M.HAKAN GÜRÜNEY VE BOZCAADA MÜZESİ
14 Temmuz 2017, Cuma 21:06M.HAKAN GÜRÜNEY ve BOZCAADA MÜZESİ
Antik çağda Leukophrys, Yunancada Tenedos ismiyle bilinen Homerosun ünlü İlyada Destanına konu olmuş Ege Denizindeki 2.büyük Türkiyenin ise 3.büyük adasıdır Bozcaada.
Tenedos isminin çıkış kaynağı mitolojik bir hikayeden gelir. Yunan Mitolojisine göre; Denizler Tanrısı Poseidonun oğullarından biri olan Kral Kyknosun eşi vefat edince Kyknos yeniden evlenir. Üvey anne Philomene, Kyknosun oğlu Tenesi hiç sevmez ve ondan kurtulmak için Tenese iftira atar. Kendine yalancı şahit olarakta bir kavalcı bulur. Kral karısına inanır ve Tenesi bir sandığa koyarak denize attırır. Sandık uzun zaman sonra Tenesin büyükbabası olan Poseidonun yardımıyla Leukophrys sahiline vurur ve Tenes bu adada sahile çıkar. Tenesin sahile çıktığı ada Bozcaadadır. Ada halkı onu kral yapar ve o günden sonra o adaya Tenesin Adası anlamına gelen Tenedos denir. Kyknos kısa süre sonra oğluna iftira atıldığını anlar ve özür dilemek için adaya gelir fakat Tenes limana yanaşan gemileri görünce halatlarını balta ile keser. Yunanistanda kullanılan Tenesin Baltası İle Kesmek deyimi buradan gelmektedir.
Bozcaada geçmişten günümüze kadar olan süreçte, stratejik konumu açısından önemli bir noktada bulunması nedeniyle birçok uygarlığın istilasına uğramış; Pelazziler, Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlıların hakimiyetine girmiş. En son olarak ise Balkan Savaşları sırasında Yunan Donanması 1912 yılında Bozcaadayı işgal etmiş. Dahasonra Bozcaada, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dahil olmuştur.
Bozcaadanın birçok kültüre ev sahipliği yapması, geçmişinin çok uzun yıllara dayanması Bozcaada halkına alışılagelmişin dışında bir de müze kazandırmıştır.
Tenedos isminin çıkış kaynağı mitolojik bir hikayeden gelir. Yunan Mitolojisine göre; Denizler Tanrısı Poseidonun oğullarından biri olan Kral Kyknosun eşi vefat edince Kyknos yeniden evlenir. Üvey anne Philomene, Kyknosun oğlu Tenesi hiç sevmez ve ondan kurtulmak için Tenese iftira atar. Kendine yalancı şahit olarakta bir kavalcı bulur. Kral karısına inanır ve Tenesi bir sandığa koyarak denize attırır. Sandık uzun zaman sonra Tenesin büyükbabası olan Poseidonun yardımıyla Leukophrys sahiline vurur ve Tenes bu adada sahile çıkar. Tenesin sahile çıktığı ada Bozcaadadır. Ada halkı onu kral yapar ve o günden sonra o adaya Tenesin Adası anlamına gelen Tenedos denir. Kyknos kısa süre sonra oğluna iftira atıldığını anlar ve özür dilemek için adaya gelir fakat Tenes limana yanaşan gemileri görünce halatlarını balta ile keser. Yunanistanda kullanılan Tenesin Baltası İle Kesmek deyimi buradan gelmektedir.
Bozcaada geçmişten günümüze kadar olan süreçte, stratejik konumu açısından önemli bir noktada bulunması nedeniyle birçok uygarlığın istilasına uğramış; Pelazziler, Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlıların hakimiyetine girmiş. En son olarak ise Balkan Savaşları sırasında Yunan Donanması 1912 yılında Bozcaadayı işgal etmiş. Dahasonra Bozcaada, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dahil olmuştur.
