yeni
İstanbul
13 Haziran, 2025, Cuma
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

GEMİADAMI ARZ TALEP İSTİHDAMI PİYASASI VE PERSONELLERİN EĞİTİMLERİ

12 Haziran 2025, Perşembe 12:38
GEMİADAMI ARZ TALEP İSTİHDAMI PİYASASI VE PERSONELLERİN EĞİTİMLERİ

Değerli Denizci Meslektaşlarım,Sevgili okurlarım,Türkiye’de Gemiadamı Piyasasını bilimsel bir metotla inceleyerek, Ara eleman olan gemiadamı Yağcı,Gemici arzı ve istihdamı üzerine öneriler oluşturmak amacıyla gemiadamlarına ve Mevcut durumu açıklamak onların çalışabileceği gemilere ilişkin sayısal bilgileri paylaşacağım.
Sayın Denize gönül veren Meslektaşlarımız , Denizcilik stratejelerinde STK’ların planlamalarını  dikkate alarak işlerin bölümlenmesi, mesleki komitelerin birbiriyle bağlantısı, ilişkilerin-yetki ve sorumlulukların belirlenmesi ve hepsine birden işlerlik kazandırılmasına öncülük etmek Devletin Başlıca görevleri arasında yer alır. Deniz ticaret sektöründeki kamu kurumlarından ve iş çevrelerinden sivil toplum kuruluşlarına kadar uzanan işbirlikçi düzenlemelerin  Söz konusu  yönetme ve koordine etme noktasında kapasitesinin ve rolünün arttığı, diğer taraftan da yönetimin bu rolü üstlenmesini sağlayacak Devlet üst düzey yöneticilerininden gelişen teknolojilere ve ekonomik ve toplumsal talepler olduğu sonucuna varılmaktadır.Geçmişten günümüze denizler; ekonomik, siyasi, askeri ve coğrafi güç olarak medeniyetlerin geleceklerine yön vermiştir. Çağımızda artan endüstriyel üretim ve dünya ticareti, sektörüne büyük bir ivme kazandırmıştır. Bir yarımada ülkesi olan Türkiye ise, denizcilik sektöründe mevcut potansiyelini kullanamayarak çağdaşlarının çok gerisinde kalmıştır. Tüm gelişmiş ülkeler, en küçük ekonomik kaynağı bile sonuna kadar kullanarak kazanç sağlamaya çalışırken Türkiye, sınırsız bir ekonomik kaynak olan denizlerine hak ettiği değeri vermemektedir. Denizcilik; anlayışların, kültürlerin en kolay bir şekilde, ülkelerarası iletilmesine olanak sağlayan, Türkçede ENGİN ve DERYA kelimeleriyle anlam bulan, sonsuz bir olgudur. Türkiye için, denizcilik sektörü neden önemlidir? Çünkü, denizcilik sadece bir taşıma değildir, Denizcilik bir politikadır, Denizcilik bir stratejidir. Teknolojik gelişimi yakalamakta gecikmiş, finansal kaynaklar açısından kısıtlı olan Türkiye’nin, hak ettiği refah seviyesine ulaşabilmesi için tek koşul, kaynak yaratmasıdır. 
Deniz ticaret sektörünün yaşadığı sorunlar ve çözüm süreçleri kamu idaresi ve kamu politikaları alanında görüldüğü için yönetişim yaklaşımının karar alma ve politika oluşturma süreçleri önemlidir. Deniz ticareti sektörünün kuramsal çerçevesi incelenerek faaliyet alanları içindeki konumu analiz edilmiştir. Deniz ticaret sektörü gibi spesifik sektör odaklı yaklaşımları da ihtiva edebildiklerinden incelenmeye değerdir. Deniz ticareti sektöründeki  uluslararası kuruluşlar ve iş çevrelerinden sivil toplum kuruluşlarına kadar uzanmaktadırlar ve işbirlikçi, müzakereci düzenlemelerin giderek hiyerarşilerin yerini aldığı ağlar içinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Günümüzde deniz ticareti sektörünün karmaşık ve dinamik bir yapı arz ettiğine şahit olmaktayız. Ortaya çıkan sorunları çözebilecek ve fırsatlardan yararlanabilecek interaktif mekanizmalara ve stratejilere duyulan güven de giderek artmaktadır. Bu noktada yönetişim ağları birçok şekilde ortaya çıkabilir. Yukarıdan aşağı doğru gelişebileceği gibi tabandan kendi kendine de vücut bulabilir. Gevşek ve gayri resmi olabileceği gibi sıkı ve resmi ağlar şeklini de alabilir. Örgüt içi veya örgütler arası, geçici veya sürekli olabileceği gibi belirli bir sektöre özgüdür veya toplum geneline yayılabilir.Kurumlar arası yetki dağılımı incelendiğinde Türkiye’de deniz çevresi, deniz güvenliği, seyir emniyeti ve denizcilik eğitimi gibi deniz kamu hukukundan kaynaklanan yükümlülükleri yerine getiren belli başlı kurum ve kuruluşların yanı sıra deniz ticaret sektöründe doğrudan ve