yeni
İstanbul
12 Eylül, 2025, Cuma
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

TÜRKİYENİN İKİNCİ BÜYÜK ARMATÖRLÜK ŞİRKETİ İDİLER-BARZİLAY & BENJAMEN

11 Eylül 2025, Perşembe 22:14

Varlık Vergisi ile yok edilen Barzilay ve Benjamen Denizcilik Şti. devrinin ikinci en güçlü filosuna sahipti.
Yazan: Osman Öndeş

İsak Barzilay oğlu 1297 -1881 İstanbul doğumlu Adnan Barsilay Türk Armatörleri Birliği’nin 10 Ağustos 1939 günü yapılan ilk genel kurul toplantısında 3.cü kurucu üye olarak kaydedilmiş ve yönetim kurulu üyesi seçilmiştir. Bu karar 14 Ağustos 1939 tarihinde yapılan toplantıda onaylanmıştır. Türk Armatörleri Birliği’ne üye olduğu süreçte “Doğan, İkbal, Refah, Şule, Necat, Sebat, Pek” isimli gemilerin armatörü bulunuyordu. Sahibi olduğu diğer gemileri dahil olmak üzere, ikinci en büyük tonaja sahip armatör durumundaydı.
14 Şubat 1940 ve 31 Temmuz 1940 çalışma dönemlerinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. 21 Temmuz 1944 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak göreve devam etmiştir.

Adnan Barzilay ailesi ev adresi;Taksim’de
Ayaspaşa Caddesi, Tüten Apt. idi.

Ev adresi; Ayaspaşa Caddesi, Tüten Apt. No. 28 D.5 Taksim ve Telefonu: 83719 idi.
Şirketinin adresi: Galata, Kara Mustafa Paşa Caddesi, Hovagimyan Han K.2 Karaköy idi.
2 Milyon TL. gibi en yüksek Varlık Vergisi konulmak suretiyle Türk armatörlük dünyasından çekilmek zorunda kalmış ve tüm gemileri yok bahasına satılarak Devlet Denizyolları İdaresi’ne verilmiştir.
Adnan Barzilay, yaşamı boyunca Türk armatörlerinin örgütlenmesi için başta Lütfü Yelkenci olmak üzere diğer armatör arkadaşlarıyla çok yoğun hizmetler vermişti. Aynı zamanda o yılların ikinci en büyük ticaret filosuna sahipti. Varlık Vergisi ile kendisinden açıkca intikam alınarak yok edilmiştir.
Barzilay ve Benjamen aileleri hakkında son derece az bilgi vardır ve fotoğrafları bulunamamıştır.. Türk Armatörleri birliği Üye Kayıt Defteri’nde bir adet vesikalık fotoğrafı mevcuttur. Bu makalemdeki fotoğrafı Üye Kayıt Defteri’ndeki vesikalık fotoğraftır.
Renklendirdiğimi belirtmeliyim. Barzilay ailesinin kökleri konusunda Zeki Ergas’ın “Savaştan Barışa, Balkanlardan Anadolu’ya Barzilay Ailesinin Öyküsü, 1912-1922” başlıklı eserini de inceledim. Bu eserin bir roman olduğunu gördüm..
Tarihçi Stanford J. Shaw, Türkiye ve Holokost ile ilgili eserinde Fransa’da yakalanıp toplama kampına gönderilen Ester Barzilay’ı kurtarmak için Paris Konsolosluğumuzun çabalarına yer vermekte. (Turkey and the Holocaust. Turkey’s Role in Rescuing Turkish and European Jews from Nazi Persecution 1933-1945 -Macmillan London & New York University Press, 1992).
XIX. yüzyılda yaşamış ve Sine Kemani Avram olarak bilinen, Klasik Türk Musikisi bestecisi Avram Barzilay, askeri hekim Yarbay Muiz Bey Barzilay, 40’lı yılların ünlü armatör ve vapur acentesi Barzilay ve Benjamen Deniz Nakliyeciliği Şirketinin ortağı, yurdumuzda bu soyadını taşıyanlardan birkaç örnektir.

