Kapısına Mühür Vurulan Naviga Yoluna Devam Ediyor
30 Mayıs 2025, Cuma 09:0121 yıl önce yayın hayatına başlayan denizcilik dergisi Naviga, bu sürenin 16 yılını geçirdiği Kalamış’taki ofisinden kovuldu.
Kadıköy Belediyesi tarafından binanın “kaçak” olduğu gerekçesi ile tahliye tebligatı yapıldı ve üç gün içinde taşınması istendi. Sürenin sonunda da kapısına mühür vuruldu. Ancak konunun “arada kalan” Naviga ile doğrudan ilgisi yoktu.
Türkiye’de Amatör Denizciliği yakından ilgilendiren “yüz karası” bir olaya değinmeden önce, eski bir denizci ağabeyimizi, İstanbul Yelken Kulübü’nün kurucularından olan rahmetli Oktay Ereş’i bir sözünü ile anarak ile başlayalım:
“Atla eşek tepişir, arada katır kalır!”
Naviga’nın başına gelen de böyle bir olay. İstanbul’da Amatör Denizciliğin kalbinin attığı Kadıköy’de belediye ile Kalamış Yelken Kulübü arasında yıllardan bu yana devam eden ve bir türlü çözülemeyen “sorun”un ortasında kaldı.
Kadıköy Belediyesi, birkaç yıl önce Kalamış Yelken Kulübü’nün “kebapçı” olarak kiraya verdiği binaya “borcundan” dolayı el koydu. Bu yapının arka tarafında ise 16 yıldan bu yana Kalamış Yelken Kulübü’nün “kiracısı” olan Naviga Dergisi vardı.
Geçmişte kulüp arazisindeki küçücük evinde üç çocuk yetiştiren ve adeta Kalamış’ın simgesi olan balıkçı “Hulusi Baba”nın vefatına kadar “kümes” olarak kullandığı alanı Naviga Dergisi elden geçirmiş, prefabrik yapı içinde son derece ferah bir ofis yaratmıştı. Bu mekan denizcilerin buluşma noktası olmuştu.
Geçen süre zarfında birkaç kez kulüple belediye arasındaki anlaşmazlık yüzünden Naviga’nın “başı ağrımış” ama her seferinde sıyrılmıştı… Sonuncusundan sıyrılamadı…
Kadıköy Belediyesi’nden gelen ekipler “binanın kaçak olduğunu” belirterek 3 gün içinde tahliye edilmesi için tebligatta bulundu. Aynı tebligat, Naviga’nın “karşı komşusu”, ana yapının üst katında bulunan bale okuluna da yapılmıştı.
3 gün içinde tahliyenin gerçekleşmesine olanak yoktu. Sadece 21 yıllık arşivin taşınması bile bir ay sürebilirdi.
Derginin kurucusu ve Yayın Yönetmeni Tuba Noyan’ın gazetecilik, müzisyenlik, yazarlık ve denizcilikten tanıdığımız babası Turgay Noyan, sürenin uzatılması için çok çabaladı ama bir türlü Kadıköy Belediye Başkanı ile görüşmeyi başaramadı. Konuştuğu herkesten “Bu iş bizi aşar” cevabını alıyordu…
Sonuçsuz görüşmelerle geçen 3 günün ardından Naviga Dergisi ile karşısındaki bale okulunun kapısı belediye tarafından mühürlendi.
Görüştüğüm Tuba Noyan, “Serdar ağabey, yayınlanacak Haziran sayısının editör bölümünde ‘Denizcinin adresi olmaz’ dediğim bir yazı yazdım” diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu gelişmenin bizimle ilgisi yok. Ayrıca dergimizin yayınlanmasını da etkilemeyecek. Bugünkü teknoloji bize bu olanağı sağlıyor. Sadece karşılaştığımız olaydan ötürü üzüntü duyuyoruz. Her fırsatta desteklediğimiz Kadıköy Belediyesi’nin bize sahip çıkması, yanımızda olması gerekirdi, olmadı.”
Tuba Noyan, olağan etkinliklerine devam edeceklerini, zorlansalar da dergi çalışmalarının aksamayacağını ve yaz sonuna doğru yeni bir yere geçmeyi planladıklarını sözlerine ekledi.
KYK’NIN BAŞINA GELENLER PİŞMİŞ TAVUĞUN BAŞINA GELMEDİ
Şimdi özetle bir de Kalamış Yelken Kulübü’nün durumuna göz atalım ve “Bu hale nasıl gelindi?” diye soralım…
İYK’dan (İstanbul Yelken Kulübü) sonra İstanbul’un en eski ikinci yelken kulübü olan Kalamış Yelken Kulübü (KYK) 1954 yılında kuruldu.
Kulüp binası olarak kullanılan ve o yıllarda deniz kenarında, karşısında Kalamış Vapur İskelesi olan bina bir Rum vatandaştan kiralandı. Mal sahibinin vefatından sonra mirasçısı çıkmadığı için devlete kalan köhne bina Milli Emlak tarafından Kadıköy Belediyesi’ne devredildi.
Bugün Setur tarafından işletilen marinanın inşaatı başlayıp, denizin doldurulması ve önünden yol geçmesi ile Kalamış Yelken Kulübü “denizden uzaklaştı” ve bir anlamda kaderine terk edildi.