dolaylı karar alma ve politika oluşturma konumunda bulunan çok sayıda kamusal aktör bulunmaktadır. Öte yandan kamu yönetimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını kapsayan kompleks bir sistem ve bu aktörlerin kendi aralarındaki ilişkiler ağı nitelendirebilecek yönetişim, kamu yönetimini, devletin ve siyasal iktidarın faaliyetleri ile sınırlandırmamakta, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını da yönetimin vazgeçilmez aktörleri olarak görme eğilimi sergileyerek yönetime katılımı ön plana çıkarmaktadır.Bu bağlamda en çok tartışılan aktörler konumundaki özel sektör kuruluşları, yani hukuksal adıyla şirketler, sosyolojik adıyla sermaye kesimi yönetişim söyleminin önemli bir aktörüdür. Özel sektör düzeyinde yönetişim, iç içe geçmiş iki kanaldan gerçekleşebilir. Bir yandan kurumsal yönetişimi uygularlar. Bu doğrultuda kendi yönetim yapılarında şeffaflığı, hesap verebilirliği, katılımcı yönetim tarzını, etkinliği ve verimliliği yaşama geçirir. Öte yandan özel sektör kuruluşları hem toplumsal hem de ekonomik alanda sorumluluk alan, risk alan kuruluşlar olduğu için yönetimin karar alma süreçlerinde yer alması istenmektedir. Birçok ülke Gemici, Yağcı gibi Serbest Bayrak adı verilen ülkelerin bayrakları ile denizyolu ticareti yapmaktadırlar. Eğitim seviyesi Denizciler için Yüksek ehliyetlerde olduğu gibi ilkokul mezunları Gemici, Yağcı olmak isteyen personeller yüksek zabit ehliyetlerinde olduğu gibi Sahte Personele Ehliyetleri Sahte Gemi Diplomasız yetkisiz çakma ehliyetler Amatör ehliyetleri eğitimsiz dağıtıldığı gibi havalarda uçuşacak yabancı bayraklı Gemilerde kolayca çalışabileceklerdir. Boğazlarımızdan 100 lerce Gemi geçmekte kimse dur diyemememektedir .Bu Risklerde Bertaraf edilmelidir. Ülkelerin serbest bayrak adını almasındaki neden; ülkelerin çok düşük ücretler karşılığında , vergi ödemeden bu ülkelerin bayrakları ile taşıma ve ticaret yapabilmeleridir. Ulusal sicil almak yerine, daha ucuza mal olduğu için böyle bir ticaret yöntemi izleyen ülke sayısı oldukça fazladır.Şimdi buna alt personel kadrolları da eklenecektir. Serbest Bayrak ülkeleri arasında; Tanzanya, Togo, Marshall, Barbuda v.b sayılabilir. Bu ülkelerin ortak özellikleri, ülkelerin ülke ekonomisi için yaratılacak kaynaklardan çok kısıtlı olması(tarım, sanayi, ticaret) ve çoğunlukla ada devleti olmalarıdır. Yani bu ülkeler için sınırsız kaynak oluşturarak, ülke ekonomilerinin temelini oluşturmuştur. Yunanistan, dünyanın en büyük ticaret filosuna sahipken, filosunun % 70’i yabancı bayraklı gemilerden oluşmaktadır.Türkiye'de denizciliğin gelişmemesindeki en önemli faktör denizciliğin devlet politikası olarak benimsenmemesidir. Bu nedenle; bugüne kadar denizcilikten sorumlu idareler; uluslararası normları takip edebilecek düzeyde kurumsallaşmaya önem verememiş, personel istihdamında denizciliğin kendine özgü karakterini yansıtacak uzmanlık ve süreklilik esas alınmamıştır. Dünya coğrafyasının, tarihine bakıldığında; yeryüzüne bugüne kadar gelmiş birçok imparatorlukların çoğunun tarih sahnesinden silindiğini veya etkilerini kaybettiğini görürüz. Etkilerini devam ettiren güçlerin ayakta kalmalarının, hâkimiyeti sürdürmelerinin, dünya politikasında belirleyici olmalarının yegâne nedeni denizci stratejinin yöntemlerini kullanmalarıdır. ABD' nin süper güç konumu politikasını denizci strateji temeline oturtmasındandır. İngiltere’nin Avustralya'da, Hindistan'da, Kanada'da süren etkilerinin nedeni budur. Küçük bir ülke ama denizci devlet Hollanda'nın Surinam ve Antililer’deki etkisi hala sürmektedir. 1600' Iü yılların ortalarına kadar dünya imparatorluğu olan Osmanlı ise denizleri kullanarak geldiği bu konumu denizleri ihmal ederek kaybetmiştir. Dolayısıyla, Türkiye'nin denizcilik alanında hak ettiği noktaya ulaşması için öncelikli hedef; miktara, sayıya ve girdiye bağlı kavramlar olmamalı, hükümetten hükümete değişmeyen bir denizcilik politikası oluşturulmalıdır.