17 Aralık 1942 tarihli gazetelerde olduğu gibi
Akşam Gazetesi’nde Varlık Vergisi Listesi yayınlanmıştı.

2 Milyon TL en yüksek Varlık Vergisi’ne mahkum edilen Barzilay!
Doç. Dr.Ercan Karakoç ve Dr.Senem Şıvgın “Türkiye’de Varlık Vergisi Uygulaması Ve Sonuçlarına Dair Bir Değerlendirme” başlık ve konulu makalelerinde Varlık Vergisi uygulamaları hakkında şu değerlendirmeyi yapmışlardır; “Türkiye, II.Dünya Harbi’ne girmemesine rağmen harbin neden olduğu ekonomik sıkıntıları ciddi şekilde yaşamış ve hükümet tedbir amacıyla yeni gelir kaynakları bulmak zorunda kalmıştı. Bu bağlamda, önceleri Millî Korunma Kanunu kabul edilmiş, Ekmek Karnesi uygulaması tatbik edilmişti.
Fakat ülkenin içinde bulunduğu mali darboğaz aşılamadığından özellikle gayrimüslim servet sahiplerinden bir defaya mahsus olmak üzere bir tür olağanüstü gelir vergisi alınması yoluna gidildi…
..İtirazlar ve yardım taleplerinin yanında Varlık Vergisi’nin ilk on beş günlük ödeme periyodu da başlamıştı. O günlerde en yüksek miktarda vergi tarh edilen Barzilay ve Benjamen Vapur Kumpanyası ortaklarından Pertev Benjamen 17 Aralık 1942 gecesi Cumhuriyet Gazetesi tarafından telefonla aranmış ve “Varlık Vergisi “ hakkındaki görüşü sorulmuştu.vergi ödemesi hususunda yaşadıklarını şöyle ifade ediyordu: “Vatan hizmetinden kaçmak aklımızdan geçmez.Şüphe yok ki ödemeye mecbur olduğumuz para hiç de az bir meblağ değildir.Fakat vatan davasında fertlere düşen vazifelerin de ayrı olduğunu bilenlerdeniz.Kimi silah altında hudutları bekler, kimi memleketin şu veya bu hizmetinde bulunur,kimi de sırasına geldiğinde servetini vatan uğruna seve seve vermek durumunda alır. Bu son vazife de bize düşmüştür. Bu hizmete nekadar ağır olursa olsun katlanacağız.” (Cumhuriyet, 17 Aralık 1942).
Barzilay &Benjamen tüm varlıklarını ortaya koymalarına rağmen gemilerinin haraç mezat satılmasının önüne geçemeyeceklerdi. Sonraki yıllarda hatıralarını anlattığı röportajda ise o dönemde haksızlığa uğradıklarını şöyle dile getiriyordu: “Bize iki milyon lira vergi tahakkuk edildi. Ancak bizden fazla gemisi olan ülkenin en büyük armatörüne 50.000 lira vergi tahakkuk ettirilmişti. Toplam 19.000 tonluk 5 gemilik bir filomuz vardı. Türk ticaret filosu 100.000 tonluk idi ve 400.000 liralık vergi tahakkuk ettirilmişti... Varlık Vergisi için faiz ve gecikme cezası dâhil toplam 2.144.000 lira ödedim. Bu meblağın 500.000 lirası nakden, bakiyesi gemilerimizle ödendi” (Bali, 2012, 125). Pertev Benjamen’in bu ifadeleri Varlık Vergisi’nin tahsilatı noktasında gayrimüslimlerin yaşadıklarına dair bir örnek mahiyetindedir. Benzer bir örneği Şabat Levi’nin bir röportajında gözlemlemek mümkündür. Levi, bu röportajda kendisinin ve ailesinin Varlık Vergisi’nin alındığı günlerde yaşadıklarını özetlerken babasına ve ortağı Rıfat Keribar’a 400.000 lira vergi tarh edildiğini, kendisine ise 30.000 lira vergi kesildiğini ifade ediyor. Ayrıca bu miktarın o günün şartlarında 50.000 altına, günümüzde ise 35 milyon liraya tekabül ettiğini ve bu vergiyi ödeyebilmek için bütün paralarını verdiklerini ve tek bir kuruşlarının dahi kalmadığını belirtiyor. Yine bu bağlamda 1942 yılında Merkez Bankası dolar kurunun ortalama 1.31 lira olmasından hareketle, Levi ailesinin ödemiş olduğu 35 milyon liralık Varlık Vergisinin 45.850.000 liraya tekabül ettiğini ifade etmek mümkündür. (Milliyet, 29 Ocak 2012; web:1). Varlık Vergisi kapsamında gayrimüslimlerin, servetlerinin büyük bölümlerini vergi olarak ödedikleri görülmektedir.
Bununla birlikte Müslüman grubunda yer alanlar da önemli vergiler ödemişlerdir. Bu konuda verilecek bir örnek isim işadamı Vehbi Koç ’tur.
Varlık Vergisi yüzünden Edirne’li Dan Bayer’in anlattıkları
1926 Edirne doğumlu olan Dan Bayer, 1949’da Türkiye’den ABD’ye göç ettiğini belirterek şöyle anlatmıştır; “Ailenin en küçük çocuğuyum. Büyük ağabeyim, bir zamanlar Edirne’de her türlü hastanın imdadına koşan Dr.Yasef Bayar’dır. Babam birkaç bağ ve meyvalık sahibiydi. Bağlardan topladığımız meyveleri satarak geçinirdik. Babamın topladığı üzümlerden yaptığı şarabın posasından, annem sirke yapar ve satardı. Annemin her zaman babamdan çok parası vardı. O zamanlar bütün Yahudiler çocuklarını Alliance okuluna yollarken, ailem beni Edirne’deki devlet okuluna yolladı. Askerliğimi Türkiye’de yaptım. 1949 yılında ülkeyi terk ettim. Şimdi Amerika Birleşik Devletlerinde yaşıyorum. 1930’ların ortalarında cereyan etti. Almanya’da antisemitizm başlamıştı. Bu akım dünyanın diğer ülkelerini etkilediği gibi, Türkiye’yi de etkilememesi imkânsızdı. O yıllarda, Edirne’de antisemitizm en üst seviyede idi. Mahallede, ‘Yahudiler Trakya’dan çıkartılacak, Anadolu’ya sürülecek’ haberleri dolaşmaya başladı. Bu gibi ilanları, ağaçlara ve elektrik direklerine iliştiriyorlardı. ‘İğneli Fıçı’ başlıklı kitaplar basılmış, hatta bedava dağıtılmaya başlanmıştı. Bir cuma günü öğlen saatlerinde, ‘kırk sekiz saat içinde Edirne’yi terk etmemiz gerektiği’ emri geldi. Ancak, bu emri verenin kimin olduğu sonuna kadar belli olmadı. O cuma akşamı Sinagoga gitmedik. Babam ve amcam Tiyo Merkado’nun yüzleri bir karış, Minha ve Arvit söylemeye başladılar. O dönemde sekiz yaşında idim, ağabeyim ise on dört yaşındaydı.
Evimize baskın yapılırsa, babam ve ağabeyim arka duvardan atlayacak, arsaların içinden İstanbul’a kaçacaklardı. O gece, sokağa bakan odada annemle birlikte yattım. Annem, baskına gelirlerse, babamın kaçmaya vakti olsun diye, dikiş makinesini ön kapının arkasına dayamıştı. Birden pencerede bir tıkırtı duyduk. Bir ses ‘Bohora Teyze, korkma, ben Şakir’im. Bütün gece bu sokakta nöbet tutacağım,’ dedi. Şakir eski komşumuzun oğluydu, o dönem askerliğini yapıyordu. Annem haberi babama ulaştırdı. Biraz olsun rahatlamıştık. Sabah olunca ne görelim! Sokaklar öküz arabaları ile dolu, yollarda geçecek yer yok. Herkes eşyalarını sokağa çıkarmış, yok pahasına satıyorlardı. Babam, ‘Her şeyi satarım ama evimi ve bağımı satmam’ dedi. Annem, ‘Bari arabayı ve beygiri sat da, biraz paramız olsun,’ dedi. O yıllar, babam yetiştirdiği meyveleri satar, parasını da yazın sonunda alırdı. Cuma günü, babam komisyonculardan parasını almaya gittiğinde ‘Para yok’ dediler. Komisyoncuların hepsi Yahudi idi. Kötü şartlar yüzünden parasız kalmamak için, borçlarını ödemek istemiyorlardı. Cumartesi sabahı, babam kısrağı ve arabayı Sütçü İbrahim’e sattı. Ama bir şartı vardı. Burada kalırsak, kısrağı ve arabayı geri verecek, o da parayı kendisine iade edecekti. Aynı gün, evimize Arnavut Mustafa geldi. ‘Ben evinizin koruyucusuyum’ dedi.
Sokaklar tıklım tıklımdı. Arabalar, insanlar üst üste, sanki bir panayırı andırıyordu. Akşam olunca sokaklar boşaldı, herkes sevkiyat için emir bekliyordu. Birden, komşunun kızı Roza’nın doğum sancıları tuttuğu haberi geldi. Askerler durumu komutana bildirdi. Komutan da, eve bir ebenin çağırılmasına izin verdi. Ebeyi alıp getirmek hep benim vazifemdi. O gece Roza bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Pazar günü uyandığımızda, sokaklar bomboş, her yerde diz boyu öküz pisliği, kokular insanı adeta boğuyordu. Kimse evden çıkmıyor, her yerde sessizlik hâkim, sanki matem günü, sıkıntıdan insanların tek kelime söylemeye mecali yoktu.
Akşamüstü, iki Yahudinin bize doğru koşarak geldiğini gördük. ‘Burada kaldık’ diye bağırıyorlardı. Çok sevindik, Edirne’de kalmıştık. Ama şimdi ne yapacaktık? Tüm eşyalarımız satılmış, yerlerde yatıyorduk. Mala gelsin cana gelmesin misali, yine de ucuz atlattığımızı düşünüyorduk.
Varlık Vergisi dönemini nasıl yaşadım..
Edirne’den, Aşkale’ye giden hiç olmadı. Bazı Yahudilere vergi koydular. Şekip Adut adında bir avukata iki milyon vergi koymuşlardı. En yüksek vergiyi Benjamen Barzilay’dan istemişlerdi.
Ödeyemeyince de Şekip Adut’un ofis eşyalarını, Benjamen Barzilay’ın da altı gemisini mezata çıkardılar. Tabii bunları değerinden çok daha düşük fiyata aldılar. Bohoraçi adında bir Yahudi tavlada pide satardı. Ondan beş yüz lira vergi istediler. Değil beş yüz, zavallının hayatında elli lirası bile olmamıştı. Pideleri, teraziyi, tavlasını hemen oracıkta haczettiler. Ayakkabıcı İsmail Efendi hepsinin fiyatını arttırdı. İsmail Efendi’den korktular, başka arttıran olmadı. Mezatçı küstahlar gidince de, İsmail Efendi bütün aldıklarını Bohoraçi’ye geri verdi. ‘Bu köpekler yine gelirse, pide ticaretinin bana ait olduğunu onlara söyle’ dedi. İsmail Efendi çok dürüst bir kişiydi. O günden sonra, Bohoraçi ile birbirlerine hep ‘Ortak’ diye hitap ettiler.
..Varlık Vergisi’nde asıl neden, bugün de kitaplarda okuduğumuz gibi, sermayeyi azınlıkların elinden almaktı. Bütün bu çektiklerimize rağmen, insanları halen severim. ‘Tüm bu olaylar yüzünden, şahısları suçlamamak lazım’ diyorum.” (Herkesin anlatacak bir öyküsü vardır-Dora Nyego- Şalom.)
En önemli üç şehir haberi; Mezbahada kesilen hayvan sayısı, özel okul öğretmelerinin maaşlarına yapılan zam ve Barzilay Vapurculuk Şirketi’nin Varlık Vergisi borcu karşılığıvapurlarına el konulması!
O günlerde, Cumhuriyet Gazetesi, diğer günlük gazeteler gibi Varlık Vergisi konusunda en önemi olay gibi Barzilay & Banjamen Vapurculuk şirketinin vapurlarına en konulmasına dair haberler vermektedir. Alex Dabcoviç gemi acentesi de 45.000 TL Varlık Vergisi’ne mahkum edilmiştir.
19 Şubat 1944 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Şehir Haberleri olarak özel okul öğretmenlerinin maaşlarına yapılan zam, Mezbaha’da kesilen koyun toplamı ve Barzilay Vapurculuk şirketinin varlık vergisi borcu haberi yeralmıştır.
Önemli şehir haberi olarak şöyle denilmektedir; “Barzilay ve Benjamen vapur şirketinin Varlık Vergisi’nden olan borcuna mukabil satışa çıkarılan üç vapuruna muhammen kıymet üzerinden alıcı çıkmadığından Hazineye intikal ettirildiğini yazmıştık. Defterdarlık bu gemilerin liman fen heyeti tarafından takdir edilen kıymeti esas tutularak Hazineye intikalini ve Denizyollarına teslimi uygun görmüştür. Bu üç vapurun toplam kıymeti mezkur şirketin !ki milyon liralık borcuna tekabül etmediğinden borcun tahsili yine bu şirkete ait Şule ve Sebat vapurlarının bu pazartesi günü yapılacak ilk ve ayın yirmi birinde yapılacak son satışları tamamlanacaktır.”