Bozcaadanın birçok kültüre ev sahipliği yapması, geçmişinin çok uzun yıllara dayanması Bozcaada halkına alışılagelmişin dışında bir de müze kazandırmıştır.
Bozcaada Müzesi
Müze binası 1874 yılındaki yangından sonra adada yapılan binaların içinde en yüksek ve görkemli olanıymış. Bina biri 2 katlı diğeri 3 katlı olmak üzere bitişik olarak inşaa edilmiş, yıllar içinde bakımsızlıktan dolayı binanın üst katları yıktırılarak zemin kat bırakılmıştır. Yan cephelerinde gömme sütunlar bulunan binanın eski fotoğraflarına bakınca 3 katlı olan yapının 3.katında mermer sütunların yeraldığı bir teras gözüküyor.
Bu müzeyi diğerlerinden ayıran özellik mimari yapısının dışında, müzenin kurulma amacı ve müze kurma fikrini ortaya çıkaran bir de hikayesinin olmasıdır. Hikayenin başlangıç noktası M.Hakan Gürüneyin deniz kabukları biriktirmesiyle başlıyor...
M.Hakan GÜRÜNEY 1961 İstanbul doğumlu M.Hakan Gürüney ilk ve orta öğrenimini İstanbulda tamamlar. 1979-1985 yılları arasında ODTÜ Fizik Eğitimi Bölümünü bitirir, vatani hizmetini de yerine getirdikten sonra 1989 yılında Rapor Bilgisayar Limited Şirketini kurar. Halen bu firmanın genel müdürlük görevini sürdürmektedir. İngilizce ve Osmanlıca bilmektedir.
Deniz kabukları ile müzenin ne alakası var derseniz; M.Hakan Gürüneyin koleksiyon merakından bahsetmek yerinde olacak sanırım:
Kendini iflah olmaz bir koleksiyoner olarak tanımlayan M.Hakan Gürüney koleksiyonculuğa daha çocukluk yıllarında başlamış . İlerleyen yıllarda denizin altındaki deniz kabukları ile -kendisinin deyimiyle sualtı mücevherleri- tanışmasıyla bilimsel olarak ilk koleksiyonuna başlamış. Deniz Kabuğu Koleksiyonu. Ege ve Akdeniz kıyılarında 1988 yılında başlayan dalışları 1991 yılına kadar 12 ayrı seyahatte 35 ayrı noktadan olmak üzere 220 değişik türde deniz kabuğu toplamış. Topladığı kabukları dünyaca ünlü koleksiyoner İsmet R.Tümtürke götürüp beraber teşhis etmişler. Ziyaretlerinden birinde çok ender bulunan bir deniz kabuğunu (Trivia Spongicola Monterosato) görmüş ve kabuğun Assos yakınlarından çıkarıldığını duyunca M.Hakan Gürüney bu kabuğun peşine düşmüş ve Assosa gidip günlerce dalarak en sonunda aradığı kabuğu bulmuş. O sıralarda M.Hakan Gürüney, İstanbul Malakoloji Derneğini (Deniz kabuklarının anatomik yapılarını inceleyen ve bilimsel olarak tür tayini yapılacak dernek) kurma çabaları içerisindeyken derneğe katılacak kişilerden birinin elinde de kendisinin Assosta bulduğu nadir denizkabuğunu görmüş. Fakat bu sefer kabuğun bulunduğu yer Assos değil Bozcaadaymış. Artık M.Hakan Gürüneyin yeni hedefi Bozcaada olmuş.
