A.S.P.
İstanbul
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Mutlu bir son istiyorsanız

10 Ocak 2024, Çarşamba 15:08
Mutlu bir son istiyorsanız
reklam yerim makale içi

Eğer mutlu bir son istiyorsanız , elbetteki yaşadıklarınızı yazıya dökmenizin nerede sonlandırmayı düşündüğünüz önemlidir.

Kıymetli Deniz Emekçisi Meslektaşlarım ,Gazetemde Yazmış olduğum konu seçimlerini ulusal ve uluslararası gündem oluşturacak isabetli analizler ve sıcağı sıcağına kuralları takip ederek, istatistik verilerinin sunulmasına katkı sağlayacağından gerek kişisel profil sayfalarımdan gerekse gazetemin köşe sayfasında konu seçimlerinin doğru ve güncel tutulmasına dikkat ediyorum. Denizcilik camii’yamızın ,gelişim ve gidişatlarıyla ilgili Denizcilik Eğitim ve öğretiminde kalite kriterlerini Deniz Ticaret Gazetesindeki 24 Temmuz, 2022,Tarihli yazımda belirtiğim üzere Gemilerde Dijitalleşme ve otomasyon kontrol sistemleri önemi son yıllarda özellikle bilgisayar teknolojileri ve buna bağlı olarak gelişen otomasyon sistemleri ,bağlamında güverte ve makine eğitimleri konusunda otomasyon sistemlerinin önemini vurgulamıştım. Tekrar aynı düşüncemi yenilemekteyim.

Türkiye’deki mevcut yapay zeka işlevleri ,Günümüzdeki Sanal Gerçeklikle elde edilen simülasyonlarda gerçek dünyanın kurallarının geçerli olmadığı hayal alemleridir. Bir çeşit programlanabilir rüyalar olarak tanımlanabilen bu otomasyon ve simülasyonların başarısı,  içinde denenen insanların simülasyonda olduklarını anlamamalarına bağlıdır. Çok korktuğunuz bir rüyayı düşünün; gerçek olduğuna inandığınız sürece korkarsınız, rüyada olduğunuzu anladığınız zaman rüya gerçekliğini kaybeder. Rüyadaki makamların, şan, şöhretin ve paranın hiçbir anlamı kalmaz. Çünkü rüyanın dışına çıkaramazsınız. Rüyadan geriye kalan sadece BİLGİDİR.

Simülasyon sistemi gizliliğini kaybederse aradaki perde kalkar ve anlamını yitirir. Bu iki şekilde olabilir.

(1) Simülasyon içinde denenen biri “Neyin içinde yaşıyoruz ve buna nasıl karar veriyoruz?” sorusunu sorduğu anda uyanışı başlar. Bu nedenle tarihte sistem üzerine düşünen çalışan felsefeciler hep dışlanmış, zorluklarla karşılaşmışlardır. Evreni tanımamıza ve anlamlandırmamıza yardım eden bu insanlar tarihteki yerlerini de almışlardır.

(2) Simülasyonun içindeki bilgi ve teknoloji seviyesi simülasyon sisteminin yapılış bilgi ve teknoloji seviyesine yaklaştığında, simülasyon içindekilerin, “İnsanların Tanrı olmadan evreni açıklama aşaması, bu bir simülasyon ve bunu bizde yapabiliriz” dedikleri aşamada uyanış başlamıştır. (Bazıları, “bunu Yapay Zeka, Uzaylılar vb. de yapmış olabilir,” diyebilirler.)

Gücünü çözülmemişlikten alan tasarımcılar ister istemez bu aşamada sistemi kaosa sokmak zorundadır. Klasik kaos yöntemi (bireysel veya küresel acılar veya mutluluklar) sayesinde simülasyon dünyanızın gerçekliği artar. Acılar ve aşırı mutluluklar insanları ideallerinden uzaklaştırır. Herkes can derdinde olduğundan kimse simülasyonun gerçekliğini sorgulamaz. Sorgulayanları da kimse dinlemez. Oysa bunlar simülasyonun tam en somut ip uçlarıdır.