Ulaştırma Bakanı basına yaptığı açıklamada Yüksek Denizcilik Mektebi’nin yeni şekli üzerindeki projenin hazırlanmak üzere olduğunu söylemiş ve öğrenim süresinin altı yıldan dört yıla indirileceğini, gerekli olmayan derslerin kaldırılacağını belirterek son sınıf zabit namzetlerinin Devlet Deniz Yolları vapurlarında görev alacaklarını açıklamıştır. Amaçlarının Devlet Denizyolları’nın kaptan ihtiyacını karşılamak olduğunu ifade eden Ulaştırma Bakanı, Devlet Demiryollarında bazı memurları vagon ticareti yaptıklarının tespit edildiğini ve konunun adliyeye intikal ettiğini,Romanya’ya ait olup İstanbul’da olan Baserabya ve Transilvanya isimli vapurlarının satın alınma konusu ile Münakalat Vekaleti’nin ilgili olmadığını da belirtmiştir. Karaya oturmuş Trak vapurunun kurtulup kurtarılamayacağına ait ilk tetkiklerin geminin yüzdürülmesini son derece pahalı olduğunu gösterdiğinden son karar verilebilmesi için çalışmalar devam etmektedir. Bir diğer konu Barzilay ve Benjamen Vapurculuk şirketine ait vapurların Varlık Vergisi borcu karşılığında elkonulması hadisesidir.
Barzilay vapurları konusunda; Barzilay ve Benjamen kumpanyasına ait üç şilep, Varlık Vergisi karşılığında hazineye intikal etmiştir. Hiçbir şilep işsiz bırakılmayacaktır. Bunun içim Maliye Vekaleti ile görüşmeler yapılmaktadır. Bu şilepleri Maliye Vekaleti hesabına geçici olarak çalıştıracağız ve sonra şilepler Devlet Denizyolları’na geçecektir.