Kendini iflah olmaz bir koleksiyoner olarak tanımlayan M.Hakan Gürüney koleksiyonculuğa daha çocukluk yıllarında başlamış . İlerleyen yıllarda denizin altındaki deniz kabukları ile -kendisinin deyimiyle sualtı mücevherleri- tanışmasıyla bilimsel olarak ilk koleksiyonuna başlamış. Deniz Kabuğu Koleksiyonu. Ege ve Akdeniz kıyılarında 1988 yılında başlayan dalışları 1991 yılına kadar 12 ayrı seyahatte 35 ayrı noktadan olmak üzere 220 değişik türde deniz kabuğu toplamış. Topladığı kabukları dünyaca ünlü koleksiyoner İsmet R.Tümtürke götürüp beraber teşhis etmişler. Ziyaretlerinden birinde çok ender bulunan bir deniz kabuğunu (Trivia Spongicola Monterosato) görmüş ve kabuğun Assos yakınlarından çıkarıldığını duyunca M.Hakan Gürüney bu kabuğun peşine düşmüş ve Assosa gidip günlerce dalarak en sonunda aradığı kabuğu bulmuş. O sıralarda M.Hakan Gürüney, İstanbul Malakoloji Derneğini (Deniz kabuklarının anatomik yapılarını inceleyen ve bilimsel olarak tür tayini yapılacak dernek) kurma çabaları içerisindeyken derneğe katılacak kişilerden birinin elinde de kendisinin Assosta bulduğu nadir denizkabuğunu görmüş. Fakat bu sefer kabuğun bulunduğu yer Assos değil Bozcaadaymış. Artık M.Hakan Gürüneyin yeni hedefi Bozcaada olmuş.
M.Hakan Gürüneyi Bozcaadaya sürükleyen meşhur deniz kabukları
1992 senesinde ilk kez bu kabukların peşinden Bozcaadaya gelmiş ve Bozcaada ile tanışması da bu sayede olmuş. Dahasonra bu kabukları toplamak için adaya defalarca gelmiş, adadan yazlık evalınca da ada bir kaçış noktası olmuş M.Hakan Gürüney için.
Artık M.Hakan Gürüney Bozcaada ile ilgili koleksiyon yapmaya başlamıştır. Gravür, kartpostal, fotoğraf, kitap, fosil, sikke, harita, arkeolojik eser, bağcılık ve şarapcılık, belge ve dökümanlardan oluşan sayısız malzeme edinerek geniş bir koleksiyona ulaşır (Koleksiyona hergün yenileri eklenmeye devam ediyor). Bu koleksiyonu Bozcaada halkı ve adaya gelen ziyaretçiler ile paylaşmak amacıyla Ayazma yolu üzerinde bir arsa satın alır, projesini çizdirip inşaatı da bitince 2005 yılında sergi binasını ziyarete açar.Projenin ismi Bozcaada Yerel Tarih Araştırma Merkezidir. Fakat adanın merkezine yakın olmadığı için istenilen ölçüde ziyaretçisi yoktur serginin.
Bu defa yerel yönetimle görüşmeler yapar M.Hakan Gürüney ve Bozcaada Kaymakamı Bilal Özdemir tarafından 2006 yılında şu andaki müze binası, imzalanan protokol ile M.Hakan Gürüneye tahsis edilir.
Müzenin amacı; Bozcaadaya ait geçmiş kültürlerin tarihini şimdiki nesillere aktarmak, farklı etnik kökenlere sahip insanların dil, din, ırk ayrımı olmaksızın birarada barış ve saygı içinde yaşadığını ve yaşamaya devam ettiklerini göstermek, geçmiş ve günümüz Bozcaadasının müzeye gelen ziyaretçilere, gerek harita ve gravürlerle gerek sergilenen ürünler ile geçmişle gelecek arasında bir köprü oluşturmasını sağlamaktır. Bu nedenle M.Hakan Gürüneye 2013 yılında UNESCO tarafından Bozcaadanın Türk ve Rum Kültürüne Yaptığı Katkılarından Dolayı Ödül verilmiştir.
