Dünyanın en eski kosteri 122 yaşında
08 Ağustos 2025, Cuma 15:50Brabus kosteri Yenikapı’da. Fotoğraf: Mehmet Hilmi Balcı.
Süleyman Sırrı Barlı, Doğu Karaoğuz Bey’in annesinin amcası idi. Süleyman Sırrı Barlı Bey’in yaşam öyküsünü “Bir Zamanlar Zonguldak” başlıklı eserinde nakleden Doğu Karaoğuz ’a, ve yerel tarihi yaşayanların anılarından naklederek bir eser halinde yayınlayan Çaycuma Belediyesi Başkanı Bülent Kantarcı Bey’e de teşekkür ediyorum. Bu makalemde özetleyerek alıntıladığım Süleyman Sırrı Barlı’nın yaşamına ait tüm anlatımlar Doğu Karaoğuz’a (Bir Zamanlar Zonguldak Sf.111..) aittir. Ben sadece armatör kimliği ile sahibi olduğu Pınar genelyük gemisine ait bilgileri Lloyd’s Register kaynaklarından ekledim. 1903 yılında İngiltere’de inşa edilmiş olan “Agenoira” isimli genel yük gemisi 1938’de Süleyman Sırrı Barlı tarafından satın alınmış ve armatörlüğü 12 sene sürmüştür. Halen Cameroon gemi sicilinde “Brabus” adıyla koster yapısında çalıştığı görülen bu gemi 122 yaşındadır ve dünya genelinde faal olan en eski gemilerden olmaktadır! “Brabus” un durumu yeniden araştırmayı gerekli kılmaktadır! Zira olay inanılmaz bir haldedir.. Agenoira’nın 1938 yılındaki öyküsü Zonguldak’lı Süleyman Sırrı Barlı ile 12 sene devam etmiştir.
Doğu Karaoğuz ve Süleyman Sırrı Barlı (1953). Kaynak:Doğu Karaoğuz aile arşivi.
Barlı Ailesi ve Süleyman Sırrı Barlı
Süleyman Sırrı, Doğu Karaoğuz’un annesi Hacer Karaoğuz’un amcası idi. Aileden bilinen ilk isimlerden Ahmet Ali Ağa Kozlu’da ocak amelesi olarak işe başlamış günümüzde İncivez Mezarlığı’ndaki mezar taşında yazılı olduğu gibi, tam 55 yıl ocaklarda çalışmıştır. Kozlu,
Üzülmez, Kilimli, Çaydamar, Baştarla ve diğer bazı ocaklarda alın terini akıtarak önce ocak çavuşluğuna, sonra başçavuşluğa getirilen Ahmet Ali, büyük bir azimle, sabırla, aklıyla ve bileğinin gücüyle yıllar sonra emeklerinin karşılığını almış, maden ameleliğinden yükselip maden sâhibi olmuştur. Ahmet Ali Ağa Kilimli’de bulunduğu sırada, oranın ailelerinden birinin kızı olan Havva ile evlenmiş ve mutlu bir ömür sürmüşlerdir. Eşine hep “Sultanım” dediğinden, zamanla Havva ismi unutulur, “Sultan Hanım” ismi bellenir. Yaşamlarının sonuna kadar birlikte oldukları bu evlilikten yaş sırasıyla, Ayşe, Ali, İsmail, Necibe, Mustafa, Süleyman Sırrı isimli 6 çocukları olmuştur. Süleyman Sırrı’nın gençlik günlerindeki en büyük merakı avcılıktı; ağabeyi Mustafa ile birlikte çevre köylere, dağlara, tepelere, ormanlara avcılığa giderlerdi. Diğer taraftan, babasının maden işlerinde en büyük yardımcısıydı. Bir kömür ocağının nasıl yönetileceğini, işlerin nasıl yolunda gideceğini babasından çok iyi öğrenmişti. Ahmet Ali Ağa, sağlığında malını, mülkünü çocukları arasında paylaştırmak istemiş, ancak bunu gerçekleştirememişti. Ancak bazı vasiyetleri vardı. Ölümünden sonra, çocukları onun vasiyetine uyarak, bu paylaşımı hakça yaptılar. Kömür madeninin durumunu görüşmek üzere de, Ahmet Ali Ağa’nın dört oğlu, Ali, İsmail, Mustafa ve Süleyman Sırrı bir gün babalarının Acılık Caddesi 4 numaralı yazıhanesinde toplandılar. Bu toplantı sırasında Süleyman Sırrı kardeşlerine Ocaklarını satmaları halinde haklarında lâf edileceğini belirterek satılmasından yana olmadığını ve yönetilmesini kendisine bırakılmasını, kazanılan parayı hakça paylaşmayı önermiştir. Süleyman Sırrı böylece işi üstlenecek, her ay kardeşlerine birer hesap özeti vererek kömürden olan kazançları eşit olarak paylaşılacaktır. Böylece, ailenin en küçük oğlu Süleyman Sırrı işlerin başına geçmiş, babasından kalan kömür ocaklarını, tüm madenlerin devletleştirildiği 1940 yılına kadar yönetmiştir.Babasının ölümünden sonra kardeşlerinin pek de ilgilenmediği kömür işine sımsıkı sarılmış,bir taraftan kardeşlerine paylarını verirken, kendisi de bu işten kazandığı parayla büyük bir servetin sahibi olmuştur.