Son yıllarda dijital dönüşüm zorunlu hale geldi ve tüm ekonomik sektörlerdeki şirketleri uyum sağlamaya zorladı. Denizcilik sektörü , tüm tedarik zincirinde dalgalanma etkisine yol açan önemli teknolojik yeniliklere tanık oldu . Gemi ve kargo takibine yönelik dijital platformların yanı sıra dijital iletişim ve işbirliği araçlarının uygulanması sektörde yaygın hale geldi.

Ancak çeşitli alanlarda heyecan verici fırsatlar sunan diğer yenilikçi çözümler öne çıkıyor. Bunlar, nakliyeyi daha hızlı, daha güvenli, daha verimli ve daha efektif hale getirmeyi amaçlıyor.Denize çıkacak Gemiadamlarını . Bu noktada sundukları eğitimler ve kullandıkları donanımların yenilendiğinden Özellikle öğrencilerin ve gemiadamlarının eğitimleri için belirlenen gereklerden Oyomasyon ve simülatörler aracılığıyla gemilere daha donanımlı ve sektöre hazır olarak çıkmaları sağlanmakta Pek çok ülkede simülatörlerde geçirilen süreler gemiadamlarının staj sürelerinden düşülmektedir. Bu durum dikkate alındığında simülatörlerin önemi ortadadır. Uluslararası standartlarda bir eğitim modelinin oluşturulması, yabancı ülkelerden ülkemizdeki eğitim kurumlarına öğrenci çekilmesi, ülkemizdeki istihdam sorununun da çözümüne yardımcı olacak şekilde yurt dışına gemi adamı ihraç eder duruma gelinebilmesi için, denizciliğin ana dili olan Đenizcinin her seviyedeki eğitim kurumu tarafından öncelikli ve azami seviyede ele alınması gerektiği değerlendirilmektedir. Birçok kazada otomasyon sistemlerinin karmaşık özelliklerinin önemli bir rol oynadığı görülmektedir.

Bir insanın düşünce ve duygularını yazıya dökme arzusunun sonucudur. Yazmak eyleminden gelen yazar kelimesi, herhangi bir şeyi yazıya döken, anlamı taşır. Günümüzde ise yazarlık bir kitap yazmayı veya herhangi bir internet, dergi ya da gazetede yazmayı ifade eder. Profesyonel meslek gruplarından biri olan yazarlık mesleğini icra edebilmek için kişinin belli bir kabiliyetinin bulunması önemlidir. Ayrıca yazarların ya da yazar olmak isteyenlerin sürekli olarak pratik yapması da büyük önem taşır. Başarılı yazarların ortak özellikleri arasında organize, disiplinli, yaratıcı, mükemmel araştırma becerisine ve yazma tutkusuna sahip olmaları yer alır. Eğer sizler de yazı yazmaya merak duyuyor, herhangi bir konuda bir şeyler kaleme dökmek istiyorsanız yazma eylemi ve yazarlık ile ilgili daha fazla detayı bu yazıda bulabilirsiniz. Türkiye’de mesleki köşe yazarlığının gelişim süreci okuduğunuz gazetelerinden günümüze uzanan bir çizgi içerisinde de köşe yazarlığının kendisi temel özellikleri ve dönüşüm alanları bakımından bu mesleğin eğitimini almış pratik,teorik olarak tecrübe edinmiş insanlar tarafından yazılmalı her önüne gelen kulaktan dolma bilgilerle Toplumda Bilgi kirliliği oluşmamasına müsaede edilmemelidir. Türkiye’de köşe yazarlığı olgusunun siyasal ve toplumsal gelişmelerden etkilendiğine dair genel bir sonucu tüm metinden çıkartmak mümkündür. Buna ek olarak köşe yazarlığının topluma erişebilmek için farklı dönemlerde dahi dilde sadeleşme tartışmaları yaşadığı görülmektedir.

Medyanın, demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra, kamuoyu yönlendirme ve etkileme gücünden dolayı dördüncü gücü oluşturduğu yaygın bir görüştür. Kitle iletişim teknolojilerinin hızla geliştiği günümüzde medya çok daha büyük bir güce sahiptir.