Münakalat Vekili (Ulaştırma Bakanı) Ali Fuat Cebesoy Ortaköy’deki Deniz Ticareti Mektebi’ni de ziyaret etmiş ve talebelere deniz ticaretinin Türkiye için en yaşamsal konulardan biri olduğunu belirterek,”Türkiye Cumhuriyeti denizlere tamamıyla hakim olmadıkça daha fazla yükselemez” demiştir. Aynı günlerde bir Türk armatörlük firması, tüm gemileri ellerinden alınarak yok edilmektedir!

Adnan (Aram) Barzilay Ve Pertev Benjamen
Benjamen ve Barzilay Vapur Kumpanyası Aram Barzilay ve Pertev Bejamin 1930’lu yıllarda Türk armatörleri arasında son derece etkin şahsiyetlerdi. Sahibi oldukları gemilerle, diğer armatörlere nazaran güçlü bir filoya sahiptiler. Yelkencizâdeler, Alemdarzâdeler, Kırzâdeler, Tavilzâdeler gibi devrin öndegelen armatörleri tarafından saygı duyulan ve vapurcuların örgütlenmesinde birlikte oldukları isimlerdi. 1930 yılı Ocak ayı başlarında vapurcular aralarında birlik kurmak üzere çalışmalarını hızlandırdıklarında, 3 Ocak 1930 günü milli vapuruidareleri bu amaçla bir yönetim kurulu seçimi yapmışlardı. Aram (Adnan) Barzilay ile Pertev Benjamen üye olarak seçilmişlerdi. Türk Milli Vapurcular Birliği olarak bu birliğin başkanlığına Sadıkzâde Ruşen getirilmiş, İkinci Başkan Sofuzâde Sudi Bey olmuş, Kırzâde Mustafa, Yelkencizâde Lütfü, Alemdarzâde Hafız, Kalkavanzâde İsmail ve Aram (Adnan) Barzilay ile Pertev Benjamen üye olarak seçilmişlerdir.Türk Milli Vapurcular Birliği’nin Ankara’da hükümet yetkilileriyle yaptıkları toplantıların önemli kısmında Adnan (Aram) Barzilay’ın yeraldığı görülecektir.
Türk Armatörleri Birliği’nin ve Türk ticaret gemilerine ait haberlerin 1920 - 1940 gibi yıllar boyunca gazetelerde birçok kereler birinci sayfalardan verilirdi. Basının denizciliğe böylesine önem vermesinin bir nedeni, karayolu ulaşımının çok yetersiz olduğu Türkiye’de yük ve yolcu taşımacılığı için tek ulaşım imkanının gemiler olmasına ileri gelmekteydi. Türk Armatörleri Birliği yaptığı toplantıları basına yansıtıyor veya kongreleri gerek haber olarak ve gerekse resmi ilanlarla gazetelerde yeralıyordu. Adnan (Aram) Barzilay daima Türk Armatörleri Birliği yönetim kurulunda yeralmakla kalmadı, etkin olarak Türk deniz ticaret filosunun büyümesi için ciddi yatırımlar gerçekleştirdi.
Türk Armatörleri Birliği’nin 14 Şubat 1940 günkü Olağanüstü İdare Heyeti Toplantısı’nda 5 olan yönetim kurulu üyesi sayısının 7’ye yükseltilmesine karar verildiğinde de yapılan iş bölümü şöyledir: Başkan : Rıza Sadıkoğlu, Muhasib : Ali Sohtorik, Kâtib : Vehbi Aldıkaçtı, Üyeler : Abdi Vehbi Dural, Mustafa Uman, Adnan Barzilay, Muzaffer Pehlivan oldu. Yedek Üyeler : Ahmed Behçet Müezzinoğlu, Ferid İnal, Hüseyin Tavil, Hamdi Selimoğlu, İsmail Kalkavan, Şevket Manioğlu, Faik Zeren’di.