Denizcilik politikası, denizlerin askeri, siyasi ve ekonomik olarak kullanılmasıdır. Bu hedefe ulaşmak için öncelikle yapılması gereken; devletle, bireyi (denizcilik sektörünün tüm çalışanları) aynı çizgide birleştirmektir. Bunun için denizcilik sektörünün kamu tarafının güçlü bir yapılanmaya ihtiyacı vardır. Bu güçlü yapılanma için Denizcilikten Sorumlu idare uzmanlık ve sürekliliği esas tutarak yeniden yapılanmalıdır. Yeniden yapılanmada önemle dikkat edilmesi gereken hususlardan biri sektörün ulusal normlardan ziyade uluslararası yönlendirilmesi ve yönetilmesidir. Bunu bir örnekle açıklarsak; Amerikan finans kaynaklarıyla Japonya'da inşa ettirilen bir gemiye Hollanda bayrağı çekilebilir, bu gemi İtalyan sigorta şirketi tarafından sigortalanabilir, Alman Klas Kuruluşu tarafından sertifikalandırılabilir, Brezilya'dan aldığı yükü, Çin'e taşıyıp onarımını, Kore tersanelerinde yaptırabilir. Uyuşmazlıkları İngiliz Mahkemelerinde çözülebilir. Personelini çeşitli uluslardan kişiler oluşturabilir. Başarıya ulaşmak için denizcilik sektörünün uluslararası karakteri mutlaka benimsenmelidir. IMO standartlarında denizlerde güvenlik hizmetlerini  , personelere verilecek eğitimler regülation lara uygun güncellenip yenilemelidir.
Ülkeler ekonomik refahları için petrol gibi doğal zenginliklerinden, teknolojik güçlerinden, sermaye birikimlerinden yararlanmaktadırlar. Türkiye'nin doğal kaynakları henüz ekonomiye kazandırılamadığı gibi, uygulanan politikalar sonucunda yeterli teknoloji ve sermaye birikimi oluşturulmamıştır.
Geminin tek bir kaptanı vardır, gerisi mürettebattır.
Günümüz gemi işletmeciliği için kaliteli ve donanımlı personel ile donatılmış gemi ve işletmecisini diğerlerinden ayıracak bir sistemin geliştirilmesi gerekliliği doğmuştur. Bununla beraber sayısı artan gemilerin emniyetli operasyon yapmasına olanak sağlayacak bir destek sisteminin oluşturulması, gemi personeli, gemi işletmecileri, klas kuruluşları, liman devletleri, bayrak devletlerinin çalışma şartlarını kolaylaştıracak olup, sistemlerin daha şeffaf hâle getirilmesini sağlayacaktır. denizcilik sektöründe de kârlılık en başta gelen kriterlerdendir. Kârlılığın devamlılığını sağlayabilmek için ise gelir ve gider tablosunun iyi hesaplanması gerekmektedir. Gelir elde edilebilmesi için operasyonların ulusal ve uluslararası kurallara uygun olarak sürdürülmesi ve gider için ise bu kurallara uygun bir maliyet stratejisi izleme zorunluluğu oluşmaktadır. Kar, Zarar kardeştir Gemiye ne kadar masraf yaparsan o kadar verim alırsın Bir sistem içerisindeki kazalar, o sistemin emniyet göstergesidir (Hanninen ve Kujala, 2014). Buradan yola çıkarak şu kanıya varılabilir; geminin ISM kalitesini belirleyen emniyet, güvenilirlik ve istikrarlılık gereklilikleri olmazsa olmaz bileşenlerdendir ve kısıntıya gidilmesi kaliteyi düşürmesinin yanı sıra birçok riski beraberinde getirmektedir. Gemilerin emniyet ve güvenilirliğini sağlayacak temel gereklilikler aşağıdaki gibidir (Urbanski ve diğ, 2008).
Daha önce 2016 senesinde Denizcilik Meslek Lisesi Mezunlarına 3000 GRT verilirken sınırlı vardiya zabiti ehliyetleri 500 GT Düşürülmüş okula bu amaçla giren öğrencileri mağdur bırakmıştır .Halbuki Tüm Denizcilik Meslek liselleri 3000 GT Üzerine uluslararası standartlara göre Devletin kasasından masraf yapılmış ve donatılmış halen bu sisteme göre de eğitim verilmekte fakat almış oldukları ehliyet 500 GT kadar sınırlı vardiya zabiti bu arada uluslararası standartları sağlamak için okullara alınan cihazlar mesleki formasyon dersi görmüş ehliyetli eğitmen bulundurma zorunluluğu işin cabası konunun incelenip aklı selim bir şekilde karar verilmesi gerekmektedir .Deniz tecrübesi olan enaz. Bir kişinin uzun çalışma gerektiren iş günlerinde fiziksel olarak zorlu, zihinsel olarak stresli görevlerde performans sergilemesi ve dinlenme periyotlarının az olması kişide yorgunluğa neden olmaktadır (Mukhtar, 2009). Gemiadamının gerek limanda ve gerekse sefer süresince yapmakla yükümlü olduğu ağır iş yükü yeterli ve verimli dinlenememesine sebep olmakta ve çalışma performansını olumsuz etkilemektedir. Geminin sevkinden sorumlu olan veya seyir yükümlülüğünün parçası olan tüm personelin geminin güvenli bir şekilde sevk edilmesini sağlamak, çevre kirliliğinin oluşmasını engellemek ve emniyet ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirebilmek için yeterince dinlenmiş olmaları gerekmektedir.


