Köleleri Yıllarca Yelkenlilerle Taşıdılar
24 Şubat 2023, Cuma 13:04KÖLELİK NEDEN KALDIRILDI ?
Batı medeniyeti köleliği neden ilga etti? Pek çok kişinin bu soruya cevabı “İnsanlığın zaman içinde aydınlanması” nedeniyle köleliği lağvettiği şeklindedir. Köleliğin kaldırılmasının tarihsel gerekçelerine baktığımızda gerçeğin pek de bize yansıtıldığı gibi olmadığını görmekteyiz.
BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin (1948) nüvesi olarak kabul edilen Amerikan Bağımsızlık Bildirisi'ni (1776) kaleme alan Thomas Jefferson bildiri için şu ifadelerde bulunur: “Bütün insanlar eşit yaratılmışlardır, onları yaratan Tanrı kendilerine vazgeçilemez bazı haklar vermiştir, bu haklar arasında yaşama, özgürlük ve mutluluğu arama hakları yer alır.” Thomas Jefferson siyasi kariyeri boyunca kölelik aleyhinde faaliyetlerde de bulunmuştur. Fakat Jefferson'un diğer yüzüne baktığımızda fotoğraf çok farklıdır. Kendisi bir toprak ağasıydı ve altı yüzden fazla köle ve cariyesi bulunmaktaydı. Hayatı boyunca da köle ve cariyelerini azat etmemişti.
Esasında köleliğin sonlandırılması insanlığın zihinsel aydınlanmasının bir neticesi olduğunu söylemek pek doğru değildir. Kölelik, sanayi devriminin akabinde oluşan yeni üretim modelinde insan gücüne olan ihtiyacın azalması nedeniyle kaldırılmıştır. Yeni modelde kölenin maliyeti, özgür işçiden çok daha ağırdı. Köle edinmek için yüklü miktarda para ödenmekteydi, üstelik barınma, yeme, içme, sağlık, giyim vb. bütün maliyetler kölenin sahibi tarafından karşılanmaktaydı. Köle iş kazası, hastalık neticesinde ölür veya sakatlanırsa, satın alırken ödenen ağır bedelin altında kalan maliyet zarar hanesine yazılmaktaydı. Bu durum üretilen malın maliyetini de etkilemekteydi(1). Üretici malını daha yüksek değerlerde satmak zorunda kalıyor bu da pazarda rekabet etme gücünü düşürüyordu.
Sanayi devriminin akabinde makineleşme artmış, insan gücüne duyulan ihtiyaç nispeten azalmıştı. Sanayileşmiş toplumlarda iş piyasasındaki arz - talep dengesine bağlı olarak işgücü maliyetleri de önemli ölçüde düştü. Patronlar nezdinde özgür işçi çalıştırmanın maliyetleri köle işçinin çok çok altına gerilemişti. Artık yeni nizamın köleleri “özgür işçilerdi”. Bu dönemde özgür işçiler neredeyse karın tokluğuna çalıştırıldı. Emekleri yok pahasına sömürüldü.
Kölelik sistemine ihtiyaç kalmamıştı ve zaman içinde bu sistem tamamen kaldırıldı. Fakat sanayileşmiş toplumlarda başka bir sosyal patlamanın fitili ateşlenmişti. Adeta köle düzeninde çalıştırılan özgür işçi sınıfı (proletarya) batıda sınıf mücadelesini başlattı. Bu da burjuvazi ve proletarya çatışmasını ortaya çıkardı.
Sanayileşmiş batılı devletlerin doğu toplumlarına köleliği kaldırmaları yönündeki baskılar insani gerekçelere de dayanmamaktadır. İnsan hakları söylemi gerçeği gizlemek için kullanılan bir paravandır. Doğu toplumları o dönemde sanayi devrimini yakalayamamıştı. Üretim modelleri halen eski siteme dayanmaktaydı. Bu nedenle dönüşüme ayak uyduramamışlardı. Batılı devletler doğu toplumlarına kölelik üzerinden baskı yapıp onların iç üretimine sekte vurmak istiyorlardı. Böylece doğu toplumlarının iç üretimi düşecek ve batılı devletlerin pazarları haline geleceklerdi.
Sonuç itibariyle batılı devletler söylemlerini “İnsan Hakları” gibi bir düşünceye dayandırsa da esasında bütün konu sosyo-ekonomik nedenlere dayanmaktadır.
KAYNAK:
(1) Prof. Dr. David Allen Harvey - Slavery on the Balance Sheet: Pierre-Samuel Dupont de Nemours and the Physiocratic Case for Free Labor
Sn. Levent Dinçer göndermiştir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.