Süleyman Sırrı (ayakta) ağabeyi İsmail ile birlikte. Kaynak:Doğu Karaoğuz aile arşivi.
Zonguldak’ta üretilen kömürünü, bulabildiği irili, ufaklı şileplerle İstanbul’a gönderip satarak iyi bir ticaret adamı olduğunu da gösteren Süleyman Sırrı, İstanbul’da, Karaköy’de bir yazıhâne açmış ve işlerini oradan yönetmeye başladığından artık bir ayağı devamlı İstanbul’daydı; oradaki hareketli yaşamı ve girginliğiyle kısa zamanda tanınmıştır.
Süleyman Sırrı, bekârlık yıllarında, İstanbul’da“Anna” adında çok güzel bir Rum dilberiyle büyük bir aşk yaşamış, bu maceranın yankıları Zonguldak’a kadar gelmişti. Ancak, bir süre sonra İstanbul’da, iyi bir aileden gelen Makbûle hanımla evlendiği duyulmuşsa da bir süre sonra Zonguldak’a sık sık gidip gelmeye başlamış ve “Aliye” isminde güzelliğiyle ünlü bir hanıma âşık olmuş ve Aliye Hanım’la Zonguldak’ta imam nikâhıyla evlenmiş ve bir süre sonra nikâhlı eşi Makbule Hanım’dan ayrılmıştır. Süleyman Sırrı, yine adı “Makbule” olan bir hanımla üçüncü evliliğini yapmış ve hiç çocuğu olmamıştır. Üçüncü eşi Makbûle Hanım’ın ilk evliliğinden doğma “Bülent” adında bir oğlu vardı. Ahmet Ali Ağa’nın çocukları, 1934 yılında çıkan Soyadı Yasası’yla, memleketlerini anımsatan “Barlı” soyadı aldığından nüfus kaydı Süleyman Sırrı Barlı olarak yenilenmiştir. Süleyman Sırrı’nın, Florya Şenlikköy’deki köşkü de üzüm bağları ve çeşit çeşit meyve ağaçları arasında çok güzel bir görünüme sâhipti. Süleyman Sırrı’nın iş hayatındaki en büyük yardımcısı, ablası Necibe’nin oğlu Mustafa Tamer olmuştur. Yaşlandığında, malını mülkünü bırakacağı kişi olarak Mustafa Tamer’i seçmiş, Zonguldak’ta babadan kalan büyük bir araziyi, bir arsayı ve evini, Çaycuma’daki köşkünü ve değirmenini, İstanbul’da Taksim’deki dairesinden boşalttığı son derece lüks eşyalarını Tamer ailesine bırakmıştır.
A.Sırrı Barlı ve Ortakları’nın Pınar algarnası tanıtımı. Kaynak:Z.Arıcı arşivi.
Süleyman Sırrı Barlı’nın vefatı
Üçüncü eşi Makbule Hanım’ın vefatından sonra Süleyman Sırrı, son yıllarını Florya’da geçirmiş ve 26 Haziran 1963 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi, 27 Haziran 1963 perşembe günü öğle namazını müteakip Şişli Camii’nden kaldırılarak Zonguldak’taki aile kabristanına defnedilmiştir. Doğu Karaoğuz, 3 Mayıs 2017 tarihli yazısında Süleyman Sırrı Barlı’yı “Armatör S.Sırrı Barlı” başlığıyla dedesinin 1938’de satın aldığı gemiye “Pınar-I” adını verdiğini belirtir.