 (STCW78). oluşmasını engellemek ve emniyet ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirebilmek için yeterince dinlenmiş olmaları gerekmektedir (STCW78). Gemiadamının çalışma saati; herhangi bir 24 saatlik süre içinde 14 saati ve herhangi bir 7 günlük süre içinde 72 saati aşamaz. Gemiadamının dinlenme saati, herhangi bir 24 saatlik süre içinde 10 saatten ve herhangi bir 7 günlük süre içinde 77 saatten daha az olamaz.

Denizcilikte bazı insanların doğuştan gelen Allah vergisi el emeyi becerisine sahip yetenekliği olmaları  gemi adamlarının eğitim, belgelendirme ve vardiya tutma ile ilgili olaraki yerine getirmek veya aşmakla yükümlü oldukları asgari standartları pasifize ediyor. ben çok çalıştım bu tarz personellerle tahsil yok ama Baş mühendis kafası var adamda. Ayrıca uygulamlı Eğitim gemide alınır, Türk milleti olarak bizler cihaza, parçaya her neyse  dokunmadan uygulamadan öğrenmenin imkanı yok benim değerlendirmem bu şekilde. 
www.imo.org    

STCW Konvansiyonu fasıllarıGemi Adamlarının Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Tutma Standartlarına İlişkin Uluslararası Sözleşme (STCW)
Kodu Sözleşmede yer alan düzenlemeler, STCW Kodunda yer alan bölümler tarafından desteklenmektedir. Genel olarak konuşursak, Sözleşme, daha sonra Kanun'da genişletilen ve açıklanan temel gereklilikleri içerir. Denize açılan personel için gerekli olan asgari yeterlilik standartları bir dizi tabloda ayrıntılı olarak verilmiştir. Kuralların B Kısmı, Tarafların Sözleşme'yi uygulamalarına yardımcı olmayı amaçlayan tavsiye edilen rehberliği içermektedir. Önerilen tedbirler zorunlu değildir ve verilen örnekler sadece belirli Sözleşme gerekliliklerine nasıl uyulabileceğini göstermeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte, genel olarak tavsiyeler, IMO içindeki tartışmalar ve diğer uluslararası kuruluşlarla istişareler yoluyla uyumlu hale getirilen bir yaklaşımı temsil etmektedir.

STCW Konvansiyonu ve Kodunda yapılan Manila değişiklikleri, STCW Konvansiyonu ve Kodunda önemli bir revizyona işaret eden 25 Haziran 2010'da kabul edildi. 2010 yılında yapılan değişiklikler, 1 Ocak 2012 tarihinde zımni kabul prosedürü kapsamında yürürlüğe girmiştir ve Sözleşme ve Kanun'u ilk kabul edildikleri tarihten bu yana gelişmelerle güncel hale getirmeyi ve öngörülebilir gelecekte ortaya çıkması beklenen sorunları ele almalarını sağlamayı amaçlamaktadır.
 
Kabul edilen değişiklikler arasında, Sözleşme ve Kanun'un her bir bölümünde aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi önemli değişiklik bulunmaktadır:

Bir diğer önemli değişiklik, Sözleşme Taraflarının, Sözleşme'ye uyumu sağlamak için alınan idari tedbirler hakkında IMO'ya ayrıntılı bilgi vermeleri gerekliliğidir. Bu, IMO'nun uyum ve uygulama ile ilgili olarak harekete geçmesi için ilk kez çağrıldığını temsil ediyordu - genel olarak, uygulama bayrak Devletlerine bağlıdır, liman Devleti kontrolü de uyumu sağlamak için hareket eder. Gözden geçirilmiş Sözleşme'nin Bölüm I, I/7 sayılı düzenlemesi uyarınca, Tarafların, Sözleşme'ye uyumu sağlamak için alınan idari tedbirler, eğitim ve öğretim kursları, belgelendirme prosedürleri ve uygulama ile ilgili diğer faktörler hakkında IMO'ya ayrıntılı bilgi vermeleri gerekmektedir. Bilgiler, STCW Konvansiyonu'na Taraflar tarafından aday gösterilen ve bulgularını IMO Genel Sekreteri'ne rapor eden ve karşılığında Deniz Güvenliği Komitesi'ne (MSC) tam olarak uyan Taraflar hakkında Denizcilik Güvenliği Komitesi'ne (MSC) rapor veren yetkili kişilerden oluşan paneller tarafından gözden geçirilir. MSC daha sonra STCW Konvansiyonuna uygun olarak bir "onaylanmış Taraflar" listesi oluşturur.         

  • Yeterlilik belgeleriyle ilişkili hileli uygulamaları önlemek ve değerlendirme sürecini güçlendirmek için geliştirilmiş tedbirler (Tarafların Sözleşme'ye uyumunun izlenmesi);
  • Çalışma ve dinlenme saatlerine ilişkin gözden geçirilmiş gereklilikler ve uyuşturucu ve alkol kötüye kullanımının önlenmesi için yeni gerekliliklerin yanı sıra denizciler için tıbbi uygunluk standartlarına ilişkin güncellenmiş standartlar;
  • Yetenekli denizciler için yeni sertifikasyon gereklilikleri;
  • Elektronik çizelgeler ve bilgi sistemleri (ECDIS) gibi modern teknolojide eğitimle ilgili yeni gereksinimler;
  • Deniz çevresi bilinçlendirme eğitimi ve liderlik ve ekip çalışması eğitimi için yeni gereksinimler;
  • Elektro-teknik görevlileri için yeni eğitim ve sertifikasyon gereklilikleri;
  • Sıvılaştırılmış gaz tankerlerinde görev yapan personel için yeni gereklilikler de dahil olmak üzere, her türlü tankerde görev yapan personel için yeterlilik gerekliliklerinin güncellenmesi;
  • Güvenlik eğitimi için yeni gerekliliklerin yanı sıra, denizcilerin gemilerinin korsanlar tarafından saldırıya uğraması durumunda başa çıkmak için uygun şekilde eğitilmelerini sağlayacak hükümler;
  • Uzaktan öğrenme ve web tabanlı öğrenme dahil olmak üzere modern eğitim metodolojisinin tanıtılması;
  • Kutup sularında faaliyet gösteren gemilerde görev yapan personel için yeni eğitim rehberi; ve
  • Dinamik Konumlandırma Sistemlerini kullanan personel için yeni eğitim kılavuzu.