S.S Refah (Ex - Perseveranza).
1932 yılında şirketlerinin adı “Barzilay ve Benjamen Gemi Mücehhizleri” idi. Firmaları Galata, Merkez Rıhtım Han, No.5 - 9 adresindeydi ve Telefonu: 40989 idi. Musevi toplumu içersinde de son derece saygın bir aile grubunu meydana getirmekteydiler. Akrabalarından Satie Şirketi Genel Müdürü Eli Barzilay’dı. Barzilay ve Benjamen Sosyete vapurculuk firmasına ait gemilerden “Refah” şilebinin Mısır’a asker sevkiyatı için bir anlamda zorlanarak seçilmesi ve hiç konvoy korunmasına alınmaksızın Mersin’den sefere gönderilmesi sonucu batışı derin acılar yaratan bir deniz faciası olmuştur.
S.S Ülkü - (Ex - Shandon)
İlk adı “Shandon” olan “Ülkü” genel yük vapuru 1919 yılında Irvines Ship Building Dry docks Co. Ltd./ Whartlepool Tersanesi’nde inşa edildi. 3069 grt. ve Tam boy 331.0 ft/ Kaimeler arası genişlik 46.8 ft./ Derinlik 23.1 ft. idi. Gemide elektrik donanımı ve telsiz vardı. Londra merkezli Atlantic Shipping & Trading Co.Ltd. - (W.J. Tatem Ltd.) idi ve “War Gale” adı verildi.
1934’de Barzilay & Benjamen Kumpanyası’na satıldı ve “Ülkü” adı verildi. Aynı sene Türk Deniz Kuvvetleri’ne devredildi ve Donanma gemileri için kömür ikmal gemisi olarak hizmet verdi.1950 yılında Beykoz/Paşabahçe’de söküldü.
Barzilay & Benjamen Kumpanyası’nın ahip oldukları bir diğer gemi S.S Güneysu idi. 26 Nisan 1908 tarihinde Trieste’deki Lloyd Austria Co. tezgahlarında inşa edilerek denize indirilmişti.
Geminin ilk adı Leopolis’ti.
Bir diğer gemi S.S.Gratz idi. I. Dünya Harbi sonunda Trieste Limanı’nın İtalyanlar’a verilmesi üzerine bu iki geminin işletme hakları Lloyd Triestino’ya geçmiştir. Bu iki gemiyi 11 Ocak 1934’de Türk gemi siciline geçiren Barzilay ve Benjamen Ortaklığı S.S Gratz’a S.S Güneysu ve S.S Leopolis’e S.S Aksu adını vermiştir.
Barzilay ve Benjamen ortaklığının gemilerinden biri “Şule” adını verdikleri 1898 Short Brothers, Sunderland inşa 1975 grt.’lik yük/yolcu gemisiydi. İlk adı “Caribbean Prince” olan gemi 3 genişlemeli 219 nhp güç üreten buharlı ana makineye sahipti. Tam boy 282.0 ft.
Kaimeler arası genişlik 37.7 ft. ve Derinlik 14.9 ft. olan “Caribbean Prince”, 1930 yılına kadar dört kez el değiştirerek “Fani”, “ Arhangel”, “Mihail” adlarını aldı. 1929’de Barzilay ve Benjamen Vapurculuk tarafından satın alınarak “Şule” adı verildi. 1943’de Varlık Vergisi nedeniyle elkonulan gemi T.C. Münakalat Vekâleti Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü’ne devredildi ve 1953’te hurdaya çıktı. Barzilay ve Benjamen ortaklığının gemilerinden “İkbal”, 1900 W. Hamilton & Co. Port Glasgow inşa 3425 grt.’lik yük/yolcu gemisiydi. İlk adı “Borneo” olan gemi, 1930 yılına kadar dört kez el değiştirerek “Kerkenna”, “Mount Summit”, “Alfold”, “ Doris” isimleriyle çalıştırıldı.
1929’de Barzilay ve Benjamen Vapurculuk tarafından satın alınarak “İkbal” adı verildi. 1943’de Varlık Vergisi nedeniyle elkonulan gemi T.C. Münakalat Vekâleti Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Umum Müdürlüğü’ne devredildi.

