A.S.P.
İstanbul
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

GÖZETİM VE AKREDİTASYON

04 Ocak 2020, Cumartesi 19:17
reklam yerim makale içi

 

Ürün veya hizmetin alınması, satılması işleminde tarafların yaptığı uluslararası ticarete konu olan sözleşmelerin yüksek meblağlı olması, yükleme öncesi hazır olmayanlar arasında yapılan sözleşmeler olması, tarafların birbirleri hakkında yeterli bilgi ve güvenin tam olmaması, diğer ülke piyasalarının yapısı ile ilgili bilgi eksikliği gibi sebepler, tabi oldukları riskleri ve bu risklere karşı çözüm arayışlarını arttırmaktadır.

 

Uluslararası uygulamada bu hususta bulunan çözüm yollarından biri de gözetim uygulamasıdır. Gözetim faaliyeti, dış ticarete konu malların kalitesinin ve miktarının kontrolü; lojistiği (depolama, yükleme, boşaltma ve nakil) esnasındaki durumunun tespiti ile döviz kuru ve mali şartlar da dâhil olmak üzere fiyatının ve gümrük sınıflandırmasının doğruluğunun saptanması konusundaki gözetim faaliyetleri olarak tanımlanır. Bu faaliyetleri yürüterek gözetim raporu tanzim etme yetkisine sahip olan kuruluşlar da, uluslararası gözetim kuruluşu olarak tanımlanmaktadır.

 

Gözetim ilişkisinin, uluslararası gözetim kuruluşunun, bağımsızlık, dürüstlük ve tarafsızlığına duyulan güven esasına dayanması sebebiyle gözetim kuruluşunun kurumsal değerleri özel önem arz etmektedir. Gözetim talebinde bulunanlar gözetim kuruluşunun özel statüsüne ve faaliyet alanındaki tecrübesine, itibarına, mesleki bilgisine güvenmektedirler. Bağımsızlık ve tarafsız davranma yükümlülüğü gözetim kuruluşlarının belirgin özelliklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası gözetim kuruluşları, yaptıkları işin mahiyeti gereği gözetim faaliyetinde bulunurken tarafsızlıklarını ve bağımsızlıklarını korumak zorundadırlar.

 

Uluslararası gözetim kuruluşlarının faaliyetlerinin sınırını Türk Gümrük Tarife cetveli teşkil etmektedir.

 

Gözetim kuruluşları, Ticaret bakanlığınca  “A Tipi” ve “B Tipi” olmak üzere iki tip olarak tanımlanır. 2019 yılı sonu itbari ile 119 adet gözetim firması Ticaret Bakanlığınca listelenmektedir. Bunların 10 tanesi sadece “A tipi” 21 tanesi “ A ve B tipi” kalanı “B tipi” olarak yayımlanmıştır.

 

Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları ve Onaylanmış Kuruluşlar Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesinin 7’inci fıkrası çerçevesinde akreditasyon sertifikasına sahip olan uluslararası gözetim kuruluşları, “A Tipi Uluslararası Gözetim Kuruluşu” grubuna girmektedirler.  Türk hukukunda, laboratuvarların, muayene ve belgelendirme kuruluşlarının ulusal ve uluslararası kabul görmüş kriterlere göre akreditasyonunun sağlanması görevi Türk Akreditasyon Kurumu’na (TÜRKAK) verilmiştir. TÜRKAK, akreditasyon maksadıyla başvuruların değerlendirilmesi, yeterliliğin onaylanması ve düzenli aralıklarla denetlenmesi ile yetkilendirilmiştir.

 

Akreditasyon sertifikasına sahip olmayan uluslararası gözetim kuruluşları “B tipi” uluslararası gözetim kuruluşu olarak ayrıma tabi tutulmuştur.

 

Akreditasyon uygunluk değerlendirme kuruluşlarınca gerçekleştirilen çalışmaların ve dolayısıyla bu çalışmalar sonucunda düzenledikleri uygunluk teyit belgelerinin (deney ve muayene raporları, kalibrasyon sertifikaları, yönetim sistemi belgeleri, ürün belgeleri, personel belgeleri vb) güvenilirliğini ve geçerliliğini desteklemek amacıyla oluşturulmuş bir kalite altyapısıdır.

 

Akreditasyon gerçekten gerekli midir?

 

Akreditasyon Kuruluşları tarafından yapılan denetimlerde tarafsız uzman kişilerin yaptığı değerlendirmeler kurumun gelişmesine imkan sağlamaktadır. Gözetim hizmetleri alanında deneyimli, yetkin ve uzman denetçilerin birinci elden deneyimlerini paylaşmaları, eksiklikleri saptamaları , bilimsel ve teknik gelişmeler hakkında bilgi vermeleri, süreçlerin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için önemli bir fırsattır. Tüm Gözetim çalışanlarının yüksek kalite hedeflerine odaklanmaları ve bunun hesabını verir olmaları, Gözetim hizmetlerinin güvenilirliğinin sağlanması açısından diğer faktörlerden daha fazla önem taşımaktadır.

 

AB içinde malların serbest dolaşımı ilkesi üye ülkelerin mevzuat ve ortak dış ticaret ve rekabet

politikasına uyumunu ifade etmektedir. Üye ülkenin bir malının birlik içinde satılmasının diğer ülkeler

tarafından herhangi bir kısıtla karşılaşmasının yasal garantisinin sağlanması ile başarılabilir. Bu amaçlar, üye ülkeler ürünlerinin Birlik standartlarına uyumlu hale getirmeli ve bunun için gerekli kalite belgeleri ve kalite standartlarını yakalamalıdır.

 

Ayrıca, AB katılım sürecinde 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 8-11 ‘inci maddeleri, malların serbest dolaşımının en iyi şekilde temini amacı ile AB’nin araçlarının Türkiye’nin iç mevzuatına dahil edilmesini öngörmüştür. Bu araçlar arasında standardizasyon, ölçüm, kalibrasyon, kalite,  akreditasyon ve sertifikalandırma  da yer almaktadır.

 

Gözetim konusunda yapılan işlem başkası adına ve başkası namına yapılan faaliyettir.

Bu faaliyet kapsamında akredite olan bir firma;

*  Tarafsız,

*  Bağımsız,

*  3. taraflara yönelik mali sorumluluk sigortasına sahip,

* Uluslar arası standartlara uygun,

* Muayenelerin gereklilikleri konusunda uygun kalifikasyonda, eğitimli ve yeterli bilgiye sahip personel istihdam eden,

* Uluslar arası normlarda ve kalibreli cihaz ve yazılım kullanan,

* Yapılacak faaliyet ile lgili tüm sürecin tanımlı olduğu ve yönetimce taahhüt eden,

* Gizlilik konusunda yazılı taahhütte bulunan ve hatta bu özellikleri TÜRKAK tarafından alan uzmanları eşliğinde her yıl denetlenen firmalardır.

 

Siz alacağınız hizmette  bazen satıcı olarak alıcının yokluğunda, bazen alıcı olarak sizin yokluğunuzda yapılacak işlemler için hangi tip firma tercih edersiniz. Bunu maliyet optimizasyonu ile mi sadece değerlendirmeliyiz yoksa Uluslararası rekabet ve müşteri tatminine önem verilen, kalite tanımının müşteri odaklı olduğu bir yaklaşım ile mi???

 

Unutulmamalıdır ki GÜVEN KONTROLE ENGEL DEĞİLDİR.

 

Ümit Yaşar OCAK

04.01.2020 / İstanbul