Türk Denizciliği, XVI. yy.’daki göz kamaştırıcı başarısını; üst düzeydeki denizcilik bilgisine, gemi yapımındaki üstün tekniğine, günümüzde bile hayranlık uyandıran lojistik destek sistemi ve üs zincirine, sahip olduğu mükemmel düzeydeki deniz haritalarına ve en önemlisi tüm bu konuları değerlendirip uygulayabilecek, üstün nitelikte denizciler yetiştirmesine borçludur. 
Gemiadamı eğitim ve öğretimi konusunda uluslararası ve ulusal standartlar mevcuttur. Ulusal denizcilik eğitim politikamız, buna dayalı olarak örgün ve yaygın eğitim, karada kurslarda ve gemide verilen eğitim gibi faaliyetler bu çalışma kapsamında gözden geçirilmiştir. Eğitimin ve yeterliğin değerlendirilmesi, gemiadamlarının belgelendirilmesi ve bayrak devleti yükümlülükleri incelenmiştir.Gemiadamı istihdamı, istihdam teorileri, emeğin nitelik ve niceliği, emek arz-talep ilişkisi ve dengesi konularına dayalı olarak ele alınmış,İstihdam politikaları, kolay bayrak ve ikinci sicil, ulusal, çok uluslu ve çok kültürlü ortamlar ve çalışma koşulları kıyaslanarak gözden geçirilmiştir. Gemiadamlarının Sosyal Hakları konusu deniz iş mevzuatı ve uygulamalarına dayalı olarak Gemiadamlarının mevcut yaşam ve çalışma koşulları ele alınarak gemiadamlığını yapılır ve sürdürülebilir bir meslek, gemileri yaşanır yerler yapmak için ne yapılması gerektiği sorusu ortaya atılmıştır.
           
İnsan unsuru, bilim ve teknolojide çok hızlı gelişmelerin yaşandığı günümüzde, birçok iş kolunda olduğu gibi, Denizcilikte de, üretimin başlıca ve belirleyici koşulu olmaya devam etmektedir. Üretimin kaynağında ve hedefinde yer aralan insan, doğal çevreye zarar vermeden, güvenli, verimli ve etkili çalışmanın, mal veya hizmet üretmenin ve aynı şekilde üretilen bu süreçten olumlu veya olumsuz etkilenenidir. Gemiadamlığı, gelişen bilim ve teknolojiye, buna bağlı olarak da inşa ve donanım standartları değişen gemilere uygun nitelikli işgücünü oluşturacak şekilde, el emeğinin yanında artık kafa emeğinin, bilgi, yetenek ve yeterliğin de ön plana çıktığı bir meslek haline gelmiştir. Gemiadamlığı, en üst yeterliğe sahip kaptan ve başmühendislerden, en vasıfsız tayfaya kadar, başka bir meslek grubunda olmadığı kadar uluslararası standartlarla belirlenmiş, çalıştıkları uluslararası ortamın da etkisiyle, mesleki ve genel anlamda oldukça kültürlü, vasıflı ve geniş ufuklu insanların edindiği bir meslek dalı olmayı çok eski dönemlerden bu yana sürdürmektedir. Bu öncü rol, coğrafi keşiflerin yaşandığı çağlardan modern zamanlara, farklı konularda öne çıkarak süregelmiştir.Gemiadamlığının bir meslek olmanın yanı sıra bir hayat tarzı, bir yaşam biçimi olduğunu da unutmamak gerekir. Gemi üzerinde çalışmak ve yaşamanın, karadaki koşullardan farklı olduğunu; insanın ruhsal ve bedensel sağlığı üzerinde etkilerinin bulunduğu gerçeği, bu mesleğin sürdürülebilirliği konusunda temel ve en belirleyici unsurlardandır. Doğal yaşam alanından, ailesinden, genel sosyal yapıdan, karadaki yerleşim yerlerinin, kentlerin sunduğu çeşitli altyapı imkânlarından belli sürelerle de olsa uzak kalmak durumunda olan gemiadamına benzer veya telafi edici olanaklar gemide sağlanmadığı sürece, yalnız başına yüksek ücretler bile gemiadamının mesleğini uzun yıllar mutlu ve sağlıklı bir biçimde sürdürmesine yeterli olmayacaktır. Mesleğinden kaçma, uzaklaşma daha iyi olanaklar bulunduğunda tüm meslekler ve iş kolları için geçerli bir durumdur. Kıyaslama noktası genellikle maddi olanaklar, toplumsal itibar ve çalışma koşullarıdır. Maddi olanaklar yönünden gemiadamlığı genellikle iyi kazanılan mesleklerden biri gibi görülse de bu da bakış açısına bağlıdır. Gemide geçirdiği tüm süreyi çalışma süresi kabul ettiğinizde, gemiadamı karadaki çalışma saatlerinin çok ötesinde, hemen hemen kontratı süresince, haftada yedi gün, günde yirmi dört saat çalışıyor demektir. Çalışma saatlerinin hesaplanmasında bu tanım genelde pek kabul görmese de, karadaki bir işyeri ile kıyasladığınızda, bunların pek çoğunda işyerinde kalış süresinin iş saati kabul edilmekte olduğunu da göz önünde tutulmalıdır. Bugün çalışma ve dinlenme saatleri denizcilik mevzuatının bir bölümü halini almıştır. Gemide kaydedilmesi gereken konulardan biri de budur. Gemiadamları, meslek tanımlarından tutun, varlıkları ve genel ekonomik sistem içindeki yerlerine varıncaya dek diğer mesleklerden ayrı tutulmuş, bazen hesaba katılmamış, bazen unutulmuş insanlardır. Az da olsa bazen olumlu anlamda ayrı tutulmaları ve değerlendirilmeleri olmuştur. Fakat çeşitli nedenlerle bu gibi olumlu yaklaşımlarla elde ettikleri sınırlı hak ve kazanımlar da çoğunlukla sürdürülememektedir.Denizcilik insanlığın ve denizci ulusların en önemli kültürel miraslarından biridir. Bu alanda oluşan bilgi ve kültür birikiminin nesillerden nesillere intikalinin sağlanması, iyi yetişmiş vasıflı gemiadamlarının varlığı ile mümkündür. Her alanda olduğu gibi, gemiadamı yetiştirmek de, uygun eğitim altyapısının tesisi ve mesleğin gençler tarafından tercih edilmesine bağlıdır. Bu ortamın sağlanması da ancak ulusal, hatta uluslararası alanda yapılacak iyi bir stratejik planlama ile mümkündür. Bu konuda oluşturulacak bir stratejik planlamaya ışık tutmak veya mevcut planlamada uygun revizyonlar, güncellemeler yapabilmek için bir model oluşturmak gerekir. Oluşturulan ve önerilen model denizci bir ulus olmanın gereği olan denizcilik kültür ve bilgi birikimini kullanacak, geliştirecek, gelecek nesillere intikal ettirecek ülkemiz gemiadamlarının mevcut eğitim, çalışma ve yaşam standartlarının, koşullarının irdelenmesi, değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik iyileştirme ve geliştirmeler dikkate alınmalıdır. En azından, daha sonraki çalışmalara başlangıç, ilham veya temel teşkil edebilecek bu çalışma Türkiye’de gemiadamı piyasasın bir eleştirisi ve bu eleştiri üzerine kurulmuş gemiadamı arzı ve istihdamı üzerine bir model önerisini kapsamaktadır. Modelin kapsamında iki ana konu vardır. Meslek seçimi, eğitim ve öğretim, sınav ve belgelendirme, işe müracaat aşamaları gemiadamları arzı konusu; işe giriş, çalışma koşulları, yaşam koşulları, mesleğin sürdürülebilirliği, iş ve çalışma güvenliği, sosyal haklar, sosyal statü gibi konuları, karaya dönüş ve uyum sorunları, meslek sonrası yaşam, emeklilik gibi konular ise gemiadamlarının istihdamı kapsamında değerlendirilmelidir.


