A.S.P.
İstanbul
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Kaptan Olmak!

27 Kasım 2023, Pazartesi 11:36
reklam yerim makale içi

İnternette gezinirken bir haber ilişti gözüme. Biraz eski bir haber ama bu tip haberler her daim geçerliliğini ve güncelliğini korur. Efendim, İstanbul’da mukim Eco Ships isimli bir firmaya ait Kaptan Fikret Konan kumandasında ki Endonezya’dan Arabistan’a giden Bulk Flover isimli geminin baş makinisti 61 yaşındaki Ekrem Uzundiş seyir esnasında hastalanmış ve gemi kaptanının ilgisizliği, şirket Gn. Md. Hasan Özcan ve şirket yetkilisi Olcay Agarcı’nın olaya bigane kalması neticesinde doktora gönderilmemiş, tıbbi yardım talep edilmemiş, tabiri caiz ise millet topu birbirine atmış, Kaptan kaptanlığını yapamamış veya  yapmak istememiş ve neticeten baş makinist  21’inci asrın başlarında her türlü teknik imkanların olduğu ahvalde maatessüf irtihal ederek gök okyanusuna tayin olmuştur.

Gemide personelin kendi aralarında yaptıkları ve savcılığa verdikleri zabıtlarda da bildirdikleri veçhile gemi kaptanı B/Ç ile ihtilaflı oldugundan kamarasına dahi gidip bir hal hatır sormaktan imtina etmiş. B/Ç’nin bütün ısrarlarına rağmen Demman  Limanı’nda doktora çıkarsın denilmiş ve maalesef B/Ç’nin ömrü hastaneye ulaşmaya imkan vermemiştir. İş işten geçtikten sonra  hab-ı gafletten uyanan yetkililer (!)  topu birbirlerine atmaya başlamışlarsada savcılık taksirle ölüme sebebiyet vermekten başta Kaptan Fikret Konan, Gemi 3. Kaptan Erdem Usta, 4. Kaptan Hasan Dalda, Şirket Genel Müdürü Hasan Özcan, şirket yetkilisi Olcay Ağarcı hakkında dava açılmasına karar vermiştir. Mütevveffanın kızı Funda Uzundiş babasının hakkını aramaya karar vermiş ama kendisi türlü engellerle karşılaştığını beyan etmiştir. Zaten olacağı da budur. Şüpheliler mahkemeye çıkar, takım elbise, kravat, esas duruş sergiler, başları önlerinde durur, neticeten mahkemedeki iyi hallerine istinaden çok az bir ceza alır, o da paraya çevrilir, ya tecil edilir veya takside bağlanır ve neticede ölen ölür, kalan sağlar bizimdir mantığı ile Kaptan işine gemi yoluna devam eder!!!

Bu habere yorum yapan, görüşlerini yazan epeyce meslektaş da fikirlerini belirtiyordu tabi. Genellikle hemen herkes ilk ağızda kaptanı suçluyordu ve Gemi Kaptanı Fikret Konan hakkında pek de iyi konuşulmuyordu. Evvel emirde şunu belirtmemde fayda var izninizle. Başta gemi kaptanı, rahmetli B/Ç, şirket yetkilisi ve şirketi dahi tanımam. Hiç bir şekilde iyi veya kötü bir ilişkim olmadı. Ancak şunu da belirteyim ki; artık günümüzde kaptan imajlardaki kaptan değil, şirketlerin emrinde bordro mahkumu 657 no’lu kanuna tabi bir memurdan farkı olmayan kişidir. Bi hakkın deniz ticaret kanununu uygulayan ve denizciliğin bütün ritüel ve ananelerini uygulayan bir kaptanın ise bu piyasada yeri yoktur. Buna en somut örnek benim. Altı buçuk ay maaş alamayan, son derece kıt kumanya ile sefer yapıp daima yalanlarla kandırılıp oyalanan bir kaptan olup sonuçta umursamaz bir armatör ve rezilin rezili bir kiracıya İTF yapıp personelimin bütün haklarını almam sonucunda gemiyi bir meslektaşıma bırakıp ayrılmamı müteakip piyasa da adımın İTF’ci kaptana çıkmasına sebep olmam hasebi ile armatörler ve masa başı go…ları tarafından kara listeye alınmam sonucu karada yaşamaya çalışıyorum 58 yıldan sonra. Oysa ben mesleğimi çok seven, hayatımı gemide noktalamak isteyen bir kaptanım. Yaptığım işten pişman mıyım? Asla. Hiçbir iğbirar duymuyorum. Bugün aynısını yapmaktan asla hulf etmem. Burada rahmetli B/Ç’nin vefat etmesinin yegane müsebbibi GEMİ KAPTANIDIR. Şirket ve masa başı go….ları,umumiyetle denizden gelme,denizci olmayan denizcilerin işgal ettiği o koltuklarda oturan kuklalar, armatörilere yalakalık için kaptana emir verebilirler. Ama kaptanın bu emirlere kulak asmadan doğru bildiğini yapması gerekirdi ki gemide hastalanan B/Ç’nin kamarasına bile uğramaktan imtina eden, kendisi kukla olan, uzaktan kumandalı bir kaptandan ne beklenir ki!