S.S Ülkü vapuru Zonguldak’ta . Kaynak: Zonguldak Nostalji arşivi.
“Barzilay ve Benjamen firmasının gemileri Devlet Denizyolları’na veriliyor.
II. Dünya Harbi son yıllarında Barzilay ailesinin İngiltere’ye yerleştiği bilinir. Kohen ailesiyle akraba olan ailenin Türkiye’de yaşamlarını sürdüren akrabalarından Beki Barzilay’ın eşi, Mirka Kohen’in babası, Sami Kohen’in kayınpederi, Lâle ve Alp’in dedesi, Frida Alfendari’nin kayınbiraderi, Sara Barzilay’ın ağabeyi, David Barzilay’ın kayınpederi, Marsel Kohen’in eniştesi Momo Barzilay’dı. 18 Aralık 1974’de İstanbul’da vefat etmiştir.
İngiliz Milli Aşivlerinde Varlık Vergisi Kayıtlarındaki Barzilay Belgesi - Barzilay ve Benjamen şirketinin Varlık Vergisi uygulamasındaki durumları içeren açıklama, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi J.C. Sterndale Bennett tarafından 22 Nisan 1944 tarihiyle İngiltere Dışişleri Bakanı D.F. Howard, M.C.’ye hitaben gönderilmiş belgede yeralmaktadır. Bu belge Varlık Vergisi uygulamasıyla meydana gelen gelişmeyi sonuçlarıyla vermektedir. Belgede bir süre önce Barzilay ve Benjamen’in sahip olduğu gemilerin icra yoluyla satışa çıkartıldığına dair bir ilanın yeraldığı belirtilerek; “Bana öyle geldi ki, bu denizcilik firması hakkındaki basın yoluyla duyuru, skandal içeren bu olayın durdurulması yönünde hatta bu Musevi firma tarafından memnuniyetle karşılanmış olabilir.” deniliyordu!
News Chronicle’den Philip Jordan bu olayla ilgili geniş bir makale hazırlamıştı ve şöyle diyordu; “ Eğer Türk Basın Bürosu tarafından sansüre uğramazsa, Türk resmî makamları durdurmaya etkisi olabilir. Olayı yakından tüm safhalarıyla izleyen Kernick (Whittall, Avukat)’e sordum. Maalesef bu psikolojik ortamda gerçek belgelerin içerdiği metinleri elde etmek mümkün değil. Fakat bana bana ekteki notları verdi. Kamuoyu oluşturmak için sanırım geç kalındı. Vakıa Av.Kernick’e güvenildiği için bir firma mensubu tarafından ulaştırılmış olan bilgiler, açıktır ki, sadece bu firma kaynaklıdır. Bunedenle bildiri yayınlanmak için değildir ve bir eylem için de değildir.” denilmekteydi.
Adnan (Aram) Barzilay ve Pertev Benjamen’e getirilen Varlık Vergisi uygulamasında en büyük borçlu gösterilen Aram Barzilay ve Pertev Benjamen vapurculuk şirketine ait İkbal, Şule, Doğan ve Sebat vapurlarına elkonulmuş ve İstanbul Defterdarlığı vasıtasıyla açık artırma yoluyla satışa çıkartılmıştır.
Nejat, Doğan ve İkbal vapurlarının kesin ihalesi Beyoğlu Kaza İdaresi tarafından 9 Ocak 1944 günü yapılmıştır. İşin ilgi çekici yanı, ilk ihaleye yerli veya yabancı hiçbir armatör talip olmamış, fakat sadece Devlet Deniz Yolları alıcı olarak ihalede yeralmıştır.
Barzilay’ın beş şilebine Emlak Bankası tarafından 800,000 lira değer biçilmiştir. Denizyolları Fen Heyeti tarafından 1,244,467 lira ve Münakalat Vekaleti tarafından 1,800,000 lira kıymet konulduğu açıklanmıştır. İstanbul Defterdarı yaptığı açıklamada firmanın borcunun 800,000 lira olduğunu, ayrıca Emlak Bankası’na da kredi borcu bulunduğunu belirtmiştir. Yurtdışına satılmak suretiyle aynı zamanda ülkeye döviz kazandırmak mümkünken, “Gemi” denildiğinde devlet demirbaşı zanneden zihniyet yüzünden, yapılan açık artırmada sadece Devlet Denizyolları alıcı olarak yeralmış, satıştan elde edilen meblağ Varlık Vergisi olarak çıkartılan borcun tamamını kapatmaya yeterli olmadığından Barzilay Benjamen Vapurculuk şirketinin Sebat ve Şule isimli son iki gemisi de 2 Mart 1944 günü açık artırma yoluyla satışa çıkartılmıştır. Gemilere kıymet konulmasında Varlık Vergisi uzmanlarınca üç dört değişik yolda hareket edilmektedir!
S.S. Sebat altı sene sonra hurdaya çıkartıldı
Tipi: Genel yük gemisi,Denize iniş tarihi: 30 Ağustos 1894,Hizmete giriş tarihi: Kasım 1894.
İnşa firması: Wood, Skinner & Co. Ltd.,Tersane: Bill Quay,Tersane numarası: 51
Boyutları: 1,336 grt., 829 nrt., 238.8 x 33.2 x 12.5 ft. ,Ana makine: T3cyl (19.25, 31 & 51 x 33ins), 154 nhp,İnşa tipi: Sac tekne.İlk sahibi: Cia Maritima, Barcelona. (Kasım 1894),1898’de Balboa SS Co. Ltd. (R.Macandrew & Co) Liverpool’e satıldı. 1916’da Etnente SS Co. Ltd. (Leopold Walford Ltd.) Londra’ya satıldı. 1920’de Jolly George adı verildi.1921’de Walford Line ltd’ye satıldı. 1923’de Barzilay & Benjamen, İstanbul şirketine satıldı ve Sebat adı verildi.
1944’de T.C. Munakalat Vekaleti Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Temmuz 1951’de hizmetdışı bırakıldı ve 27 Temmuz 1951’de La Spezia’ya ulaştı ve söküldü.
İngiliz Dış İşleri kayıtlarındaki Barzilay & Benjamen’e ait belge.
Barzilay ve Benjamen’e sahip oldukları armatörlük şirketi nedeniyle, bireysel bazda bir vergi mükellefine uygulanan 2,000,000 Türk lirası en yüksek Varlık Vergi oluyordu. 1923 yılında küçük bir gemiyle başladıkları armatörlük faaliyetlerinde, kömür yükü taşımalarına odaklanmışlar, sağladıkları ipotek kredileri ve aldıkları kredilerle ve 15 yıl boyunca, altı gemiden oluşan bir filo kurmayı başarmışlardır. Bu filodaki gemilerden biri olan “Refah” şilebi 1941 yılında Mersin açıklarında infilâk ederek batmıştır. Yirmi yıllık mazilerinde bu armatörlük firması sadece onurlu bir isim yapmakla kalmamış, uzun yıllardır sınırlı kalan Türk deniz ticaret filosu için, diğer Türk armatörlük firmalarına nazaran yeni bir büyüme örneği olmuşlardı. Gemileri Türk bayraklı olması nedeniyle uluslar arası sigorta kurumları tarafından riskli görüldüğünden, tekne ve makine sigortaları pahalıya geliyordu ve bu yüksek sigorta nedeniyle de gemi kiralama şirketleri Barzilay & Benjamen filosundaki bir gemiyle yapılacak yük taşımalarında karşılaşacakları yüksek sigorta maliyetleri nedeniyle, tercih etmiyorlardı.
Barzilay & Benjamen uluslar arası sigorta şirketlerini, gemilerinin diğer ülkelerin gemileri gibi daha az riskli olduğu konusunda ikna etmeyi başardılar ve Tuna Ticareti için bir güvence tesis ettiler. Bu belgeleme diğer Türk ticaret gemileri için de geçerli hale geldiğinden risk faktörleri de azaldı.

Varlık Vergisi ortaya çıktığında, Türk özel sektör armatörlerinin sahip olduğu tramp tonajıdaki firmaların veya tek gemi sahiplerinin sahip oldukları toplan filo 80,617 dwt.’du. Bu toplamda Kalkavan ve Mahdumları armatörlük şirketi 21,500 dwt’la birinci sırada, Barzilay & Benjamen Sosyete Vapurculuk şirketi 19,295 dwt’la ikinci sırada yeralmaktaydı. Barzilay & Benjamen kendilerine çıkartılan vergiye öncelikle itiraz ettiler. Türk Hükümeti konulan verginin önce %20’lik kısmının defaten ödenmesini şart koşuyordu. Çaresizlikle İş Bankası’ından 365,000 Lira kredi çektiler ve verginin ilk dilimi olarak 400,000 lira ödemesini yaptılar. Varlık Vergisi olarak kalan 1,600,000 lirayı ödeyebilmek amacıyla Emlak Bankası’na 5 gemilerini ipotek ederek, ipotek kredisi almaya çalıştılar. Banka tarafından 750,000 Lira, doğrudan Maliye Bakanlığı’na ödendi. Böylece Barzilay & Benjamen toplamda 1,500,000 Lira ödemiş oldular.
Gemilerinin çalıştırmalarına müsaade edildiği müteakip sene sonunda 100,000 lira gros kâr elde ettiler. Bu meblağ dahi Varlık Vergisi’nden kalan borçlarının ödenmesi için alıkonuldu.
Yine de, geriye 750,000 lira borçları kalmıştı. Bakiye borcu ödeyebilmek amacıyla Barzilay & Benjamen, Hükümet’e şu öneride bulundu:

(a) İngiltere’de bir firma, filodaki gemilerden birini £150,000 karşılığında almayı taahhüt etmiştir. Bu 1,100,000 Lira gibi bir değer demektir.
(b) Bu gemiyi tercih ederlerse aynı fiyata hükümete devredebilirlerdi.
(c) Filodaki iki büyük tonajlı geminin bir yıl süreyle Mısır/Türkiye taşımalarında çalışmasına müsaade edilirse, elde edecekleri net kârla, Varlık Vergisi’nden kalan borçlarının yarısını ödeyebilirlerdi ve geri kalan yarsını da Emlak Bankası’ndan alacakları ipotek kredisiyle karşılayabilirlerdi. Eğer bu teklifleri olumlu görülürse, Varlık Vergisi’nden doğan borçlarının ödenmesini takiben bu iki gemiden birini Hükümet’e karşılıksız devredebileceklerdi.
Bu tekliflerinin hiçbiri kabul edilmedi. Barzilay & Benjamen için geriye iki olasılık kalıyordu:
Biri Emlak Bankası’ndan kısa süreli 750,000 liralık kredi alabilmek ve diğeri Maliye Bakanlığı’ndan aynı toplam için talepte bulunmak. Bunların hiçbiri olmadı, aksine gerek Emlak Bankası ve Maliye Bakanlığı şirketin gemilerini satışa çıkartma yarışına girdiler.
Kazanan Maliye Bakanlığı oldu; fakat Varlık Vergisi kuralları doğrultusunda önce ortakların şirketinin mal varlıklarını satışa çıkartmayı tercih etti. Çok açık bir devlet kayırması olayı yaşanmıştır;Bir tarafta Barzilay & Benjamen Vapurculuk şirketi tüm gemileri Varlık Vergisi borcu diye ellerinden alınırken, Lütfü Yelkenci, Taviloğlu, Sadıkoğlu, Sohtorik ve Kalkavan armatörlük firmaları Varlık Vergisi’nden muaf tutuldular. Bu durum çok açık şekilde bir devlet ayıbı olarak ebeden kara bir leke olmaya devam edecektir.
Vapurların Satılması
Nakit ödenen kişisel eşyaların satışı dahil Barzilay & Benjamen firmasının yaptığı fazla ödeme toplam 2,275,500 TL. olmuştu.Fazla yapılan ödemeden maada, vergiden elde edilen faiz de firmanın bir önceki yıl kârından ödenmeliydi.
Ulaştırma Bakanı’nın Barzilay & Benjamen armatörlük firmasının kaybından rahatsız olduğundan kişisel olarak durumu Başbakan’a yansıtarak hiçolmazsa filonun bir kısmının kurtarılması yönünde elinden gelen gayreti gösterdi. Başbakan M. Şükrü Saraçoğlu, Barzilay & Benjamen’ın konulmuş olan Varlık Vergisi’nin %20’lik kısmını daha ilk safhada ödemekle iki niyetlerini gösterdiklerini biliyordu, bu yaklaşımlarından memnundu. Yine en yüksek Varlık Vergisi’ne maruz bırakıldıklarını da bilmekteydi. Hatta diğer vergi mükelleflerine onları örnek gösterebilirdi. O safhada bunları yapmadı!
Ali Fuat Paşa’nın ve Başbakan’ın bu firmanın Türk deniz ticaretinin gelişmesine yaptıkları katkıları nedeniyle, CHP’nin hışmına uğramasını önlemek için savunduklarını belirtmiştir.
Vakıa Partinin yaklaşımı hiç de olumlu olamadı. Bu hadisenin son kısmı şöyledir; Benjamen eşi tarafından satın alınmış Mapple yapımı değerli üç koltuğun bir akşam evinden alınarak, müzayede yoluyla satılmak üzere götürülmesi karşısında çılgına döndü. Yakın bir arkadaşını ertesi sabah koltukları müzayeden satın almak üzere gönderdi. Arkadaşı müzayede sona erdiği akşam vaktine kadar orada bekledi. Fakat satışta koltuklar yoktu! Ertesi gün satış yeniden başladı. O gün nasılsa, koltukların müzayede sokulmadan tamamının 91 Liraya satılmış olduğunu öğrendi. Ardından koltukların izini sürdüler ve Beyoğlu’nda bir mağazanın vitrininde beheri 600 TL fiyat etiketiyle satılmakta olduğunu gördüler!; Kaynak - Rifat Bali, “The Wealth Tax (Varlık Vergisi)Affair Documents From the British National Archives” Libra Yayıncılık,2012.

Sebat vapurunun satışına ait ilan.
Sebat Vapuru Varlık Vergisi zoruyla icra yoluyla satılıyor
Takdir edilen Varlık Vergisi’ni ödeyemeyen, Barzilay ve Benjamen Vapurculuk gemileri İstanbul Defterdarlığı vasıtasıyla ilan edilmek suretiyle satılmış ve bir filo yok edilmiştir. İstanbul Defterdarlığı’ndan Vapur Satış İlanı’nın Sebat Vapuru’nun Muhammen kıymeti : 253,600 lira,Teminatı : 19,020 lira olarak gösterilmişti.
Tophane Vergi Dairesi’ne Varlık Vergisi’nden borçlu olan Barzilay ve Benjamen Şirketi’ne ait olup, muhammen kıymeti ve evsafı yukarıda yazılı olan Sebat vapuru Tahsili Emval Kanunu hükümleri muvacehesinde Beyoğlu Kazası İdare Heyeti’nce satılacaktır. Elveym Çanakkale’de bulunan vapurun daha sonra hangi limanda olacağı Mıntıka Liman Reisliğinden veya Defterdarlık 15.ci Bürodan öğrenilebilir. Birinci ihale 21 Şubat 1944 Pazartesi günü Saat 14.’de, ikinci ihale 2 Mart 1944 Perşembe günü saat 14’de yapılacaktır. Taliplerin teminat parasına ait makbuzlarla birlikte Beyoğlu Kazası İdare Heyeti’ne başvurmaları.