Gemiadamı Kimdir? 
Gemide, geminin tahsis edildiği amacı yerine getirmesinde doğrudan veya dolaylı bir katkı sağlamak amacıyla o gemide çalışanların genel olarak adına gemiadamı denir. Bu tanıma gemi kaptanı, diğer gemi zabitleri ve gemi tayfası ve diğer çalışanlar da dâhildir. Bazı gemiadamları geminin hareketini, sevk ve idaresini doğrudan etkileyen kaptanlık, birinci zabitlik, güverte zabitliği, usta gemicilik,  başmühendislik/makinistlik, makine vardiya mühendisliği/makinistliği, yağcılık,  gibi görevleri yerine getiren kişilerdir. Bazı gemiadamları ise gemide, geminin hareketine, sevk ve idaresine dolaylı olarak katkı sağlayan mesleklerde çalışmalarına rağmen gemiadamı olarak kabul edilirler. Bu gruba örnek olarak aşçı, kamarot, gibi mesleklerde çalışanlarörnek  verilebilir. Daha açıklayıcı bir ifadeyle, bu ve benzer mevzuatlarda verilen tanımların ortak noktasında ifade edilen temel unsurları bir araya getirdiğimizde biraz daha ayrıntılı bir tanıma ulaşabiliriz. Ticaret gemilerinde, kaptan ile onun sevk ve idaresinde çalışan, zabit veya tayfa yeterliklerine sahip diğerlerinin oluşturduğu gemi çalışanlarına, mürettebatı oluşturabilecek herhangi bir mesleki yeterliğe sahip kişiye de gemiadamı denir. Bu yeterlikler Gemiadamları Yönetmeliğinde, İkinci Kısım’da Gemiadamı Yeterlikleri başlıklı Birinci Bölüm’de Yeterlik Dereceleri konu başlığıyla Madde – 5’de kaptan’dan gemici’ye, yağcı da sıralanmış, bunun yanında da mevzuatta sözü edilen kamarot, gibi yardımcı sınıflardan da söz edilmiştir. Bu mevzuatta doğrudan sözü edilmese bile yaptığı iş nedeniyle gemi mürettebatından biri olan her bir çalışanı gemiadamı olarak kabul edebiliriz. Hatta mürettebattan olmayıp, geçici olarak gemide hizmet veren kılavuz kaptanları, dünyada denizci ülkelerin birçoğu özlük hakları ve bazı diğer konularda gemiadamı olarak kabul etmektedir. Ülkemizde de sosyal güvenlik ve çalışma koşulları ile ilgili birçok konuda, mevzuatta ve uygulamalarda kılavuz kaptanlar da gemiadamı olarak kabul edilirler. Gemiadamının günlük anlamda, daha geniş anlamdaki denizci terimiyle karıştırılır. Denizci, sivil, askeri, sportif, sanatsal veya bilimsel amaçlarla ve diğer birçok farklı amaçla denizle doğrudan veya dolaylı bir ilişki kuran herkesin bir ölçüde kendini isimlendirdiği bir terimdir. Gemiadamı ise denizcilikle ilgili hukuki mevzuatta belirtilen bir mesleğin mensuplarına verilen isimdir.
Deniz çok güzel, cazibeli olmasına rağmen ne yazık ki göründüğü kadar masum değildir.Donanımsız bilgilerle yapılacak bir tekne gezisi Biraz önce bahsettiğim gibi facia ve üzüntüyle sonuçlanabilir.Bilgileri tam olarak almak ve denizciliği A dan Z ye öğrenmek denizde güvenlik için şarttır.