Günümüze göre her türlü modernlikten uzak 1969 yılının Aralık ayında Kanada’dan Meksika Körfezi’ne giderken apandisit krizine girmem üzerine geminin rotasını acilen Bermuda Adası’na çeviren ve beni hastaneye yetiştirip hayatımı kurtaran sağ ise sıhhatli yıllar, mutlu yaşamlar dilediğim, öldü ise makamı cennet olası Kaptan Kemal Kansız’da kaptandı, bu ezik arkadaşta kaptan…

Sefer sonu işletmede herkes geçmiş olsun deyip halimi hatırımı sordu ki ben o zamanlar usta gemiciydim. Herkesin titrediği, görünce yolundan çekildiği rahmetli BOD Müdürü Kaptan Kemal Gürdal bile odasına çağırıp geçmiş olsun demişti.

Şimdi muhterem meslektaşlarım, her zaman dediğim gibi bir kaptan evvel emirde kendisini personele sevdirecek, gemideki herkesin bir aile olduğunu kabul edecek ve kendisinin de bu ailenin manevi reisi olduğu unutmayacak. Onlarca zabit yetiştirdim. Onlara nasihatım şuydu: Yarın kaptan olduğunuz zaman personel size Süvari  Bey veya Kaptan diye hitap edecek. Bu sizin kanuni hakkınızdır ve personeliniz size böyle hitap etmeye mecburdur. Ama siz kendinize Beybaba dedirtmeyi başarırsanız bu mesleğin zirvesindesiniz demektir. Bunu unutmayın ayrıca da ‘’Bulunduğunuz makamdan şeref almayın, bulunduğunuz makama şeref verin.’’ Maalesef birçok arkadaş gemide terör estirmeyi, kendilerinden nefret ettirmeyi bir başarı olarak gördükleri için hal-i pürmelalimiz ortada. Saygıdeğer meslektaşlarım, biz hepimiz bir gemideyiz. Hepimiz evvela denizci bilahare gemide muhtelif branşlarda çalışan elemanlarız. Birbirimizden farkımız ve diğerlerine karşı bir üstünlüğümüz yok. Hepimiz medar-ı maişet motorunun çalışması için gerekli yakıt parasını kazanmak üzere bir arada çalışıyor ve ekmek teknesini kullanıyoruz. Bu vesile ile birimiz de eksik olsak o tekne yürümez. O sebebe mebni yönetici kadro çok dikkatli olmalı ve deniz örf ve adetlerini bi hakkın yerine getirmelidir. Sayın arkadaşlarım, her zaman söylüyorum. Bizler, deniz emekçileri, her birimiz ayrı ayrıı yönlere gidersek, bir takım dernekler altında birleşirsek sesimizi duyuramayız. Armatör denen kişiler ve kıçlarını altındaki koltuğu kaptırmak istemeyen, tabasbusta hav hav’lara taş çıkartan idareciler de bu durumdan nemalanmaktan geri kalmazlar. Neticeden kifayetsiz idareciler, Gürcü, Azeri, Suriyeli vb. kişilerde elimizden ekmeğimizi almakta tereddüt etmezler. Çok konuştuğumun farkındayım. Affınıza sığınırım. Benim artık denize çıkabilmem hayal. Kendim için bir beklentim de yok. Yirmi gün sonra 75 yılı geride bırakıyorum. Yakında çıkar tayin ordinom gök gemisine. Kavuşurum eski kaptanlarıma, gemilerime ama sizler denizci kardeşlerim, evlatlarım, sizler en iyi gemilerde çalışmaya layıksınız. Çalışıp birleşiniz bir çatı altında ve hakkınızı alınız en önce de yıpranma payını elde ediniz.

Şunu unutmayın ki tanrı bile ‘’Ben denizcilere ve hayat kadınlarına fazla günah yazmam. Çünkü bu insanlar dünyada cehennemi yaşayan insanlardır.’’ demiştir.

Kalın sağlıcakla. Pruvalarınız neta, rüzgarınız kıçtan, kazancınız bol olsun sayın meslektaşlarım…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.