yeni
İstanbul
04 Mayıs, 2025, Pazar
  • DOLAR
    32.30
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2406.9
  • BIST
    10401.67
  • BTC
    67490.92$

ANDIMIZ NE DİYOR?

15 Kasım 2018, Perşembe 17:04

Bir ilk okul talebesi her sabah güne Türk’üm doğruyum, çalışkanım diyerek başlıyor.


Doğru bir insan olmanın erdemini beynine her gün kazıyor. Hırsızlığın, çabuk zengin olmanın, devletin malı deniz yemeyen domuz lafının onun için geçerli olamayacağını kafasına nakşediyor. 12 milyar Dolara mal olacak Hava limanını 34 Milyar dolara mal edenleri alkışlamayacak bilince ulaşıyor.


Adam kayırmanın, liyakat sahibi olmadan makam sahibi olmanın iyi bir şey olmadığını, milleti kandırmanın, bir söylediğinin bir söylediğini tutmamasının ahlaklı bir şey olmayacağını öğreniyor.


Kendinden küçük olanların zayıflığından faydalanmayacağını ve hatta onları koruyacağını haykırıyor her sabah. Düşene birde sen vur demiyor büyüdüğünde bu sebeple.


Zayıflara kol kanat germesi gerektiğinin bir erdem olduğunu öğreniyor. Büyüdüğünde insanları yönetirken onların insan olduğunu, onlara insan gibi davranılması gerektiğini biliyor.


Aynı zamanda büyüklerine de saygıda kusur etmeyeceğini onların hayat tecrübelerine saygı duyacağını ifade ediyor ve dahi küçük büyük, zengin fakir, güçlü zayıf ayırmadan bu milleti kendisinden bile daha çok seveceğini, sevmesi gerektiğini söylüyor. Bunları beynine nakş ediyor, hem alt beynine, ruhuna, hem üst beynine

.
Bunları yaparken de bir Ülküsü olduğunu biliyor yükselmek ileri gitmek olduğunun altını çiziyor. Durursa, aslında durmadığını geri gittiğini öğreniyor. Çünkü diğerlerinin durmadığını biliyor.


Bunca şeyi yapabilmek için ihtiyacı olan şeyin bu Ülküsü olduğunu, mevcut varlığının bu millet ve vatan için harcanmasının da ne kadar erdemli bir şey olduğunu biliyor.


Bu günleri görmesini sağlayan ve ülkeyi 10 yılda hiçlikten çokluğa taşınmasında önderlik eden Atasına da sadakat gösteriyor ve o yolda ilerleyeceğine ant içiyor.


Biz sadece yemin etmekle kalmadık, biz boş beleş konuşan öğretmenler olmadığı bir zamanın çocuklarıyız.
Bizim annelerimiz babalarımız acaba çocuklarımızı okulda taciz ediyorlar mı diye çocukları gizliden gizliye sorgulamazdı.
Öğretmenler anneydi babaydı onlar için, derste 2x2 den ziyade bu vatana hayırlı insan olmayı öğretirlerdi. Öğretmenimize annemizden babamızdan çok saygı duyardık. Sevdiğimizden korkardık, onların gözünde küçük düşmekten korkardık. Dayak yemekten şiddet görmek ihtimali değildi korkma sebebimiz.


Hasılı andımızı her sabah haykıran bir neslin evladı olarak, ALLAH şahidimdir ki, ant içtiğim gibi yaşadım. Bu sözler alt beynim, üst beynim, ruhum, yüreğim, hücrelerime nakşetti, hataya yöneldiğimde hissettiğim rahatsızlık ve mutsuzluk beni doğru yöne çevirdi ve dahi bunca yıldır ne mutlu Türküm demekten hiç vazgeçmedim.


Andımızı kaldıranlar, bu çocuklar filizken dik durmayı öğrenirse biz bunları istediğimiz yöne egemeyiz, bizim yaptığımız yanlışlar onları rahatsız eder uykularını kaçırır, koltuklarımızda Demokles’in kılıcı gibi tepemizde sallanan erdemli seçmenler olur diye korkmuş olsalar gerek ki, insanlara DOĞRU, ÇALIŞKAN ve kendilerini bu vatan için heder etmeye hazır Türk insanları istememektedirler.
Nasılsa bazı insanlar için para vatandan daha önemlidir. Öyle olmasa FETÖ ve ona hizmet eden hırsızlar çetesi Türkiye’yi ele geçirmek için orayı burayı bombalayamazdı degilmi?

google