Gazete ve dergi için en önemli alanlardan biri olan köşe yazıları okurlar tarafından ilgiyle takip edilmektedir.Kişisel yorumların yer aldığı köşe yazılarında konuların sınırsız olduğunu söylemek mümkündür. Ülkemizin Denizcilik gündeminin şekillenmesinde belirleyici bir gücü elinde bulunduran yazarlar bu özellikleri nedeniyle diğer gazetecilik alanları içinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptirler.Köşe yazarlarının söz konusu etkileri Türkiye özelinde ele alındığında ciddi problemlerin olduğunu ve bu nedenle de görevlerini layıkıyla yerine getiremediklerini söylemek mümkündür.Mesleki ,Ekonomik çıkarlar ve siyasi iktidarlar arasında sıkışan bazı yazarlar bağımsız şekilde çalışmamaktadırlar.

Siyasi görüşlerin sözcülüğünü ya da çalıştığı gazetenin kurumsal hedeflerini ‘ilke’ edinen köşe yazarları topluma karşı sorumluluğunu yerine getirememektedir. Bununla birlikte daha fazla tiraj ve okunma kaygısı nedeniyle çeşitli konularda metinler kaleme alan yazarlar gazeteciliğin amaçları dışında hareket etmektedirler. Aynı zamanda belli siyasi aktörlere ağırlık veren köşe yazarlarının bu yaklaşımı da temel bir sorun olarak görülmektedir. Çeşitli siyasi partilerle ve kişilerle ilişki içinde olan yazarlar özgün içerikler üretmezken bir noktadan sonra bu otoritelerin sözcülüğünü yapar hale gelmektedirler. Öte yandan yazarların tek konuyu ele almaktan çok, metin içinde farklı konulara değinmesi de hatalı bir yaklaşımdır. Bu sorunlar köşe yazarlığının derinlikli olmamasına sebebiyet verirken kamu nezdinde saygınlığının azalmasını da beraberinde getirmektedir.

Kamu yararını barındıran bir gelişmeyle ilgili farklı perspektifler sunan, alanında yetkin kişiler tarafından hazırlanan ve metni okuyan kişiler için açıklayıcı ve aydınlatıcı bir anlama karşılık gelen köşe yazısı basılı yayınların en temel unsurlarındandır. Halkın gündeminin belirlenmesindeki temel metinlerden olan köşe yazıları gazetelerin en etkili içerikleri arasında yer almaktadır. Gazete ve dergi gibi kitle iletişim araçlarında yayımlanan köşe yazıları herhangi bir fikir ya da görüş çerçevesinde kişinin yorumlarını kapsayan ülke gündemine ilişkin metinler olarak tanımlanabilir (Gürel & Şahbaz, 2007: 192). Siyaset, sanat, ekonomi, spor, magazin, teknoloji, sağlık ve daha birçok konuya dair kaleme alınan köşe yazıları düzenli aralıklarla belirli kişiler tarafından sayfanın belirli bir alanında konumlandırılan metinlerdirler. Köşe yazılarında toplumu ilgilendiren güncel olaylara odaklanılmakta ve kültürel, siyasal, ekonomik gelişmelere dair bir çerçeve sunulmaktadır. Dergilerin ve gazetelerin çeşitli sütunlarında yer alan metinlerde yazarın ele aldığı gelişmeyi kanıtlaması gibi bir şart bulunmamaktadır (Özdemir, 2002: 116). Konunun öznel biçimde irdelendiği ve çeşitli söylem pratikleri etrafında kurgulandığı bir metin olan köşe yazılarında kaynaklar ve kişisel temaslar son derece belirleyicidir (Altınoklu Şenay, 2016: 111).