Son yıllarda özellikle AB denizcilik politikalarının birçok konuda köklü düzenlemeler getirdiği ve bu düzenlemelerin başında eğitim konularının ön plana çıktığı görülmektedir. Bu konularda eğitilmiş bireylere sahip olamadığımız takdirde deniz politikalarımızın güncel gelişmelerin gerisinde kalması kaçınılmaz olacaktır.Deniz politikalarımızın en gerçekçi şekilde oluşturulabilmesi maksadıyla eğitim ihtiyaçlarının incelenmesi dikkate alınmalıdır.
Gemi, Kaptan ve Baş Mühendisi  tarafından planlanan Talim eğitim çalışmaları, ayrıca eğitim oturumları ve tatbikatlar yoluyla gemi mürettebatına Acil durumlarda yapılacak işleri düzenli olarak hazırlanması  Gemi personelinin eğitim ve öğretimine  SMS'e (Gemide Güvenlik Yönetim Sistemine) uygun olarak yapılması sağlanmalıdır. Denizcilik mesleğinin tehlikelerini aşmak için her bir denizcinin bu tehlikelere karşı eğitimli olması gereklidir. Denizde hayatta kalmanın ana unsurlarının bir tanesi de eğitimdir. Yangın Techizatlarınının Kullanımı, Can kurtarma filika’larının Denize indirilmesinin bilinmesi gereklidir. Her meslek grubunda olduğu gibi denizcilik mesleğinde de çeşitli tehlikeleri mevcuttur. Denizcilik mesleğindeki tehlikeler diğer birçok mesleğe kıyasla çok daha fazla olduğu bir gerçektir. Denizde birçok kaza meydana gelmekte ve bu kazalar sonucunda yaralanmalar, ölümler meydana gelmektedir. Ayrıca her kazanın çevreye verdiği zararın yanı sıra maddi birçok zararı da bulunmaktadır. Oluşan kazalar incelendiğinde bir çoğunun insan kusurlarından kaynaklandığı ve yine birçoğunun eğitim ve bilgi eksikliğinden meydana geldiği görülmektedir. Bu tehlikeler önlenemez değildir. Gemi  sevk  ve  idaresinde  köprüüstü,  makine  dairesi  ve  yük operasyonlarında kullanılan çeşitli  otomasyon  teknolojileri  hızlı gelişimini sürdürmektedir. Gemi  köprüüstündeki  teknolojilerin gelişmesi ile,yeni  ekipman  ve cihazların  köprüüstünde  bulundurulması,zorunlu hale getirilmiştir. Sistemlerin gelişen  teknolojilerin  zabit ve  kaptanlara  geminin  emniyetli seyri  ile  ilgili  çeşitli  kolaylıklar  ve  avantajlar  sağladığı  bilinmektedir. Otomasyon, insan  müdahalesi  olmadan,  bağımsız olarak  çalışan (işleyen),  hareket  eden  veya  kendini  ayarlayan  anlamına gelmektedir.  Otomasyon;  belirli  bir  dizi  faaliyeti  insan  müdahalesi olmadan  gerçekleştirmek  için  geliştirilmiş  platformlar  olan  makineler, araçlar, aygıtlar, donanımlar ve sistemleri kapsamaktadır. Otomasyonun başlıca  değerlerinden biri,  karmaşık  ve  tekrarlanan görevleri  hatasız,  hızlı  bir  şekilde  gerçekleştirme  yeteneğidir. Otomasyonun  kullanımı  insanlara,  ihtiyaç  duyulan  yerlere  dikkatini yoğunlaştırma  konusunda  daha  fazla  özgürlük  tanıdığı  için,  insan  – Otomasyonun başlıca  değerlerinden biri,  karmaşık  ve  tekrarlanan görevleri  hatasız,  hızlı  bir  şekilde  gerçekleştirme  yeteneğidir. Otomasyonun  kullanımı  insanlara,  ihtiyaç  duyulan  yerlere  dikkatini yoğunlaştırma  konusunda  daha  fazla  özgürlük  tanıdığı  için,  insan  -  otomasyon  iş  gücü  sistemleri  son  derece  verimli  olabilmektedir. Gemilerin yeni kurallara göre donatılması ve yeni inşa gemiler ile gelişimindeki yenilikler otomasyon kontrol sistemleri ve dijitalleştirme hakkkında denizcilik sektöründe personellere otamatik kontrol derslerinin hangi şartlarda ne derece eğitim verildiğini tartışıyor, Otomasyon kontrol sistemleri mevcut ve yeni inşa edilmiş gemiler de dahil olmak üzere personel tarafından,kullanımı için yaşanan kazalar,olaylar personel tarafından bilmeden çalan alarmların susturulup sistemin off edilmesine kadar yanlış kullanım hatası bilgisizlik gibi en önemli konullardan biri olduğu vurgulanmaktadır. otomasyon  iş  gücü  sistemleri  son  derece  verimli  olabilmektedir.


