At Hasan - 2. Bölüm

İkinci olarak da Asdod’da yaptığım bir şakaydı.

Bir kontrat çalışıp izine ayrıldım Telli I tankerinden, izin hitamında da dönmedim. Üç yıl kadar sonra da Sarıbay tankerinde göreve başladım. Baktım benim At Hasan gemide. Beni görüp kişnemeyle gülme arası bir ses çıkardı. Kamarama çağırdım. Biraz hal hatır sorup gönlünü aldım. Meyve suyu filan ikram ettim, gene o terbiyeli ve saygılı hali ile teşekkür edip döndü işinin başına.

Asdod limanına gelip yanaştık. Malum limanın giriş işlemleri, sorgu suali ahiret suallerinden beter olduğu için resmi muameleyi kendi kamaramda yapıyordum. Vardiyacı ‘’Efendim kontrol geliyor.’’ diye rapor etti.

‘’Tamam aslanım, getiriver kamarama. Telsiz zabitine de haber ver.’’ deyip çıktım ofisime.

İkisi kadın biriside artık şoför mü, koruma mı her ne ise üç İmmigration Officer geldi. Buyur edip karşıladık. Çay ikram ettik, gerekli formları zaten hazırlamıştım. Ooo kaptan her şey hazır, teşekkür ederi.’’ deyip başladılar klasik sorulara…

- Mr. Captain animal on the boat?

- Yes,I have animal on the boat.

- ‘’Kaptan, gemide hayvan var mı?’’ diye sordular.

- ‘’Evet, gemide hayvan var.’’ diye cevap verdim.

- ‘’Ne cins bir hayvan var?

- ‘’At var efendim, at.’’

- ‘’Kaptan nasıl olur, gemide at beslenir mi?’’

- ‘’Evet, sayın yetkililer. Gemide hayvan besliyoruz.’’

- ‘’Ama sayın kaptan at nasıl yaşar gemide, nerede yatar kalkar, ne yer ne içer ?’’

- ‘’Ona ayrıca arpa alıyorum. Hem çalışıyor, işini de pek güzel yapıyor.’’

Birbirlerine baktılar aralarında İbranice bir şeyler konuştular sonra İngilizceye dönüp ‘’Sayın kaptan, şu atı bir görelim.’’ diyerek ayağa kalktılar.

‘’Rahatsız olmayınız.’’dedim. ‘’Hemen buraya çağırtayım, görünüz.’’

Gemi modern dizyan. All aft, yaşam mahalli yüksek, merdivenleri dik ve dar klasik bir tanker olduğu için polisler bu dik merdivenlerden bir atın nasıl çıkabileceğini düşünürlerken telsiz zabitine At Hasan’ı çağırmasını söyledim.

Biraz sonra At Hasan göründü, telsiz zabiti herhalde neden çağırdığımızı anlattı ki kamara kapısına gelen At Hasan ayağıyla eşinir gibi yapıp bir de canı gönülden kişneyince polislerde can kalmadı gülmekten. İçtikleri çayları üzerlerine dökmeden orta masasına bırakıp katıla katıla gülmeye devam ettiler. Kalkıp elini sıktılar At Hasan’ın teşekkür ettiler ve muameleleri bir çabuk bitirip ayrıldılar gemiden. At hasan gene kişniyerek yolcu etti onları lumbar ağzından.

Kontratım bitince ayrıldım Sarıbay’dan. Bir daha da görmek nasip olmadı At Hasan’ı.

Şimdi kim bilir nerelerde kişniyip duruyordur garibim.

O8.09.2012 Samsun

M/T Gaz Monarch