Doğru bir köşe yazısı için birtakım unsurlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Buna göre yeterli bir köşe yazısında ele alınan olayın toplumun geniş kesimi ilgilendirmesine özen gösterilmelidir. Konu seçilirken göz önünde bulundurulması temel gerekliliklerle birlikte olayların yalın ve anlaşılır bir dille aktarılması da önem arz etmektedir.Bilgilendirici ve kamuyu sorgulamaya sevk edici olması gereken köşe yazılarında kamu yararı temel bir ilke olarak kabul görmelidir. Çeşitli haberler üzerine kurgulanan gazetelerdeki olay odaklı içeriklere ek olarak, çeşitli analizlerin bulunduğu köşe yazıları bu nedenle takip edilmektedir. Bu işlevine istinaden de fikir temelli bir anlatı olan köşe yazılarının kamuoyunu aydınlatmada ve oluşturmada etkili olduğu söylenebilir. Habercilik pratiklerinde olan nesnelliğin aksine öznel görüşlerin kıymetli olduğu köşe yazıları gazetenin bakış açısını ve kimliğini yansıtan alan olarak görülebilir. Gazeteciliğin uzmanlık alanlarında ve köşe yazılarında sorunların yaşanmasına neden olan sahiplik yapısındaki değişimler metnin niteliğinin düşmesine de sebebiyet vermiştir. Daha fazla kar elde etmek ve siyasi ilişki kurmak amacıyla kullanılan iletişim araçları ana işlevlerinden uzaklaşmış ve sermayenin beklentileri üzerinden bir yayıncılık izlemeye başlamışlardır. Uzmanlığı bulunmayan gelişmelerle ilgili metin kaleme alan kişilerin olduğu bir yapıya dönüşen köşe yazarlığında güncel olmayan konulara odaklanılması söz konusu sorunların bir başka boyutunu oluşturmaktadır. Metnin niteliğinden ziyade daha fazla para kazanma kaygısı güden yazarlar, köşe yazılarına olan saygıyı, güveni ve değeri de düşürmüşlerdir (Dursun, 2015: 7)

Maalesef köşe yazıları uzunca bir süredir, yanlış bilginin yayılmasında önemli bir aracı haline geldi. Kayda değer sayıda köşe yazarı, günlük ya da belirli frekansta yazılarını paylaşıyor. Kayda değer ölçüde okur kitlesine de sahipler. Yaptıkları hatalar kitlelere, arşivlere ve sanal aleme kalıcı ve önemli ölçüde sirayet edebiliyor.

Birçok medya sitesi var ve genelde popüler yazarların yazılarını aynı gün sitelerinde insanlara ulaştırıyorlar. Yazı, böylece çok daha geniş bir mecrayla buluşuyor. Ama yazıda bir hata, bir bilgi yanlışı varsa bu hata da aynı hızla internet kullanıcısının önüne gidiyor. Muhtesip’in esas amacı, o hatalı bilginin doğrusunu sanal aleme kayıt düşmek.”

İnternette “köşe yazarı” ifadesini aramayı denediğinizde otomatik tamamlama seçeneği aramanıza ilişkin “köşe yazarı nasıl olunur”, “köşe yazarı maaşları”, “köşe yazarı olmak” popüler aramalarının önerilmesini hayretle karşılarsınız. Gazete sayfalarının ilgili kısımlarını pahalı reklamlarla süslemek yerine bu köşe yazarlarına yer açan yayıncıların varlığı ile mevcut yazarların nitelikleri (!) ve ürettikleri çıktı kalitesi (!) de şüphesiz insanları “köşe yazarı olmak” için teşvik eden unsurlar. “Günlük bazda çıktı üretmeye çalışan insanların ne gibi bir birikimleri ya da eğitimleri olabilir ki yıllardır bu mesleği icra edebiliyorlar” diye sormadan edemiyor insan. Ayrıca akıllara hemen, “köşe yazarlığı nasıl olur da bir meslek halini alabilir” sorgulamasını yapıyor “düşünen” beyinler. Bu boş tencerelerin oluşturduğu bilgi kirliliği ve yol açtığı manipülasyonlar da baş edilmesi gereken ayrı bir menfi etken olarak karşımıza çıkıyor. Kendini uzman ya da bilgin sanan malumatfuruşların/megalomanların kalabalığı ne yazık ki gerçek bilgelerin ve yeteneklerin üzerine de gölge düşürüyor ve gazetecilik mesleğinin köküne kibrit suyu döküyor adeta. Kitle iletişim araçlarının giderek geliştiği günümüzde, farklılıklarını ve uzmanlıklarını konuşturan nice yetenek sayesinde kurulu köşe yazarlığı düzeni sarsılıyor ve kalemini silah olarak kullanan “içi boş” şahısların kelamları sorgulamaksızın dikkate alınmıyor diye düşünenler yanılıyor. Her şey daha kötüye gidiyor. Devir tetikçilerin ve malumatfuruşların devri haline geldi maalesef.”