Bu geminin ilk adı “Agenoria” idi. 1902 yılında inşa edilmeye başlandı. 07.10.1903 tarihinde Montrose Shipbuilding C.Montrose tezgahlarında Agenoria Steam Ship Şirketi için “Agenoria” ismi ile denize indirildi. Montrose Shipbuilding and Engineering Co. Montrose bölgesinde
Tay ile Aberdeen nehirleri arasında bulunuyordu ve ağırlıklı olarak kıyı gemileri, balıkçı gemileri ve mavnalar üretiyordu.1919 Tersanenin unvanı London and Montrose Gemi İnşa ve Onarım Şirketi Ltd. olarak değiştirildi ve koster tipi gemileri inşa etti. 1920'lerin başındaki siparişlerdeki düşüşten etkilenen diğer birçok tersaneyle birlikte 1923’de tasfiye edildi.
Lloyd’s Register 1904 yıllığında “Agenoira” kaydı.
Agenoria 1907’de Genova’dan A.Piccorda fu L. firmasına Satıldı. 1909 ‘de Trieste’den A.G.&V.Cosulich, satın aldı ve “Zoe Cosulich” adı verildi. 1922’de İstanbul’dan A.Gargiulo satın aldı. 1923’de İstanbul’dan Hrant H.Gerevamian satın aldı ve “Şükran” adı verildi. 1926’de İstanbul Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü, satın aldı ve “Pınar” adı verildi. 1929’de İstanbul’dan Mehmet Tahsin Cerrahoğlu, satın aldı.
Lloyd’s Register 1928 yıllığında “Pınar ” kaydı.
1933’de İstanbul’dan Muratzade Mahmut Nedim Bey satın aldı. 1935’de İstanbul’dan Ali Rıza İncealemdaroğlu satın aldı. 1938’de İstanbul’dan Sabiha Barlı adına satın alındı.
Süleyman Sırrı Barlı’nın armatörlüğü “Pınar” kosteri ile 12 sene devam etmiş ve 1954’de sona ermiştir. 1954‘de satıldı ve kurtarma gemisine çevrildi.1956’de İstanbul’dan Şemsettin İz, Mahmut Ulusoy ve Ortakları tarafından satın alındı.27.12.1960’da İstanbul’dan Algarnacılık ve Tic.Ltd. Şirketi, tarafından satın alındı. Bu firma Galata Altıncı Vakıf Han. K.5 Karaköy , Tel:42143 adresinde idi. (Z.Arıcı arşivi)1965 yılında kostere çevrildi ve 1979 yılı ortalarına kadar Yalova merkezli çalıştı.
Pınar Vapuru Bartın Boğazı’nda yükleme yaparken. Kaynak: Z.Arıcı.
1983’de “Pınar-I” adı verildi ve büyük onarım sonucu 148 gt., 83 nt., 213 dwt oldu. 2009’da Şirketin adı “Algarnacılık İnşaat,Taşımacılık, Turizm Şti.” olarak değiştirildi ve “Önder Kahya” adı verildi. 2013’de İstanbul’dan RA Madencilik ve Denizcilik Şirketi tarafından satın alındı ve yeniden tadil edilmesi sonucu 753gt,320nt,1148dwt oldu ve “Kahyaoğlu” adı verildi. 2015’de İstanbul’dan Ofpet Petrol Ürünleri Gıda İnşaat Şti. tarafından alındı ve “Ahmet Hamdi” adı verildi.
Lloyd’s Register 1984 yıllığında “Pınar 1” kaydı.
2021’de Trabzon’dan Telkar Taşocağı İşletmesi tarafından alındı ve “Hacı Abdullah” adı verildi. 22.12.2021 yılında satışa çıkartıldı. Satıldı ve Cameroon gemi siciline kaydedilerek “Brabus” adı verildi. Mehmet Hilmi Balcı tarafından 9 Ağustos 2024 günü “Brabus’un Yenikapı’da fotoğrafı çekilmiştir. Marine Vessel Trafic 2025 yılı raporunda, Cameroon bayraklı ve eski adı “Şükran” olan “Brabus”un “Active- Faal” olduğu kaydı vardır. Geminin Call Sign/Çağrı adı: TCSF3, IMO: 5278470, İnşa tarihi 1903, Summer dwt: 1148, Age:122 olarak verilmekte, fakat “Registered owner” kısmında geminin Türk armatörü belirsiz bırakılmaktadır.
****

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.