A.S.P.
İstanbul
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

AMATÖR DENİZCİ VATANDAŞ MI? - 2

21 Ekim 2019, Pazartesi 10:01
reklam yerim makale içi

Amatör Denizcinin Devlet tarafından vatandaşlık hakkının verilmediğini, AdbDer – Amatör Denizciler Barınak Derneğinin Anayasa’nın 5 inci maddesi hükümlerine dayanarak Barınakları, vatandaşlık hakkı olarak talep ettiğini, AMATÖR DENİZCİLİK KANUNU’nun gecikmeksizin çıkartılması gerektiğini, 7 Ekim 2019 tarihli yazımda belirtmiştim.

Yazının son pragrafı şöyle idi;

YA BU HAK AMATÖR DENİZCİ TARAFINDAN ALINACAK, YA DA BU HAK VERİLECEK. Bunun başka çaresi yok. Veya DEVLET AMATÖR DENİZCİLERİ VATANDAŞLIKTAN ÇIKARTACAK. VATANDAŞA HAKKINI VERMEK VEYA VATANDAŞLIKTAN ÇIKARTMAK. HANGİSİ KOLAY?

Devletin bir kişiyi vatandaşlıktan çıkartması hiç kolay değil. Hatta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri yüzünden imkansız. Ayrıntıları öğrenmek isteyenler mevzuatı biraz karıştırabilirler.

Ama vatandaşlık nedir? Sadece askerlik yapmak mı, vergi ödemek mi, oy kullanmak mı? Tabii ki sadece bunlar değil. Vatandaşın sadece görevlerinden bir kısmı bunlar. Vatandaş olmak bir takım görevler yüklerken haklar da verir. Oy kullanmak bir görevken, aynı zamanda bir haktır. Vergi vermek bir görevken, seçilmek, sağlık hizmetlerinden yararlanmak, emeklilik haktır. Vatandaşın görevleri olduğu kadar hakları da vardır. Bu haklar çoğu kez otomatiğe bağlanmış şekilde verilir ve vatandaş bu haklarını kullanırken veya haklarından yararlanırken, bunların kendisine verilen haklar olduğunu farketmez bile.

Verilmeyen haklar ne olur? Demokratik ve hukuki mücadele ile istenir ve alınır.

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun HUZURU, milli dayanışma ve ADALET anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, DEMOKRATİK, laik ve SOSYAL bir HUKUK Devletidir. (Bkz. Anayasanın değiştirilemez 2 inci maddesi)

Bu maddeyi Amatör Denizciler açısından ele alırsak, Amatör Denizci HUZURSUZDUR, bağlanma fiyatları ADALETSİZLİĞİ karşısında İNSAN HAKLARINA aykırı bir şekilde ZULÜM altındadır. MİLLİ DAYANIŞMA Amatör Denizci açısından yoktur. Amatör Denizcinin içinde bulunduğu durum SOSYAL bir HUKUK Devleti ilkesinin tanımladığı ortamdan çok uzaktır.

İlk yazımla bu yazıyı birleştirirsek, Amatör Denizcinin VATANDAŞLIK HAKLARINDAN YOKSUN olduğu sonucunu çıkartmak abartı olur mu? Hiç abartı değildir. Bu görülmek istenmeyen bir gerçektir.

Geçen yazıda Devletin Amatör Denizciyi Vatandaş olarak görmediğini vurguladık. Peki, Amatör Denizci haklarının farkında mı? Haklarını istiyor mu? Verilmeyen haklarını istiyor ve almak için çalışıyor mu? Zulüm altında ezilmekten bıktı mı? Zulüm altında ezilirken kişiliğini de kaybetmiş SİLİK bir topluluk mu oldu?

Bana göre ve benimle birlikte AdbDer – Amatör Denizciler Barınak Derneği’ni kuran ve bu Derneğe üye olanlar için bu soruların cevabı bellidir. Bizler SİLİK değiliz ve üzerimize uygulanan ZULÜM karşısında Derneğimiz bir İSYAN sonucu kurulmuş ve sadece üyelerinin değil BÜTÜN AMATÖR DENİZCİLERİN HAKLARINI kurumsal bir kimlikle talep etmektedir.