Artık M.Hakan Gürüney Bozcaada ile ilgili koleksiyon yapmaya başlamıştır. Gravür, kartpostal, fotoğraf, kitap, fosil, sikke, harita, arkeolojik eser, bağcılık ve şarapcılık, belge ve dökümanlardan oluşan sayısız malzeme edinerek geniş bir koleksiyona ulaşır (Koleksiyona hergün yenileri eklenmeye devam ediyor). Bu koleksiyonu Bozcaada halkı ve adaya gelen ziyaretçiler ile paylaşmak amacıyla Ayazma yolu üzerinde bir arsa satın alır, projesini çizdirip inşaatı da bitince 2005 yılında sergi binasını ziyarete açar.Projenin ismi Bozcaada Yerel Tarih Araştırma Merkezidir. Fakat adanın merkezine yakın olmadığı için istenilen ölçüde ziyaretçisi yoktur serginin.
Bu defa yerel yönetimle görüşmeler yapar M.Hakan Gürüney ve Bozcaada Kaymakamı Bilal Özdemir tarafından 2006 yılında şu andaki müze binası, imzalanan protokol ile M.Hakan Gürüneye tahsis edilir.
Müzenin amacı; Bozcaadaya ait geçmiş kültürlerin tarihini şimdiki nesillere aktarmak, farklı etnik kökenlere sahip insanların dil, din, ırk ayrımı olmaksızın birarada barış ve saygı içinde yaşadığını ve yaşamaya devam ettiklerini göstermek, geçmiş ve günümüz Bozcaadasının müzeye gelen ziyaretçilere, gerek harita ve gravürlerle gerek sergilenen ürünler ile geçmişle gelecek arasında bir köprü oluşturmasını sağlamaktır. Bu nedenle M.Hakan Gürüneye 2013 yılında UNESCO tarafından Bozcaadanın Türk ve Rum Kültürüne Yaptığı Katkılarından Dolayı Ödül verilmiştir.
Müzede Türk ve Rum vatandaşların bağışladığı objeler, sikkeler, Bozcaada ve adanın yakın çevresini gösteren haritalar, seyahat kitapları, atlaslar, gravürler, fotoğraflar, deniz kabukları, Bozcaada hakkında yazılmış kitaplar, Antik Çağdan günümüze bağcılık ve şarapçılık, Bozcaadada üretilip şişelenmiş şarap şişeleri, tribuşonlar, şişe mantarları, şarapçılıkta kullanılmış aletler ve burada adını sayamadığım yüzlerce obje yer alıyor.
Türk ve Rum Vatandaşların Müzeye Bağışladıkları Objeler...
M.Hakan Gürüneyin Deniz Kabuğu Koleksiyonu
Müzenin en ilgi çekici detaylarından birisi de Bozcaadada unutulmaya yüz tutmuş meslek gruplarının müzede adeta yeniden canlandırılması olmuş. Her meslek grubu ayrı ayrı ele alınmış, en ince detayına kadar uygulanmış. Kendinizi kimi zaman bir terzide kimi zaman meyhanede kimi zaman ise bir berberde zannedebilirsiniz.
Bozcaada Müzesini diğer müzelerden ayıran ve sıcak bir ortam yaratan, günümüz müze anlayışından oldukça uzak bir anlayışla ele alınması olmuş. Sergilenen meslek gruplarına gelicek olursak;
Fıçıcılıktan semerciliğe, ayakkabıcıdan marangoza, eczacıdan demirciye, kasaptan meyhaneye, bakkaldan terziye, berberden dişçiye kadar oldukça geniş bir yelpaze içinde dizayn edilmiş.
Koleksiyonun önemli parçaları arasında sayısı 175i bulan gravür, harita ve atlaslar yer alıyor. Koleksiyonun ilk parçası olan 1829 tarihli Bussierenin (siyah-beyaz taş baskı) Tenedos isimli gravürünü M.Hakan Gürüney 1998 yılında satın almış. Kısa zaman içerisinde İstanbulda harita ve gravür satan dükkanlar, müzayedeler, seminerler, kütüphaneler başta olmak üzere Bozcaadaya ait olan satıştaki tüm haritaları koleksiyona dahil etmiş M.Hakan Gürüney.
