yeni
İstanbul
08 Mayıs, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

Kaybolan Umut

07 Mayıs 2025, Çarşamba 12:48

Artık kaderimi kabullenmiş, kadere rıza gösterip karada yaşamak denen bu cehennem azabına bilâmecburiye katlanmaya alışmaya çalışırken bir an için bir ümit ışığı doğdu ufuktan. Hiç ummadığım bir kişiden, bir zamanlar kaptanlık yaptığım bir firmada enspektör olarak görev yapan bir meslektaşım ve adaşım olan bir meslektaştan bir telefon geldi. ‘’Ağabey bir gemimiz var, yakın bir sefer için kaptana ihtiyacımız var. Rica etsek gider misin?’’dedi.

Sayın meslektaşım hastaya şifa soruyor. Gider misin ne demek? Seve seve, koşa koşa, uça uça giderim de arkama bile bakmak gelmez aklıma. Tam dört yıldır ayrıyım denizden, gemiden. Adam akıllı bir fırtınaya, havaya girmeyeli tam dört uzun yıl geçti. Aradan tam dört uzun yıl bir gemi yemeği yemedim, bir gemi kamarasında yatıp uyumadım, bir gemi kamarasında uyanmadım, makine dairesinin mis kokusuna hasretim dört yıldır. Davlumbazın o uhrevi güzelliğine hasretim dört yıldır, nasıl gitmem be kardeşim nasıl gitmem. Olsun, sefer kısa olsun ne yapalım. Üç, dört gün sürsün kabulüm.

Bir azamet geldi üstüme, bir böbürlenme geldi. İçim inşirah doldu, hey be dedim. Ulan sen daha ölmemişsin be, bak aranıyorsun, senden iş geçmemiş, demek ki pilin bitmemiş. Şimdi yarın bir gemiye gideceksin, olsun ufak da olsa bir gemiye kumanda edeceksin. Kısada olsa bir sefere gideceksin, ayaklarının altında titreyen bir güverte olacak. Üç, beş gün de olsa elinde bir dümen dolabın olacak, bir makine telgrafın olacak, kumanda edebileceğin bir gemin olacak be bir gemin… Liman evraklarında adın olacak, yola elverişlilik belgende kaptan olarak adın yazılacak bunca yıl sonra! Ölmedim ulan, hayattayım, bakın benden iş geçmemiş daha diyeceksin dedim kendi kendime. Sevindim, kıvanç duydum. O akşam sofraya bile bir başka türlü oturdum. Kendinden emin, sığıntı gibi değil… İşi bitmemiş bir kişi olarak ama, ama sonra bir telefon geldi. ‘’Ağabey kusura bakma. Sefer değişti.’’ dedi. Gerisini söylemeye gerek var mı? Gene zevrak-ı derunum kırılıp yadıma düştü. Demek ki bu Dünya’da artık üç, dört günlük bile olsa, ufacık da olsa bir gemi ile sefere çıkabilmek bize nasip değilmiş ama olsun gene de beş, on saat sefere çıkabilmek umudu ile mutlu olabildim ya. Ona da şükür. Çünkü artık polyannacılık oynamaktan başka çare kalmadı bu kavanoz dipli Dünya’da.

Selam olsun denizde gezen meslektaşlara… Bu güzel günlerinizin kıymetini bilin, karada yaşam bir denizci için inanın ki ağırlaştırılmış müebbetten beterdir bence. Her şey gönlünüzce olsun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

google