararmasıdır. Görsel bir problemdir. Bunun nedenleri boya içeriğinde fazla kurutucu
kullanılması, yüksek sıcaklıklarda fırınlama yapılması olabilir. Her boyanın sararma direnci
farklı olabilir; beklenen süre içerisinde sararma belirtileri gösteren bir boyada oluşan sararmayı
sorun olarak görmemek gerekir. Bu sorunun oluşmaması için, kullanım yerine ve amacına
uygun sararma direnci olan boya seçilmesi, fırınlama işleminin doğru olarak yapılması gerekir.
Bu sorunu telafi etmek için, sararma yapan boya zımpara yapılarak yeni boya uygulaması
yapılmalıdır. Boya tipi seçilirken, poliüretan esaslı boyaların akrilik boyalara göre, akrilik
boyaların epoksi ve alkid esaslı boyalara göre sararmaya karşı daha dirençli olduğu göz
önünde bulundurulmalıdır. Sararma direnci zayıf boyaların ağırlıklı olarak iç mekanlarda tercih
edilmesi gerekir.
5. Çatlama: Boya yüzeyinde küçük çatlaklar oluşması olarak tanımlanır. Yapısal bir sorundur.
Bu sorunun nedenleri, boya uygulanan yüzeyin fazla sıcaklığa maruz kalması, yanlış astar ve
sonkat boya seçimi, ortamdaki ani sıcaklık değişimleri ve uygulanan boya filminin çok kalın
olmasıdır. Bu sorunun oluşmaması için sonkat ve astarın birbiri ile uyumlu seçilmesi, ortam
şartlarındaki ani değişimleri tolere edebilecek bir boya sistemi seçilmesi ve uygulanan boyanın
tavsiye edilen maksimum kalınlığı geçmemesi gereklidir. Bu sorunu telafi etmek için, çatlayan
boyanın kazınarak gerekirse tekrar astar ve sonkat boyanın uygulanması gerekir.
6. Kırışma: Boyanan yüzeyde ince kırışıklıklar oluşması şeklinde tanımlanır. Yapısal bir
sorundur. Bunun nedenleri, boya formülasyonunda dengesiz kurutucuların kullanılması,
tam kurumayan astar üzerine sonkat boya uygulamasının yapılması ve boyanın çok kalın
uygulanması olabilir. Özellikle tam kuruma yapmamış astar üzerine sonkat boya uygulanması
sonucunda, astar yüzeyinden atmosfere çıkış yapan solvent, astar filmi ile sonkat filmi
arasında sıkışıp kalarak, sonkat boya filminde kırışıklıklara yol açar. Bu sorunu oluşmaması
için katlar arası bekleme sürelerine dikkat edilmesi, tam kurumayan astar üzerine sonkat boya
uygulanmaması, boya film kalınlığına dikkat edilmesi gereklidir. Bu sorunu telafi edebilmek
için, kırışma olan yüzeyin spatula veya zımpara ile kazınarak yeniden boya uygulaması
yapılması gereklidir.
Boya ve kaplamalar ile ilgili bu sorunları daha da çeşitlendirmek mümkündür. Genel hatları ile bu boya
sorunlarını incelersek, uygun olmayan miktarlarda tiner kullanımı, ortam sıcaklık ve nem şartlarının
uygun olmaması ve uygun astar ve sonkat seçilmemesi ana nedenler olarak ön plana çıkıyor. Bu
nedenleri ortadan kaldırmak için, kullanıcıların ürün etiketlerini, kullanma kılavuzlarını, teknik spektleri
ve güvenlik bilgi formlarını dikkatle inceledikten sonra ürünleri kullanmalarıdır. Kafaya takılan soru
işaretleri olduğu durumlarda, imalatçı firma ile görüşüp gerekli teknik desteği talep etmelilerdir.
[email protected]