AdbDer bu taleplerini yaparken, diğer Dernekler ile de güçbirliği yapmaya çalışmaktadır. Ancak sadece TUZLA AMATÖR DENİZCİLER DERNEĞİ ile güçbirliği yapabilmiştir. Tuzla Derneği vekaletnamesini AdbDer’e göndermiş ve güçbirliğini yazılı hale getirmiştir. Bugün Tuzla Derneği Başkanı Sayın MELİH YILDIZ, AdbDer Yönetim Kurulu’nun bütün tartışmalarına, toplantılarına katılmakta, AdbDer Yönetim Kurulu’na yapılan bütün bilgilendirmelerden haberdar olmakta, alınmış ve alınacak kararlarda fikrini beyan etmektedir. Diğer Dernekler bu vekaleti göndermemiştir. Bu açıdan bakıldığında Dernekler üyelerinin haklarını istememektedir.

Bireysel olarak da Amatör Denizcilerin durumu pek iç açıcı değildir. Çoğunluk marina ve barınak fiyatlarından sürekli şikayet etmekte, sızlanmakta, tabiri caiz ise hüngür hüngür ağlamakta, ama AdbDer’e üye olmaktan çeşitli saiklerle kaçınmaktadır. Bu saiklerin en başında, geçmişte Derneklerin ve üyelerinin başına gelen nahoş hadiseler yüzünden dernekciliğe karşı oluşan güvensizlik olduğu gibi, Derneğe ödeyeceği cüz’i giriş ödentisi ve cüz’i yıllık aidatları ödemekten kaçınmak şeklinde tanımlanabilir. Diğer bir deyişle korku ve cimrilik.

Ama başka nedenler de var. Son 30 yılda Amatör Denizcilerin önderliğini yapmış, ismini çoğunluğun bildiği duayen denizcilerin beyin yıkamaları ve kendi önderliklerinde silik bir Amatör Denizci toplumu yaratmaları, bunlardan bir kısmının Amatör Denizcileri kendi kazançları için kullanmış olmaları, bol bol hava atmaları, caka satmaları, ama Amatör Denizcilerin sorunlarını çözecek iş yapmamaları. Bu durum Amatör Denizcilerin güvenlerini de sarsmıştır.

Hatta bu duayenler ve hatta hala Dernek-Kulüp başkanlığı yapan bir kısmı, bu günlerde bile konuşurken mangalda kül bırakmazlar, güçbirliğinden, dayanışmadan, Amatör Denizcilerin sorunlarından, bu sorunların nasıl çözüleceğinden bahsetmektedirler. Toplantılar yapmakta, bu toplantılara Bakanlık temsilcilerini çağırmakta ve konuşturmaktadır. Ama iş yapmaya gelince sonuç koskoca bir sıfırdır. Bu durum Amatör Denizcilerin güvensizliğini perçinlemektedir.

Güvensizlik maalesef korkuyu, sürekli sömürülmek ise cimriliği, korku ve cimrilik pasifliği peydahlamaktadır ve Amatör Denizcilerin bireysel olarak çoğunluğu pasiftir, örgütsüzdür, darmadağınıktır.

Pasif ve darmadığınık olan bir topluluk, vatandaşlık haklarını bilmez, zulüm altında olduğunu hissetmez, hissetse bile sesini çıkartamaz, haklarını talep edemez, alamaz.

AdbDer ve Tuzla Derneği Amatör Denizcilerin haklarını birlikte ve örgütlü bir şekilde talep etmeye devam etmektedir. Artık Amatör Denizcilerin ve hala güçbirliği yapmamış olan Derneklerin akıllarını başlarına alıp silkelenmeleri, bireylerin AdbDer’e üye olması, Derneklerin güçbirliği vekaletini göndermeleri zamanı hem gelmiştir, hem geçmiştir.

Haklarımızı ancak üzerimizdeki ölü toprağını silkelediğimizde alabiliriz. Haklarımızı ancak Amatör Denizcilerin VATANDAŞ olduklarını anladıkları zaman alabiliriz. Veya daha çok bekler, daha çok ZULÜM görür, her yıl bağlama parası olarak bir otomobil parasını verir ve sömürülmeye devam ederiz. Kabahati hep Devlete yüklemeyelim. KABAHATİN BÜYÜĞÜ BİZDE.