Şule vapurunun satışına ait ilan.
Varlık Vergisi zoruyla Şule Vapuru icra yoluyla satılıyor
İstanbul Deftardarlığı vasıtasıyla ilan edilmek suretiyle Şule vapurunun satışına ait ilan hep benzer içeriktedir; İstanbul Defterdarlığından Vapur Satış İlanı Vapurun ismi : Şule, İnşa tarihi : 1893,Mahalli inşası : İngiltere, Gayrisafi tonilatosu : 1953, Safi tonilatosu : 1238, Dedveyt tonilatosu : 2930 yaz dedveyti.Tekne : Tamire muhtaçtır,Makine : İki üstüvani kazan üç külhanlı tekne, Makine ve kazanları tamir edildikten sonra seyredebilir.
Muhammen kıymeti : 272,830 lira. Teminatı : 20,462 lira. Tophane Vergi Dairesi’ne Varlık Vergisi’nden borçlu olan Barzilay ve Benjamen Şirketi’ne ait olup, muhammen kıymeti ve evsafı yukarıda yazılı olan Şule vapuru Tahsili Emval Kanunu hükümleri muvacehesinde Beyoğlu Kazası İdare Heyeti’nce satılacaktır. Elveym Haliç Kalafat mahallinde bağlı bulunan vapurun daha sonra hangi limanda olacağı Mıntıka Liman Reisliğinden veya Defterdarlık 15.ci Bürodan öğrenilebilir.

Necat vapurunun satışına ait ilan.
İstanbul Defterdarlığından Vapur Satış İlanı;Vapurun ismi “Necat”, İnşa tarihi 1895 Mahalli inşası Almanya Muhammen kıymeti 430,940 lira, Teminatı : 36,295 lira. 5 Ocak 1”944 tarihinde Samsun’da bulunan vapurun bilahare hangi limanlarda olacağı Mıntıka Liman Reisliği’nden veya Defterdarlık 15.ci Büro’dan öğrenilebilir.

Doğan vapurunun satışına ait ilan.
Vergi Dairesi’ne Varlık Vergisi’nden borçlu olan Barzilay ve Benjamen Şirketi’ne ait olup, muhammen kıymeti ve evsafı yukarıda yazılı olan Doğan vapuru Tahsili Emval Kanunu hükümleri muvacehesinde Beyoğlu Kazası İdare Heyeti’nce satılacaktır. Elveym Haliç Kalafat mahallinde bağlı bulunan vapurun bilâhere hangi limanda olacağı Mıntıka Liman Reisliğinden veya Defterdarlık 15.ci Bürodan öğrenilebilir. Birinci ihale 25 Aralık 1944 Salı günü Saat 14.’de, ikinci ihale 4 Şubat 1944 Cuma günü saat 14’de yapılacaktır. Taliplerin teminat parasına ait makbuzlarla birlikte Beyoğlu Kazası İdare Heyeti’ne başvurmaları.

İkbal vapurunun satışına ait ilan.
Takdir edilen Varlık Vergisi’ni ödeyemeyen, Barzilay ve Benjamen Vapurculuk gemileri satışı devam etmiştir. İstanbul Defterdarlığı vasıtasıyla ilan edilmek suretiyle İkbal vapurunun İstanbul Defterdarlığından İkbal Vapuru için de Satış İlanı yayınlanmıştır. Bu ilanda; İnşa tarihi : 1900, Mahalli inşası: İngiltere, Muhammen kıymeti : 403,850 lira. Teminatı : 30,288 lira. Tophane Vergi Dairesi’ ne Varlık Vergisi’nden borçlu olan Barzilay ve Benjamen Şirketi’ne ait olup, muhammen kıymeti ve evsafı yukarıda yazılı olan İkbal vapuru Tahsili Emval Kanunu hükümleri muvacehesinde Beyoğlu Kazası İdare Heyeti’nce satılacaktır.

İkbal vapuru Zonguldak’ta kömür yüklemesinde.

Elveym 5/1/1944 tarihinde İstanbul limanında bulunan vapurun daha sonra hangi limanlarda olacağı Mıntıka Liman Reisliğinden veya Defterdarlık 15.ci Bürodan öğrenilebilir. Birinci ihale 25 Aralık 1944 Pazartesi günü Saat 14.’de, ikinci ihale 4 Şubat 1944 Cuma günü saat 14’de yapılacaktır. Taliplerin teminat parasına ait makbuzlarla birlikte Beyoğlu Kazası İdare Heyeti’ne başvurmaları.” denilmektedir.
Bartın ve İkbal vapurları Devlet Denizyolları İdaresi’ne devredildikten sonra.
Barzillay ve Benjamen filosundaki gemilerin tamamı Varlık Vergisi borcu sayılarak şirketin elinden yok bahasına alınmış ve 1943 yılında Varlık Vergisi borçları nedeniyle haczedilerek TC. Münakalat Vekaleti Devlet Denizyolları ve Limanları İşletmesi Umum Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Bu gemiler ancak 1945 yılına kadar çalıştırıldı ve o sene hurdaya çıkartıldı.
1951 yılı Temmuz ayında gazetelerde satılık veya kiralık bir firma bürosu ilanı görülmüştür. Bu ilan şöyledir; “Mobilyalı kiralık veya Satılık Yazıhane. Ticarî bir semtte bulunan telefonlu, asansörlü, kaloriferli bir yazıhane kiralık veya satılıktır. Fazla tafsilat için Galata, Hovagimyan Han İkinci Katta Barzilay ve Benjamen Müessesesi’ne müracaat.”

Barzilay ve Benjamen Denizcilik Şirketi kapanıyor

Bir devrin güçlü Türk Armatörleri olan Adnan(Aram) Barzilay ve Pertev Benjamen ailelerinin Varlık Vergisi uygulaması ile yok edildikleri bir gerçektir ve utanç verici bir olaydır.
İngiltere’ye yerleştikleri, isimlerini değiştirdikleri ve yaşamlarının sonuna kadar İngiltere’de yaşadıkları bilinmektedir.


***

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

google