Önündeki denizi "kaybeden" KYK'ya belediye marinanın güneybatı ucundaki alanı gösterdi. İdari binaların prefabrik olması koşuluyla kulüp burayı sportif tesis amacıyla kullanabilecekti.
O dönemde kulübün başkanı olan Feridun Vural, elde kaynak yokken eski binayı yıkıp yerine yeni bina yapmaya kalkıştı. Binada eşine de bir bale okulu için yer ayırmıştı. Bu hamle kulübü yaklaşık 600 bin liralık borca soktu.
Bu zor dönemde başkanlık görevini üstlenen ve kardeşi Engin Domaniç ile birlikte büyük çaba harcayan Esin Domaniç Şahinbozkır bizimle şu ayrıntıları paylaştı:
"Para arayışında olan eski yönetim. Alaattin Çakıcı’nın yeğeni Savaş Çakıcı ile 15 yıllık işletme anlaşması yapmış. Kimsenin bundan haberi yok çünkü anlaşma paravan isimlerle yapılmış.
Ben yönetime girdim. Manzara kötüydü. Tehdit edildim. Polise gittim. Akit fesih davası açtık ve kazandık. Yargıtay aşamasında Çakıcı hacizlerle kulübü perişan etti.
Durdurmak için teminat mektubu aradık. Üyelerden para toplamaya çalıştık. Katılım çok azdı. Bülent Çullas isimli bir işadamı teminat mektubu konusunda bize yardımcı oldu. Karşılığında 10 yıllık kiracı olma şartı öne sürdü ve yelkencilere yakışacak bir işletme sözü verdi. Arşipel isimli çok kaliteli bir işletme yeme içme hizmeti verecekti. Bu arada Yargıtay'daki davayı da kazandık.
Çok kısa bir süre sonra Çullas, Arşipel'le yolunu ayırdı ve kebapçı Bedri ile anlaştı. O akdi de sonlandırdık. Yıllar sürdü. Kulübü kendimiz işletecektik. Artık hürdük. Yani biz öyle sanmışız.
Kadıköy Belediyesi bir hurda olarak bırakılan kulüp binasına basit tadilat izni bile vermedi tam beş sene çırpındık. Randevu bile alamadık.
Şu anda KYK'ya başkan olan kişiyle üyelerin de benim de irtibatımız maalesef yok. Kadıköy Belediyesi 5 yıldır kapalı tuttuğu kulübe 10.500.000. TL ecrimisil gönderdi. O binanın değeri olsa gerek.. El koymaya çalışıyor.
Bir hatalı seçimin KYK'yı getirdiği durumdur. Yanlış karar.. Bu kararı veren kişi/ başkan üyelikten ihraç edildi."
Toparlanma sürecindeki yeni yönetimin kulübün arka tarafındaki “kümes” bölümünü temizleyip Naviga Dergisi’ne kiralaması da bu günlere rastlıyor.
Bu arada Fenerbahçe tarafındaki “sportif tesis” de rahat bırakılmadı. Belediye, lokal olarak inşa edilen yapıyı “kaçak” olduğu gerekçesi ile yıktı. Birkaç yıl sonra da tesisin tahliye edilmesi istendi.
Esin Domaniç Şahinbozkır ile kardeşi Engin Domaniç tahliye emrini durdurmayı başardı. Ancak birkaç yıl önce yıkılan lokal binasının bulunduğu alan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile "özelleştirme" kapsamına alınarak kamulaştırıldı.
Ardından bir “sürpriz” daha yaşandı. Setur Kalamış-Fenerbahçe Marina’nın Belvü sahilindeki Fenerbahçe Su Ürünleri Kooperatifi’ne Kalamış Yelken Kulübü’nün “işgal” ettiği sportif tesisler tahsis edildi. Üstelik kooperatif, bu tahsisle birlikte mendirek üzerinde İstanbul Yelken Kulübü tarafından kullanılan Navigasyon Binası ile önündeki seyir terasının kullanım hakkını da elde etmişti.
Bu kez Esin Domaniç Şahinbozkır’ın yapabileceği bir şey yoktu. Üstelik kardeşi Engin Domaniç’i de bu bitip tükenmek bilmeyen karmaşa sırasında yitirdiği için üzgündü, yüreği yanıktı, bitkindi, yorgun düşmüştü.
Kulüp başkanlığından çekildi. Bugün Kalamış Yelken Kulübü belki var, hatta geçtiğimiz günler içinde adına SportsBoat sınıfı bir yarış bile düzenledi ama fiili olarak “yok” hükmünde…
Bu çetrefilli süreci olabildiğince özetlemeye ve bu güne nasıl gelindiğini anlatmaya çalıştık.
ABD’de, Avrupa’nın kıyı ülkelerinde, hatta kıyısı olmayan “göller ve kantonlar diyarı” İsviçre’de marinalar belediyelerin kontrolünde iken ve bu ülkelerde belediyeler amatör denizciliğin gelişmesi ve her kesimden insanın denize ulaşması için taşın altına ellerini koyarlarken ülkemizde yaşananlara akıl erdirmek gerçekten güç.
Üstelik bu örneği pek çok “benzer vaka” ile çoğaltmak da mümkün.
KÜDENFOR’un Kurucu Direktörü emekli amiral Cem Gürdeniz’in bir sözü ile noktayı koyalım:
“Devlet denizci olmazsa, millet denizci olmaz!”

Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.