 Güvenlik önlemlerine uyulmamasının trajik sonuçlara yol açabileceğini unutmayın
Gemiadamı olmayı düşünen insanlardan Gazetemize gelen yoğun talep ve istek üzerine Yaptığımız sohbet ve söyleşide Gemi insanı olmak isteyen adaylarının eskide olduğu gibi yetkilerin tekrar geri verilerekTahsil durumununun eskide olduğu gibi düzeltlmesini ilkokul yada ortaokul olması gerektiği talep edilmektedir, Çalışma Koşulları ile ilgili piyasadan edindikleri  bilgiler ışığında deniz personelleriyle sohbet ettiklerinde denizcilerin çalışmış olduğu firmalara göre yasal güvencelerin olduğu, ülkemizdeki ILO Kurallarının mevcut son düzenlemeleri sonucu, tüzükler, milli mevzuat hükümlerine göre ticari gemilerde uyulması gerekli kurallara Bakanlık tarafından sıklıkla klas sörveyleri yapıldığından gerekse bayrak denetimlerinde yakınen takip edilmekte, şirketler tarafından da denetimler ciddiye alınmakta, ödenmeyen personel maaşları, gemiye gönderilmeyen kumanya, personel iş başı elbiseleri gibi eksikliklerin olmadığı vurgulanmakta şartların iyi durumda olduğu denizciler tarafından belirtilmektedir. Denizcilik mesleğini yalnızca para kazanmak amacıyla yapılan zorunlu ve geçici bir iş olmaktan çıkarıp, uzun yıllar severek yapılacak bir meslek haline getirecek mevcut kalifiye gemi insanı açığının ortadan kalkmasını sağlamak için kalifiye gemi insanlarının ve çalışma memnuniyetine bağlı verimliliğin artmasını yönünde dile getirilmektedirler. Gözüken o ki çalışma koşullarının personel tarafından memnuniyeti, gemilerde meydana gelen her türlü kazanın azalmasını sağlayacak bir durum oluşturulması yapılan çalışmaların o yönde olduğunu göstermektedir. Burada atlanmaması gereken bir diğer husus şudur ki Gemi – Ofis Koordinasyonu tam ve sorunsuz olarak işlemelidir. Ofiste görevli olan uzman denizciler tarafından tüm konularda ve geminin her ihtiyaç duyduğunda vakit kaybetmeden koordineli olarak sorunları çözmek için el ele verip, gemiye ihtiyacı olan noksanları giderilmelidir. Aşağıda bahsi geçen konuların çoğu şirketler tarafından bilinmekte olup, gemi şartlarında halledilebilen sorunlardır. Çözümleri de gemi imkanları ile mümkün olup gemi kaptanlarımıza tavsiye niteliğindedir. Gemide çalışmayan bir ekipman olması durumunda, örneğin yanaşma öncesi yapılan testlerde emg. yangın pompası arızalandı: Bayrak devletine bilgi verilmeli ,Liman devletine/yanaşılacak liman PSC otoritesine bilgi verilmeli ,Klas kuruluşuna bilgi verilmeli. Düzeltici faaliyetler gerçekleştirilmeli (acente vasıtasıyla tamir, yenisini alma gibi..) Tüm bu yapılanlar, kayıt altına alınmalı ve PSC’ye sunulabilmelidir. Liman süresinde, eksiklik tamamlanarak PSC’ye tekrar bilgi verilmelidir. Kaptanın gemisini , personelini tanıması, işletmenin ortaya koyduğu Emniyetli Yönetim Sistemi ve diğer yönetimsel enstrümanları hazmetmiş ve tüm sisteme vakıf olmuş olması elzemdir. Sistemde hatalar ve de eksikler var ise bunları tespit  ederek düzeltilmeleri yönünde işletmeye tavsiyelerde bulunmak da yine KAPTAN sorumlulukları arasındadır. Tüm yukarıda bahsedilen konular neticesinde Gemi Kaptanlarının gerekli çıkarımı yapmaları , bunun neticesinde gemilerini denetimlerden sorunsuz geçebilmeleri adına gerekli önlemleri almaları ve muhakkak ama muhakkak gemideki her alan ve birimi planlı ya da plansız denetlemeleri ve tespitleri dogrultusunda görünen eksiklerin ve aksaklıkların giderilmesi yönünde gerekli tedbirleri almaları önemlidir.
                                                            
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN. 
 Gemi Makinaları İşletme Mühendisi
 Birol Çetinkaya    
 Pruvanız neta, denizleriniz sakin, rüzgarınız kolayına olsun. Selametle…

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

google