Köşe yazarlarının, bilgiyi ve yorumu üretme koşulları ve faillerin sosyalleşme mekanizmaları ve sermaye birikimleri köşe yazarlığı pratiğini büyük ölçüde kendine özgü bir pratik olarak ele almamızı gerektirmiştir. Makalenin amacı, köşe yazarlığı pratiğinin ideal tanımını sunmak değil, farklılaştığı noktalar üzerinde durarak, bu pratiği gazetecilik alanının bir altalanı olarak düşünmeyi sağlamaktır. “Kanaat önderi”, veya “kamusal entelektüel” söylemlerinden ziyade, bu pratiğin toplumsal olarak farklı konumlandırılmasının nedeni üzerinde düşünmek, bu pratiğin içinde barındırdığı yapısal sorunları da göstermektedir.

Gemi Makinaları İşletme Mühendisi

Birol Çetinkaya

Pruvanız neta, denizleriniz sakin, rüzgarınız kolayına olsun. Selametle…

 

 

Kaynaklar

Altınoklu Şenay, M. N. (2016). Bir alt alan olarak köşe yazarlığı. Galatasaray Üniversitesi İletişim Dergisi, (25), 103-125. Arık, A. (1992). Psikolojide bilimsel yöntem. İstanbul Üniversitesi Basımevi. Bell, P. (2001). Content analysis of visual images. T. Leeuwen & C. Jewitt (Ed.). Handbook of visual analysis (pp. 10-34). Sage. Bengin, T. (2022, 1-28 Şubat).

Milliyet. http://www.milliyet.com.tr/ Birol, S. (2018). 1980 sonrası Türk medyasında sermaye yapısının el değiştirmesinin basında köşe yazarlığına etkisi. [Yayımlanmamış doktora tezi

Media discourse. Edward Arnold. Fink, C. C. (2004). Writing opinion for impact. Blackwell Publishing. Gölcü, A. & Yüksel, G. (2018). Siyasal partilerin ve liderlerin köşe yazılarında temsili. The Journal of International Social Research, 11(56), 771-791. Gürel, Z. Temizyürek, F. & Şahbaz N. K. (2007). Çocuk edebiyatı. Öncü Kitap. Kaplan, H. (2022, 1-28 Şubat). Sabah. https://www.sabah.com.tr/ Koloğlu, O. (2006). Osmanlı’dan 21. yüzyıla basın tarihi. Pozitif Yayıncılık. Özdemir, E. (1998).

Marmara İletişim Dergisi, (26), 37-53. Sandıkcıoğlu, A. Z. (2015). Türk basınında köşe yazarı egemenliğinin ortaya çıkardığı yapısal ve etik sorunlar. [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi]. Marmara Üniversitesi. Sandıkcıoğlu, A. Z. (2015). Yazılı basında köşe yazarı egemenliğinin muhabirlik pratiğine etkileri. İnsan ve İnsan, 2(6). 55-79.

Bilgin, F. (2003). Köşe Yazarlarının 11 Eylül Olaylarına Yaklaşımı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kocaeli. Bora, T. ve Cantek, L. (2009).

Köşe Yazarlığındaki Değişim ve Politik Düşünce Vasatı, Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce içinde, Cilt:9, Dönemler ve Zihniyetler, İstanbul : İletişim Yayınları.

Dursun, O. (2015), Köşe Yazarlığından Medya Filozofluğuna: Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan’ın Köşe Yazıları üzerine bir inceleme. Hacettepe Üniversitesi Sosyolojik Araştırmalar E-Dergisi,

Erişim 4 Kasım 2016. http://www.sdergi. hacettepe.edu.tr/makaleler/KoseYazarligindanMedyaFilozofluguna-MART_2015. pdf. Ercan, G. (2003). Gazete Köşe Yazılarında Dil Kullanımı: Kaçınmalar ve Cinsiyet Değişkeni. Yayınlanmamış

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.