A.S.P.
İstanbul
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Kardeşim BORA...

23 Aralık 2019, Pazartesi 15:03
reklam yerim makale içi

Bora ile 2007 yılında Mardaş'ın Fadime Ana gemisinde Kaptan - B.mühendis olarak çalıştık.
Ben Süveyş geçişinde gemiye katıldım,gemi Amerikaya gidiyordu.
Bora 30 yaşında çok genç kaptan olmasına rağmen mesleğinde çok çok iyi olmasının yanında, bu kadar dürüst ve insancıl nadir gördüğüm insanlardan birisi idi.
Kamarasına gittiğim zamanlar mutlaka kitap okurken bulurdum ,bende kitap okumasını severdim,karşılıklı kitap değişirdik ancak ben kitap okuma konusunda Boraya göre çok zayıftım.
Amerikaya yanaştıktan sonra gemiye gelen port stait kontrolleri sırasında makina dairesinde sintine separatörünün çıkış valfinde bir damla yağ gördüler ve magic line la denize sintine bastığımız suçlamasına maruz kaldık.
Yapılan ilk aramada magic line'ı bulamadılar,tekrar aramaya gelecekleri belli olunca ben magic line'ı incenaratöre atıp yaktım flencinide fitere tornada toz haline getirttirdim.
Aynı proplem bu limanda Maersk'in bir gemisinin başına gelmiş,kaptan ve b.mühendis bir yıldır tutuklu bulunuyorlar ve b.mühendis 40 yılla kaptan 6 yıl ile yargılanıyor ve 10 milyon dolar tazminat isteniyormuş.
Bora bizim gerçekten denize magic line ile sintine basıp basmadığımızı bana sordu,basıyorsak yalan söylüyemiyeceği için savunamıyacağını anladığım için ben Boraya yalan söyledim ve kesinlikle gemide magic line olmadığını ve denize sintine basmadığımızı söyledim.
4 gün boyunca ne Bora ne beni hiç uyutmadılar,8 saat aralıklarla onlar ekipleri değiştiler ancak biz hep ayakta olmak zorundaydık.
4 gün boyunca Bora ile öyle bi durumumuzu savunduk ki suçluyabilecekleri her şeyi çürüttük.
4. günün sonunda gemide mahkeme kuruldu,hakimi savcısı bilir kişileri avukatlar... 6 saat süren mahkeme sonunda suçsuz bulunup Türkiyeye doğru yola çıktık.
Dönüş yolunda Atlantik okyanusunda Bora'nın dişi ağrımaya başladı ve hiç uyku uyuyamıyordu.
Elinde bi morfin ve iğneyle benim kamaraya geldi,
-Abi şunu vurda biraz uyuyayım bari dedi.
Vurdum ama yine uyuyamadı bu kez ikinci bi morfinle geldi onuda vurmamı isteyince bişey olur diye korkup vurmadım onun yerine dişin çürük yerini bir parça pamuğa japon yapıştırıcı emdirip çürük yeri doldurunca tüm ağrısı kesildi.
Diş ağrısından kurtulunca akşamları oturup birlikte viski içip muhabbet etmeye başladık,bu muhabbetler sırasında Bora Ukraynalı bir kızı sevdiğini,kızında kendisini sevdiğini ancak ailesinin istemediğini söyleyince bende bak koca adam hatta kaptan olmuşsun kızı seviyorsan gidip o kızla evlendikten sonra ailene biz evlendik diyeceksin,bu kez sen değil onlar düşünsün deyince oda peki Ukraynaya benimle birlikte gidip benim evlenmeme yardımcı olurmusun dedi,bende seve seve gelirim dedim.
Bora ile yaptığımız muhabbetlerde Bora anne babasına çok düşkündü,babası iyileşmesi nerdeyse imkansız bi hastalığa yakalanıyor ancak Bora maddi manevi herşeyini ortaya koyarak babasını tekrar eski sıhhatine kavuşturuyor.
Dilovasına yanaştığımızda babası gemiye gelmişti,kamaramda misafir ettim ve Dilovasından İstanbula trenle birlikte yolculuk ederken her konuşmasında oğluyla gurur duyuyor ve bende oğluyla az bile gurur duyduğunu her ana babaya böyle bi evladın zor nasip olacağını dile getirdim.
Bora ile birlikte Ukrayna Sivastopala gittik.
Bora Tanyaya söz verdiği halde baklava almayı telaşeden unuttuğunu söyleyince,
-Hep baklava yapmayı düşünmüştüm,ilk baklavayı demekki burada yapmak kısmetmiş,merak etme ben yarın baklavayı yaparım.
Gerçekten güzel bi baklava olmuştu,Tanya çok beğendi.
Boranın evlenmek istediği Tanya çok aklı başında ve hanımefendi bir kızdı, bir bankada kredi bölümünde çalışıyor ve verdiği kredilerden prim aldığı için maaşı diğer memurlara göre çok çok yüksekti,Sivastopalda bir ev alabilmişti,eski eşinden 8 yaşında bir oğlu vardı ve doktorlar başka çocuğu olamıyacağını söylemişler,
Bora en çok Tanyanın başka çocuk yapamıyacak olmasına çok üzülüyordu çünkü annesi ve babası torun istiyorlardı.
-Bak çocuk istiyorsanız Tanyanın çocuğu var,onu sahiplenirsin ve onu en iyi şekilde yetiştirirsin olur biter.

Bora ve Tanya ile hemen hemen her akşam buluşup bir restorana gidiyorduk,bu işide sıraya bindirmiştik her gün birimiz ısmarlıyor ve ısmarlıyan kişinin seçtiği restorana gidiyorduk.
20 gündür Sivastopaldaydık,Boranın nikah işlemleri için Odessa Türk konsolosluğuna gitmesi gerekiyordu,bende kalan 10 günü başka şehirde geçirmek istediğim için,Bora Nikolayevde yaşayan Yüksek Denizcilikten dönem arkadaşı Tolgayı aradı ve benim trenle Nikolayave geleceğimi söyleyince,Tolga Nikolayev tren garından beni alarak evine götürdü.
Bora ile Tanya evlendiler İstanbulda yaşamaya başladılar,bir erkek birde kız çocukları daha oldu,Boranın ailesi Tanyayı çok sevdi.
Borayı evlendirmek için geldiğim Ukraynaya o vesileyle yerleşme kararı aldım.
Bora ile bağımız hiç kopmadan devam etti,telefonla yada yazışarak muhabbetlerimiz hep devam etti.
En büyük korkusu Türkiyenin durumunun kötüye gittiğiı ve çocukları için endişesi idi ve bu nedenle Sivastopale yerleşmeyi düşünüyor bunun içinde bir süre daha denizde çalışıp maddi durumunu düzeltmeye çalışıyordu.
Psikopat biri tarafından sabahın köründe acımasızca katledildi.
Çok parlak bi yıldız kayıp gitti.
Boracığım, haberi duyduğumdan beri yüreğim kan ağlıyor...
Işıklarda uyu canım kardeşim.