Koleksiyondaki Bozcaada ve yakın çevresini gösteren harita ve gravürlerden Bozcaadanın 1500lü yıllara kadar geçmişine ulaşmak mümkün. Haritaların bazıları bizzat haritacılar tarafından Bozcaadaya ziyaretleri esnasında çizilmiş olup bazı haritalarda ise yanlış çizimlere rastlanmaktadır. Hatalı olan bu çizimlere sonradan başka haritacılar da ekleme yapmış ve yayınlamış oldukları atlaslara bu şekilde aktarmışlardır.
Bozcaada Müzesini diğer müzelerden ayıran ve sıcak bir ortam yaratan, günümüz müze anlayışından oldukça uzak bir anlayışla ele alınması olmuş. Sergilenen meslek gruplarına gelicek olursak;
Fıçıcılıktan semerciliğe, ayakkabıcıdan marangoza, eczacıdan demirciye, kasaptan meyhaneye, bakkaldan terziye, berberden dişçiye kadar oldukça geniş bir yelpaze içinde dizayn edilmiş.
Koleksiyonun önemli parçaları arasında sayısı 175i bulan gravür, harita ve atlaslar yer alıyor. Koleksiyonun ilk parçası olan 1829 tarihli Bussierenin (siyah-beyaz taş baskı) Tenedos isimli gravürünü M.Hakan Gürüney 1998 yılında satın almış. Kısa zaman içerisinde İstanbulda harita ve gravür satan dükkanlar, müzayedeler, seminerler, kütüphaneler başta olmak üzere Bozcaadaya ait olan satıştaki tüm haritaları koleksiyona dahil etmiş M.Hakan Gürüney.
Koleksiyondaki Bozcaada ve yakın çevresini gösteren harita ve gravürlerden Bozcaadanın 1500lü yıllara kadar geçmişine ulaşmak mümkün. Haritaların bazıları bizzat haritacılar tarafından Bozcaadaya ziyaretleri esnasında çizilmiş olup bazı haritalarda ise yanlış çizimlere rastlanmaktadır. Hatalı olan bu çizimlere sonradan başka haritacılar da ekleme yapmış ve yayınlamış oldukları atlaslara bu şekilde aktarmışlardır.
M.Hakan Gürüney Bozcaada ile ilgili fotoğrafları, harita ve gravürleri Bozcaada Fotoğrafları ve Bozcaada Harita ve Gravürleri isimli kitaplarda toplamıştır. Ayrıca Tenedosdan Bozcaadaya Unutulmuş Bir Ada Hikayesi isimli kitabı da bulunmaktadır.
M.Hakan Gürüneyin tamamen kişisel çabaları ile oluşturulan koleksiyonda; Bozcaadaya ait geçmişten günümüze kadar olan tüm süreç Bozcaada Müzesinde yeniden gözler önüne seriliyor.
Bozcaadanın geçmişini yaşatan, hem maddi hemde manevi çok büyük emek sarfedilerek oluşturulmuş, oldukça önemli olan bu müzeyi bizlere kazandırdığı için M.HAKAN GÜRÜNEYe sadece Bozcaada halkı değil hepimizin bir teşekkür borcu olduğu muhakkak...
M.Hakan Gürüney, yaşadığı topraklara olan borcunu fazlasıyla ödemiş. Şimdi sıra bizde. O halde rotamız BOZCAADA MÜZESİ...
M.Hakan Gürüneyin tamamen kişisel çabaları ile oluşturulan koleksiyonda; Bozcaadaya ait geçmişten günümüze kadar olan tüm süreç Bozcaada Müzesinde yeniden gözler önüne seriliyor.
Bozcaadanın geçmişini yaşatan, hem maddi hemde manevi çok büyük emek sarfedilerek oluşturulmuş, oldukça önemli olan bu müzeyi bizlere kazandırdığı için M.HAKAN GÜRÜNEYe sadece Bozcaada halkı değil hepimizin bir teşekkür borcu olduğu muhakkak...
M.Hakan Gürüney, yaşadığı topraklara olan borcunu fazlasıyla ödemiş. Şimdi sıra bizde. O halde rotamız BOZCAADA MÜZESİ...